KIRK ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: ANLADIM

590 61 35
                                    

"Nasıl kayıp?"

"Dünden beri telefonu kapalı. Eve de gelmedi. Herkesi aradım. Kimsenin nerede olduğundan haberi yok. Ben de belki seninledir diye düşündüm."

"Yok, hayır, değil. Mir'i görmedim ben günlerdir."

"Off! Nerede bu çocuk? Başına bir şey gelmesinden korkuyorum, Güzin."

"Sakin olun, lütfen, Leyla Teyze. Belki İstanbul'a gitmiştir. Oradaki evindedir."

"Yok, orada da değilmiş. Kapıcıya sordum. Gelen giden kimse olmamış."

"Belki o görmemiştir. Evde uyuyordur, Mir."

"Olabilir, bak. En iyisi gidip bakmak. Ben hemen yola çıkayım o zaman."

"Tamam, Leyla Teyze. Ben de şimdi bizimkilere haber veriyorum. Biz de aklımıza gelen her yere bakarız. Ama lütfen siz de sakin olun."

"Sakin kalmaya çalışıyorum kızım ama olmuyor işte. Neyse, beni habersiz bırakmayın, olur mu?"

"Tamam. Siz de beni. Sürekli haberleşiriz, merak etmeyin."

Telefon kapanır kapanmaz tekrar çaldı. Bu sefer Sude arıyordu.

"Alo, Güz, sen kiminle konuşuyorsun kaç saattir ya?"

"Leyla Teyze aradı. Mir'e ulaşamıyormuş. Ben de sizi arayacaktım."

"Onun için aradım seni ben de. Akınları da aramış Leyla Teyze. Yola çıktık biz. Seni almaya geliyoruz. Dört koldan ararız Mir'i."

"Süper! Leyla Teyze de İstanbul'a gidiyor. Oradaki eve bakacak. Belki oraya gitmiştir Mir."

"Tamam o zaman. Hazırlan hadi. Biz 15-20 dakikaya sizin orada oluruz."

Hemen hazırlandım. Bu arada anneme de durumu anlattım.

"Anneciğim," dedim, "lütfen dualarını eksik etme. Mir'i bulalım hayırlısıyla sağ salim."

"Tamam, kızım. Çoktan etmeye başladım zaten. Sen çıkınca da abdest alıp Kur'an okurum. Merak etme."

Çalan kornanın sesiyle hemen kalkıp ayakkabılarımı giydim. Tam çıkarken annem kışın paltosunun üstüne sardığı şalını attı omzuma.

"Dışarısı çok soğuk. Bunu üstünden çıkarma sakın," dedi. "Zaten yeni yeni toparlanmaya başladın."

Annemin yanağına kocaman bir öpücük kondurup hemen dışarı çıktım. Evin kapısında durmuş ağzının kıpırdamasından dua etmekte olduğunu anladığım canım anneme el sallayıp hemen arabaya bindim. Sürücü koltuğundaki Akın ile hemen yanındaki Sude'yle ve arkada yanımda oturan Ela ile Cenk'le selamlaştıktan sonra:

"Ee," dedim, "planınız ne? Ne yapacağız? Nerelere bakalım?"

"Aslında tam bir planımız yok," dedi Sude. "Önce sürekli takıldığımız yerlere, okulun oralara falan bakalım dedik."

"Tamam. İyi düşünmüşsünüz. O halde herkes bir yere dağılsın. Beş koldan arayalım," dedim ve her birimize birkaç yer gelecek şekilde bir arama planı yaptık.

Akın:

"Hayır, anlamıyorum. Nereye gider bu çocuk?" dedi endişeli endişeli. "Hiç de öyle haber vermeden bir şeyler yapacak, insanları telaşa düşürecek bir insan da değildir ki Mir?"

"E, şimdi Enişte Bey, bu çocuğun son zamanlarda yaşadıkları da az buz şeyler değil yani..."

Ela tam cümlesine devam ediyordu ki ön koltuktan Sude'nin kızgınlık ve uyarıyla karışık sesi duyuldu:

GÜZ SAÇLI KIZ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now