Final

5.5K 282 292
                                    


"Sence de bu günlük bu kadar yeterli değil mi?"

Babasının kendisine seslenmesiyle birlikte, yakalarından tuttuğu genci geriye doğru fırlatarak bıraktı. Neredeyse baygın haldeki çocuk gürültüyle yere düşerken varis, kolunun tersiyle yüzüne düşen saçları geriye itmeye çalıştı. Ellerini üst üste attığı yumruklar yüzünden akan kanla kaplandığı için kullanamıyordu.

Kara büyüyle hırsını alamadığına karar verdikten sonra fiziksel saldırı gözüne daha cazip görünmüştü.

"Tüm günüm burada geçse bile yeterli olmaz." derken zümrüt yeşili gözleri karanlık bir bakışla yerdeki kızıl büyücüdeydi.

Elinin sürtmesiyle yanağına bulaşan kendi kanı, korkutucu bakışları, dağılmış kıyafetleri ve saçları, Karanlık Prens ünvanını hak ettiğini kanıtlar nitelikteydi.

"Yeter dedim, Harry."

Lordun itiraz istemeyen sesi zihninde yankılandığında bir süre daha hareketsiz kalarak bakışlarını Ron Weasley'in baygın bedeninde tutmuş, sonra ani bir hamleyle hücrenin çıkışına yönelmişti. Zindanlardan çıkmadan önce üzerine çekidüzen vererek ellerindeki kanı temizlemiş, daha rahat hareket edebilmek adına yok ettiği cüppesinin yerine yenisini çağırmıştı.

Bir hafta boyunca yaptığı şeyler oldukça sınırlıydı. Başlarda Hermione uyanana kadar yanında durmakta ısrarcı olmuştu ancak şifacının uzun süre uyanmayacağı konusundaki kendinden emin tavrı sayesinde vaktini daha verimli geçirebileceğine karar vermişti.

Zindanlar, yemek salonu ve Hermione'nin odası dışında neredeyse hiçbir yere gitmemişti. Karanlık Lord zindanları yasaklamakla tehdit etmeseydi öğünlerini atlamaktan da çekinmeyebilirdi.

Büyük kayıplarla atlatılan savaş sonrası ciddi kararlar alınıyor olmasına rağmen çoğu toplantıya katılmıyordu. Tabi yine de zihin bağı sayesinde her şeyden haberdardı ve babasıyla fikir alışverişi yapabiliyordu.

Cisimlendiği an açılan kapılardan içeriye girdiğinde babasını elindeki birkaç parşömeni incelerken buldu. Normalde Harry Lordundan önce gelerek onu bekletmemeye çalışırdı ancak son günlerde bu biraz aksamıştı.

Neyse ki Karanlık Lord oğlunun davranışlarındaki değişikliğe fazla takılmıyordu. Bu durumun Hermione uyanana kadar böyle süreceğinin farkındaydı ve kendinden beklenilmeyecek kadar hoşgörüyordu.

"Onlar ne?" diye sorarken Voldemort'un yanına doğru ilerliyordu.

"İrlanda Sihir Bakanlığıyla ilgili birkaç belge... Savaşa yoğunlaştığımız için geri planda kalmıştı, en yakın zamanda kontrolü ele almalıyız." dedikten sonra kağıtları toparlayarak önündeki sehpanın üzerine bıraktı. Ayağı kalkarken bakışlarını geldiğinden beri ilk kez varisine çevirmiş, yüzünde gördüğü kanla kaşlarını çatmıştı. Harry orada olduğundan haberi bile olmadığından kanı temizlememişti.

Bakışlarını varisinin üzerinde gezdirerek kanın kaynağını ararken Harry ne olduğunu anlamadan babasına bakıyordu. Varisinin ellerini fark ettiğinde sessiz bir işaret verdi.

Harry ne demek istediğini anlamayarak kaşlarını çatınca Lord gözlerini devirerek basitçe "Elin," diye mırıldandı.

Harry küçük bir aydınlanma ifadesiyle ellerini kaldırarak öne doğru uzattı. Voldemort ilgisini varisinin ellerine çevirirken asasını yavaşça üzerinde gezdirerek yaraları iyileştirdi. Tekrar bakışlarını kaldırdığında Harry'nin sırıtarak kendisini izlediğini görmüştü.

Kaşlarını kaldırarak baktığında Harry daha çok sırıttı. "Beni bu kadar şımartmamalısın..."

Keyifli sözlerine karşılık kızıl gözleri birkaç saniye varisinin üzerinde gezinmiş sonrasında adımlarını yemek masasına yöneltmişti. "Zindanlara başkalarına zarar vermek için gidiyorsun, kendine değil." diye söylendi. Böylesine büyük güçlere sahipken muggle gibi dövüşmek ona anlamsız geliyordu.

Slytherin Varisi (Harry Potter AU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin