11-EV KOKUSU

4K 319 250
                                    

Ben geldim canlaaarr!

Umarım kitabı yaz sonuna kadar bitirebilirim. Pek sanmıyorum ama. Bölümleri hızlı yazsam bir dert hızlı yazmasam bir dert. Neyse, bunları yaz sonunda konuşacağız artık.

Arkadaşlar yeniden düzenlendiği için önceden verdiğiniz oylar silinmiş olabilir. Sizden oy vermenizi rica ediyorum.

Bölüm sonunda görüşürüz diyorum, keyifli okumalar diliyorum ve kaçıyorum :)

_____._____

"Nerede yaşadığını, sana nasıl davrandığımızı soran birisi olursa ne yapacaksın, güzel kızım?" Annem bana güzel kızım demişti. Patlayan dudağımın acısına rağmen, dolan gözlerime, titreyen ve titremesini durduramadığım bedenime, kısık sesime, acıyan saç diplerime rağmen gülümsedim. Yanağıma damlalar düştü ama ben anneme bakıp mutlu oldum. Beni sevdi sandım. Beni sarıp sarmaladı sandım. Benliğimde eksik hissettiğim şey sevgi değildi. Eksik bırakıldığım şey anne sevgisiydi. "Siz bana hep iyi davrandınız, anne. Güzel yemekler yaptınız, şekerler aldınız, parka götürdünüz. Ben sizin yanınızda hep gülüyorum. Çok mutlu oluyorum. Siz hep saçlarımı okşuyorsunuz, bana masal anlatıyorsunuz. Siz beni çok seviyorsunuz." Annem bana gülümseyip elini kafama koydu ve saçlarımı sevdi. Ona sarılmak istiyordum ama korkuyordum. Bana yine vurmasından delicesine korkuyordum. "Beni seviyorsun, değil mi anne?" Kafamı kaldırdım. Büzdüğüm dudaklarım ve içimden gelen ağlama isteğimle gözlerimi anneme dikmiştim. Bir cevap istiyordum.

"Haklısın, biz sana hep güzel yemekler pişiriyoruz, parka götürüyoruz ve sen mutlu oluyorsun. Peki senin evin, nerede?" Bana cevap vermedi. Onu kızdırmış mıydım? Anlayamıyordum. Ama kızsa, vururdu. Sanırım kızmamıştı. Yanağım yine ıslandı ve annem gözyaşlarımı silmek yerine bana gülümsedi.

"Benim evim burası, anne. Sizin olduğunuz her yer. Siz benim evimsiniz. Evim gibi kokuyorsunuz. Bana böyle söylemiştiniz." Annemin gülümsemesi büyüdü. Eğildiği yerden doğruldu ve ceza köşeme arkasını döndü. Neden arkasını dönmüştü? Yanlış bir şey mi söylemiştim? Bana ezberlettirdiklerini söylemiştim sadece. Sanırım yaptığım hata yüzünden kızgındı.

Acıkmıştım ve mutfakta bulduğum şekerleri yemiştim. Cezayı hak etmiştim.

Annemin topukluları, kapıya kadar ilerledi. Kapıdan dışarıya çıkıp koridorda ilerledikten sonra ortalık birden sessizleşti. Bu sessizliği hiç sevmezdim. Annemin sesi çok güzeldi. Ama bağırdığında hiç güzel çıkmıyordu. Aksine, beni korkutuyordu. Keşke annem hiç bağırmasaydı. Keşke annem beni sevseydi.

Çıkmadan önce kapattığı ışığı açmak istedim. Ama ellerim ve ayaklarım bağlıydı. Gözlerim tekrar pencereye döndü ve küçük ayaklarımın hemen önüne düşen ay ışığına bakıp, gülümsedim. Çünkü annem bana, güzel kızım demişti. O bana bağırmasa, hep böyle seslense gülümserdim. Ama o ilk defa bana böyle seslenmişti.

O canavardı. Ama benim annemdi.

Gözlerimi sımsıkı yumdum. Önüme gelen saçlarım, sarsılan omuzlarımla hareket etti. Benim gözyaşlarım, sel olur muydu? Sel olursa, öldürdüm. Önemli olan benim ölümüm değildi ama. Annem onları korumamı istemişti. Ben yüzme bilmiyordum, onları koruyamazdım. Ağlamaya devam edersem, sel olduğu için annem bana kızardı. Ağlamam sorun muydu? Evet, sorundu. Burnumu çekip dudağımı büzdüm. Ağlamamalıydım.

Sanırım ben, babamı özlemiştim. Birkaç gün önce iş için yurt dışına çıkmıştı. Ama dönecekti. Ne zaman gelecek bilmiyordum ama karnım ağrıyordu.

KIZIL ARAFWhere stories live. Discover now