OTUZ BİRİNCİ BÖLÜM: MENEMEN

596 73 55
                                    

(Multimedya: Güz'ün bölüm sonundaki hali, temsili)

     Bir süre öyle ekrana bakakaldım. Off, ne yapacaktım ben şimdi? Kötü kara kedi yaftası yemek hiç istemiyordum! Off! Ama Mir'i de kırmak istemiyordum. Ne yapmalıydım? En iyisi telefonu açıp kısa konuşmaktı. Sonra da yoğun olduğumu söyleyip aramaları azaltmalıydım. Yani sevgilisi var diye arkadaşımdan tamamen vazgeçecek de değildim herhalde!

     "Efendim."

     "Güzin, selam. Nasılsın?"
Hmmm. Sesi iyi geliyor. Keyfi yerinde demek ki.

     "İyiyim. Sen?"

     "Ben de iyiyim, sağ ol. Ya arayamadım kusura bakma. Burada işler biraz... nasıl diyeyim... biraz yoğundu da."

     E, tabi sevgilinle vakit geçiriyordun, meşguldün tabi.

    "Yok, önemli değil. Anlıyorum. Baban nasıl? Var mı bir gelişme?"

    "Durumu aynı. Stabil yani."

     Babasından bahsederken hemen ses tonu değişti. Üzgünleşti.

     "Ama bu iyi bir şey aslında, değil mi? Evet, iyiye gitmiyor olabilir ama kötüye de gitmiyor sonuçta. O da olabilirdi, değil mi?"

     "Evet, çok şükür."

     Aslında bu Mir'in ağzını aramak için iyi bir fırsattı ve ben de bu fırsatı değerlendirmeye karar verdim hemen o an.

     "E, peki Amerika'da hayat nasıl gidiyor? Arkadaşın falan var mı mesela?"

     "Günümün çoğu hastanede geçiyor, bildiğin gibi. Ama hastanede birkaç Amerikalı arkadaş edindim diyebilirim."

     "Güzel. Peki ziyaretçiniz falan oluyor mu çok? Şey, yani, ne bileyim, tanıdık sesler duymak iyi gelir belki babana."

    Bat, Güzin, bat! Yalanın dibine bat!

    "Bir saniye Güzin..."

     Kısa bir süre ses gelmedi telefonun Amerika ucundan. Sonra:

     "Şey, Güzin, kusura bakma kapatmak zorundayım," dedi Mir.
"Doktor gelmiş de, beni çağırıyorlar."

     "Tamam, sorun değil."

     "Ama ben seni sonra arayacağım mutlaka."

     "Tamam. Görüşürüz."

     Kaç bakalım Mir Efendi! Nereye kadar kaçacaksın bakalım?

     Telefonu kapatmamla İnci'nin neşeli sesini duymam bir oldu.

     "Tabi ki de halletmiş benim sevgilim! Canım aşkım ya! Çok seviyorum bu çocuğu ben ya!"

     "İnciciğim, aşk sözcüklerin bittiyse beni de aydınlatsan, bu işin nasıl hallolduğunu bana da anlatsan?"

     "Ay, gerilme tatlım. Rahatla artık. Hakan Ozan'la konuşmuş. Onlarda kalacağız."

     "Kalacağız derken?"

     "E, seni de ortada bırakacak değildik herhalde! İkimiz için de konuştu Hakan tabi ki."

     "Yok, ben gelmem."

     "A, niye?"

     "Berk de orada olmayacak mı?"

GÜZ SAÇLI KIZ (TAMAMLANDI)On viuen les histories. Descobreix ara