GÜZ SAÇLI KIZ (TAMAMLANDI)

GİRİŞ: GÜZ-SU-EL

     "Fazla cımbızı olan var mıııı?"

     İşte bizim sınıf için sıradan bir soru. Evet, evet, yanlış duymadınız. Kalem ya da silgi değil, cımbız! Çünkü bizim sınıf, kızlar sınıfı. Tam otuz kızla dolu bir sınıf. Hem de bir erkek lisesinde! Çok mu şaşırtıcı geldi size? Şaşırmayın ya! Okulun idari bir kararı işte. Sabahçı sınıflara not ortalamalarına göre kızlar da alınıyor. Yani, sizin anlayacağınız pek tembel kız yoktur bizim sınıfta. Daha ziyade bakımlı ve bakımsız olarak ayrılırız biz. Eteğini kısaltıp okula ojesiz (renksiz ya da 'nude' olanlarından tabi), rimelsiz (makyaj yasak da!!!) ve fönsüz gelmeyen kızlar ile eteklerini kısaltma gereği veya isteği duymayan, 'ben doğal halimle de güzelim' havasında olan ya da derslerden başını kaldıramayıp bu gereksiz işlere vakit harcamayan kızlar.

     Ben mi? Doğru ya kendimi tanıtmadım size, değil mi? Ben Güzin. Evet, evet, biliyorum, babaanne ismi. Ama ne yaparsınız? Yeni doğmuşken hiçbir söz hakkınız olmuyor işte. Ağlamanızdan da o koydukları ismi beğenmediğinizi anlamıyorlar ki!
Amaan, neyse! Arkadaşlarım da bu ismi pek beğenmemiş olacaklar ki bana kısaca Güz diyorlar. Arkadaşlarım mı kim? Sude, ki biz ona kısaca Su diyoruz. Bir de Ela, ona da El (Amerikan İngilizcesiyle, biraz yayarak yani) diyoruz. Bu kısaltma işini fazla abartmış olabiliriz ama kime ne? Bizim hoşumuza gidiyor işte.

     Su, orta boylarda kumral bir kız. O, bakımlı kızlar grubuna giriyor. Her gün erkenden kalkıp üşenmeden saçlarına fön çeker kendileri. Ya uykudan kıymetli mi güzel arkadaşım diyoruz, "fönsüz çıkmam abi!" diyor. Su da böyle işte! Derslerde taktığı gözlükler, teneffüslerde aynen çıkıyor. Hatta bazen kestiği çocuğun çıktığı çocuk olduğundan emin olmak için bizden teyit alması gerekebiliyor...

     "Güz ya, benim baktığım tarafa bir baksana. Akın di mi o?"

     "Evet, kuzum. Doğru yoldasın. Aynen devam."

     Ama şimdi Allah'ı var, güzel kız. Gözlükleri de bu güzellikten hiçbir şey kaybettirmiyor bence. Öğretmenlerin ve velilerin ortak görüşü: "Sude ne kadar hanımefendi bir kız!" Ah, ah! Teyzelerim, amcalarım, hocalarım, dışı sizi, içi bizi yakar onun! Ne fettandır o! Bir biz, bir de çıktığı çocuklar bilir bunu! Neyse bu konulara pek girmeyeyim şimdi.

     El, kısa boylu kategorisine giriyor bence. Şşşşt, bunu söylediğimi sakın ona söylemeyin ha! Aramızda kalsın, n'olur! Beni keser yoksa. Bu boy olayına takık da biraz. Biz de pek durmayız bu konuda. Güzel sarı saçlarına kıyıp kısacık, erkek gibi kestiriyor. Üstüne üstlük bir de jöleyle dik dik yapıyor onları. Hah, 'şah ıdın, şahbaz oldun, El' diyesim geliyor ama diyemiyorum yüzüne tabi. Bir yumruk yerim burnuma diye korkuyorum valla. O güzel sarı saçlarına, o yeşil badem gözlerine yazık be tatlım! Ama yok, illa erkek berberine gidip o saçlar erkek gibi kestirilecek! Bayan kuaförleri istediği gibi kesemiyormuş. Erkek gibi bir kız anlayacağınız. Bir de 'kodum mu oturturum' tarzındaki konuşması o ince kız sesine hiç yakışmıyor, o da ayrı bir mesele.

     Gelelim bana. Su ile El'in arasında bir boya sahibim. Gözlerim mavi olsa da küçük olduklarından pek belli olmuyorlar. Şöyle anlatayım size: Geçen gün üç yıllık sınıf arkadaşım bana, "A, Güzin senin gözlerin mavi mi?" dedi. O kadar söylüyorum yani. Aslında kendine bakmayıp dersleriyle ilgilenen kızlar grubundayım. Hayat felsefem her zaman şudur: İmaj hiçbir şeydir, soğuk her şey. Kışın kat kat, lahana gibi giyinirim. Atkıma, bereme öyle sarınırım ki okula girdiğimde kimse tanıyamaz yüzüm görünmediği için. Üşüyorum arkadaş, napayım? Soğuğu da hiç sevmiyorum! İş güç sahibi olunca yapacağım ilk şey sıcak bir memlekete taşınmak olacak, bu böyle biline! He bir de övünmek gibi olmasın ama okul birincisiyim. Sınıfta en yüksek notları hep ben alıyorum. Ehe, ehe. Zaten aramızda en aklı başında olan da benim.

     İşte beni tanıdınız ve insanlık için küçük ama benim için büyük olan dünyama hoş geldiniz :)

(Veee giriş bölümünü bitirdin sevgili okuyucu. Artık kahramanlarımızı tanıyorsun. Sence bir yıldızı hak etmediler mi? Hadi, durma. Bas tuşa. Seni ne maceralar bekliyor daha! Düşüncelerini de yorumlarda belirtmeyi unutma😉
Bu arada Giriş bölümü ve Birinci bölüm hikayeye giriş niteliğinde. Olaylar sonraki bölümlerde başlıyor. Sonraki bölümleri de okumayı ihtimal etme😊)