4

9K 520 468
                                    

Büyük salona gireceği sırada adının seslenilmesiyle durup arkasına döndü. Hermione biraz ileride ona doğru koşturuyordu. Yanına geldiğinde nefesini düzenlemeye çalışırken Harry tek kaşını kaldırıp kızı inceledi.

"Günaydın." dedi kız sonunda nefesi düzene girdiğinde.

"Günaydın, bir şey mi oldu?"

"Ihm şey... Geçen gün hayatımı kurtardığın için yeterince teşekkür edememiştim. Lütfen, bunu teşekkür hediyesi olarak kabul et." Elindeki küçük paketi uzatırken kızarmıştı. "Ama lütfen burada açma, etraftakilerin yanlış anlamasını istemiyorum. Herkes bizi izliyor."

Harry etrafına baktığında gerçekten de büyük salona giden çoğu kişinin durup onları izlediğini gördü. Harry'nin fark ettiğini anlayan çoğu kişi paniklemiş büyük salona girmişlerdi. "Buna gerek yoktu. Yanlış zamanda yanlış yerde olduğunu söylemiştim." dedi elindeki kutuyu incelerken. Kız omuz silkti.

"Yine de hayatımı kurtardın. Bu yüzden lütfen itiraz etme." Kız beklentiyle ona bakarken pes edip başını salladı.

"Peki o zaman, teşekkürler."

Kutunun içinde ne olduğunu bilmese de, aldığı ilk hediye olması onu çoktan anlamlı kılmıştı. Beraber büyük salona girdiklerinde ikisi de farklı yönlerdeki masalarına ilerledi. Harry boş bir yere oturduğunda ilgi odağı elindeki kutu olmaktan çıkmış gözleri öğretmenler masasını tarıyordu.

Bir haftadır Quirrell'dan olumlu yada olumsuz bir cevap alamamış olması sinirlerini bozuyordu. Ayrıca bu gün çarşambaydı ve okul cuma akşamı noel tatiline girecekti. Harry Profesör Snape'in okulda kalacaklar listesine adını çoktan yazdırmıştı. Elbette tatili Hogwarts'ta geçirecekti. Okul öğrencilere noel tatilini tercihlerine bağlı olarak Hogwarts'ta geçirme fırsatı sunuyordu ki Harry bunu duyduğunda epey memnun olmuştu. Şu an en son görmek istediği şey o aptal Dursleylerdi.

Quirrell masadaki yerini aldığında belki de cevap vermek için tatili beklediğini düşündü. Okuldaki öğrenci sayısının elliyi geçeceğini sanmıyordu. Ne kadar az insan o kadar mahremiyet demekti.

****

Odasına girdiğinde tüm gün yanında taşıdığı kutuyu daha fazla beklemeden açmaya koyuldu. Paketi çıkarıp kapağı açtığında kutudan bir kolye çıktı.

Ucunda zümrüte benzeyen bir taşın bulunduğu gümüş zincirli bir kolyeydi. Taşın üstüne süslü bir şekilde HP harfleri yazılıydı. Harry bu taşın zümrüt olmadığından emindi çünkü muggle doğumlu bir kızın parası bunu almaya asla yetmezdi. Kutunun içindeki küçük kağıdı çıkartıp okudu.

'Belki maddi bir değeri yok ama birkaç gece bunun için biçim değiştirmekle uğraştım. Umarım beğenmişsindir.'

Harry kağıdı kutuyla birlikte sandığına koyarken kolyeye bir bağlılık büyüsü yapıp boynuna geçirdi. Büyü basit olsa da olası bir durumda kolyeyi kaybetmesini önleyebilirdi. Harry çıkarmadığı müddetçe boynunda duracaktı.

Ertesi gece yasak ormana gitmek için odasından çıktı. Ormanın yanındaki küçük kulübesinin önünde Hagrid'le buluştu. "İyi akşamlar, Harry!"

"İyi akşamlar Hagrid. Yasak ormanda ne yapacağız?" dedi Hagrid'in uzattığı gaz lambasını alırken.

"Birkaç akşamdır tek boynuzlu at cesetleri buluyorum. Biri onları avlıyor olmalı. Seninle birlikte ormana bir göz atacağız sadece." Birlikte ormana girerken kaşlarını çattı. Tek boynuzlu atlarla ilgili birkaç şey biliyordu. Onları öldüren kişi, o an için hayatta kalırdı ama o kadar saf bir canlıyı öldürmüş olduğu için lanetli bir hayata mahkum edilirdi.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Where stories live. Discover now