19-ŞAH BAĞI

2.6K 260 223
                                    

Yine ben :)

Biraz oldu bölüm yazmayalı. Malum sınav senem bu yüzden son birkaç bölüm daha yazıp kitaba ara vermek istiyorum. Geri döneceğim kesin ama.

Kitap hakkında çok güzel planlarım var umarım sınavı ilk seneden hallederim ve sizi daha fazla bekletmem dua edin bana lütfen

Keyifli okumalar :)

______.______

Sırlar, insanları birbirinden koparan en acımasız katildir. Sizi önce birbirinize bağlar, daha sonra aranızı bozar ve keskinleşip o özel bağınızı kesip atar. İple bağlı olanlar paramparça olur belki ama şah damarları bağlı olanlar, toparlanmasını bilir.

Biz hangisiydik bilmiyordum ama kendimi hiç şah damarımdan herhangi birine bağlı hissetmiyordum. Olurdu ya, kalp bağı, can bağı, göbek bağı. Ben bir de bunlara şah damarı bağlı olanları ekliyordum.

Bağlı şah damarları kopanların sonu, mutlak ölümdü. Can bağı değildi bu. Göbek bağı değildi, kalp bağı değildi. Bambaşka bir şeydi.

Şah bağıydı.

Ve ben kimseye şah bağıyla bağlı olmak istemiyordum. Asla.

"Burası mı?" Sorumla bana dönen Karan'a baktım ve daha da açık sormaya çalıştım. "Bizim evimiz yani, burası mı?" Karan karşısında durduğumuz eve baktı ve kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Evimiz buradan çok daha büyük olacak. Aklının dahi alamayacağı kadar büyük. Çünkü sen, benim kraliçem olacaksın. En azından halkımın gözünde." Yapay bir kahkaha attım.

"Beyaz atın da var mı bari?"

"Evet, var. Rüzgar." Kaşlarımı kaldırıp hayret içinde ona baktım.

"Bir ara tanıştırırım sizi. Ama önce şu eve girip biraz dinlenelim. Dediğim gibi. Yarın senin için oldukça yorucu olacak."

"Sanırsın sırtımda yük taşıyacağım yarın." Söylene söylene girdiğim evde, karşılaştığım manzarayla donakaldım.

"Karan?" dedim koltuğu işaret ederek. "Bunlar ne?" Arkamdan anahtarı kapıdan alan ve kapıyı kapatıp yanıma gelen Karan, koltukta gördüğüm şeylere baktı ve bana döndü.

"Bizim çocuklara aldırdım. Lazım olur diye. Ne aldırmam gerektiğini bilmediğim için hepsinden aldırdım."

Koltukta, çeşit çeşit abur cubur ve regl olan bir kızın ihtiyacı olan her şey vardı. Evin içinde resmen küçük bir bakkal kurmuşlardı.

"Çikolata ağrıyı geçirir diye düşündüm."

Aptaldı. Çikolata gram işe yaramıyordu ama böyle düşünmeye devam etmesinde sıkıntı yoktu. Elimi çırpa çırpa koltuğa atladım ve abur cuburlar içinde yüzmeye başladım.

"Allahım, bugünleri de mi görecektim? Evet, seninle evlenirim be adam! Evet!" Karan yüzüme benden tiksiniyormuş gibi baktı. O bana böyle baktıkça ben daha çok güldüm. Eğleniyordum. Ta ki, karnıma sancı demeye bin şahit isteyen bir tür ölümcül ağrı girene kadar.

Ofladım ve karnımı tutarak ayağa kalktım. "Sanırım biraz dinlensem iyi olur. Yatmaya gidiyorum." Buruşan yüzümü izleyen Karan başıyla onayladı. Yanından geçip bulduğum ilk yatağa kendimi attım ve örtüyü üzerime çektim. Uyuduğumda hissetmiyordum ama uyandığımda yine başlıyordu. Yine de tüm regl dönemimi kış uykusuna yatan bir ayı gibi geçirmem benim için sorun değildi. Karan için de sorun olmayacak gibiydi. Yarına kadar uyusam bence geçerdi.

KIZIL ARAFWhere stories live. Discover now