BEŞİNCİ BÖLÜM: GÖSTERİ

1.2K 144 51
                                    

(MULTİMEDYA: 1- MİR
2- Gösterideki şarkı)

Günler Berk'i görecek olmanın, onunla konuşacak olmanın heyecanı, onu görüp onunla konuşmanın mutluluğuyla geçerken, geceler onun beni asla sevmeyeceği gerçeğinin o yakıcı, o kahredici, o yok edici acısıyla sessiz sessiz ağlayarak geçiyordu.

Bir şey hem bu kadar mutluluk verici hem de bu kadar acı verici nasıl olabiliyor, şaşıyor insan! Ve onun sevmediğini bile bile nasıl da seviyor insan! Ah aşk! Hem zindan oluyor, hem ihsan!

Gösterimiz git gide yaklaşıyordu ve benim heyecanım da git gide artıyordu. Provalar gayet güzel gidiyordu. Son haftalarda Cemile Hoca prova sayısını iyice arttırmıştı. Bir taraftan provalar, bir taraftan dersler, bir taraftan da aşk dolu uykusuz geceler epey zorluyordu beni. Ama halimden yine de şikayetçi değildim.

Gösteriye on gün kalmıştı. O gün de her sabahki gibi okula erkenden gelip okul kapısının oralarda Berk'i beklemeye başladım. Yanımda Su ve El de vardı. Her zamanki saatte Mir ve Emre girdiler kapıdan. Yanlarında Berk yoktu. Arkadan geliyor herhalde diye düşündüm. Bekledim ama yoktu. İyi miydi? miydi? mı olmuştu acaba? Bugün onu göremeyecek miydim? "İnşallah bir şeyi yoktur," diye geçirdim içimden. Yüzüm asıldı.  O günüm iyi geçmeyecekti, belli olmuştu. Ne olduğunu öğrenmek için can atıyordum ama Mir'in yanına gidip sormaya da çekiniyordum. Neyse ki Mir ve Emre bize doğru yürümeye başladılar. Emre bize selam verip ilerledi. Mir yanımıza geldi.

"Günaydın, arkadaşlar."

"Günaydın, Mir."

"Güzin, biraz konuşabilir miyiz?"

Kızlara endişeli bir "hayırdır inşallah" bakışı yolladım ve
"Tabi," dedim.

Biraz yürüdük. İyi görünmüyordu ve beni de iyice endişelendirmişti.

"Mir, hayırdır inşallah. Kötü bir şey mi oldu?"

"Güzin, gösteride değişiklik yapmamız gerekecek. Berk'in eli alçıya alındı. Gitar çalamayacak."

"Yaa!" diye bir çığlık attım istemsiz. İçim acıdı.

"Yani hafif bir çatlak varmış, çok önemli değilmiş."

"İnşallah iyileşir bir an önce."

"İnşallah. Ama gösteriye çıkamayacak. Ben Cemile Hoca'yla konuşacağım. Sen şiiri tek oku, gitarı ben çalayım diyorum."

"Sen gitar çalmayı biliyor musun?"

"Evet," dedi. Şaşırmama şaşırmış gibiydi.

"Tamam, olur. Neden olmasın? Yaparım, zaten şiiri ezbere biliyorum."

"Yani seni yarı yolda bırakmış gibi olmak istemem."

"Hayır, canım. Öyle bir şey kesinlikle söz konusu olamaz ki bu durumda. Sağlık bu sonuçta. Hiç sıkıntı değil."

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim. Ne demek."

GÜZ SAÇLI KIZ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now