Slytherin Varisi (Harry Potter AU)

49

Grindelwald, rutin raporunu vermek için Slytherin kalesine cisimlenerek sakin adımlarla bahçeyi aştı. Tıpkı elli yıl önce olduğu gibi, aylardır Avrupa'yı kasıp kavuruyordu. Tek bir farkla, şimdi biat ettiği başka bir lider vardı. Davetlerini onun adına yapıyordu.

Sonunda salonun önüne geldiğinde kapılar izin istemesine fırsat vermeden açılmıştı. Lord, "Geç kaldın, Gellert. Toplantı çoktan bitti." diyerek vezirini karşıladı.

"Son anda birkaç gelişme olunca, müdahale etmek zorunda kaldım." diye açıkladı. "İrlanda beklediğimizden geç de olsa hamlelerini yapmaya başladı. Sadakatini bildiren birkaç haneye seherbazlar tarafından baskın yapılmış."

Lord, eliyle karşısındaki koltuğu işaret ettiğinde gösterilen yere oturdu. O sırada salonun kapıları bir kez daha açılmış, Karanlık Prens içeri girmişti.

"İrlanda geç bile kaldı. Eğer birlikte hareket etselerdi Almanya şimdi bu durumda olmazdı." derken o da koltuklardan birine oturmuştu. Lord'un veziriyle aralarında geçen küçük konuşmayı iletmesiyle konu ilgisini çekmiş, anında salonun önüne cisimlenmişti. Zaten bir şey yaptığı da yoktu. Çalışma odasında mugglelardan temizlenecek yeni yerler araştırıyordu.

Hermione, yaz tatilini fırsat bilerek Pansy ve Gwen'le fazlaca vakit geçirir olmuştu. Harry de bu durumdan rahatsız değildi. Kız bir yıl boyunca arkadaşlarından uzak kalmıştı. Draco yanında olduğu için Harry pek fazla sıkılmıyordu ancak sevgilisinin kendisi yoğun olduğu zamanlarda fazlaca sıkıldığının farkındaydı. Özellikle baskınlara gittiğinde.

"Ne düşündüklerini bilemeyiz ancak doğru. Almanya tek başına hareket ederek yapabileceği en büyük hatayı yaptı."  diye katıldı Grindelwald. "Asıl soru, karşısında Almanya gibi bir örnek varken İrlanda'nın neden tek başına böyle bir hamle yaptığı?"

"Tek başına olduğunu düşündüren ne?" diye sordu Lord. Diğer ikisi birbirlerine bakmayı bırakıp ona döndü.

"Yoldaşlığı mı kat ediyorsun, baba? Dumbledore'un Almanya'dan sonra diğer Avrupa ülkelerinde de çağrılara başladığını duydum. Aydınlığa destek vermekten çekinmeyen halkın sayısı da oldukça fazla." Karanlık Lord bakışlarını varisine çevirdi.

"Sadece Yoldaşlık değil Harry. Ondan daha kapsamlı bir oluşumdan bahsediyorum. Kendini yeniliğe kapatmış insanlar her zaman vardır ve olmaya da devam edecek. İrlanda, Almanya'nın aceleci tavrının aksine bu insanları bir araya toplamakla uğraşmış olmalı. Sadece kendi halkından da değil, tüm Avrupa'dan, hatta belki de dünyadan."

"Onlar bununla uğraşırken biz de boş durmuyoruz. Avrupa'daki gücümüz gün geçtikçe artıyor. Sadakatini bildirenlerin yanı sıra tarafsız kalacak olanlar da oldukça fazla, çoğu savunduğumuz şeyleri haklı buluyor, sihri özgürleştirmeyi destekliyor, yapmak istemedikleri tek şey birilerini öldürmek. Bir asker olmak istemiyorlar, olmalarına gerek de yok, yeterince askerimiz var. Karşımıza çıkmazlarsa işimiz kolaylaşır. Dediğin gibi, her zaman karşıt fikirler olur ancak güçlü olan kazanır. Bizim kazanacak gücümüz var." dedi Grindelwald. Günlerini Avrupa ülkelerinde davetler yaparak, Karanlık Lord'un hedeflediği yeni dünyayı açıklayarak geçiriyordu.

Fark ettiği ilk şey mugglelara savaş açmak yerine büyücüleri onlardan tamamen soyutlayarak özgürleştirme fikrinin sihir dünyası için daha kabul edilebilir olduğuydu. Damarlarındaki gücün farkında olduğu halde savaşmaktan korkanların sayısı azımsanamayacak kadar fazlaydı. Belki de çekinceleri soykırımı savunmaktı. Bu onlara dehşet veriyordu. Savundukları 'iyi'ye tamamen zıttı.

Ancak savaş olmaksızın özgürlüklerini kazanmak her bakımdan cezbediciydi. Bu onları kötü yapmazdı ve saklanmak zorunda da kalmazlardı. Cisimlenmek için bile gözlerden uzak bir yerler aramak zorunda kalmazlardı.