🕊KUMRU ÖĞRETMEN 8.BÖLÜM

11.2K 713 32
                                    

Sabah derse girip çocuklarla oyun oynamıştık. Arabalarla şekilleri öğrenmeleri için değişik materyaller yaptık, renkler için doğadan şeyler toplamıştıkve resim yapmak için de bir kutu bulup içine herkesin evden getirdiği boyaları koyup ortaya koyduk. Herkes kullanmak istediği rengi gidip alıyor ve sonra yerine bırakıyordu. Böylelikle paylaşmayı öğreniyorduk.

"Tamam çocuklar şimdi hazırlanalım ve tek sıra halinde çıkalım."

Deyip toplanırken kapı açılmıştı. Kerem Hoca geldiğin de o an yanıma gelen çocukla hırkasını giyemediğini anladım. Gülümseyip eğildim ve hırkasını giydirip

"Önce kolunun sağ kısmını geçir, sonra hırkanı yutup sol kolunu geçir. İşte bak böyle hadi şimdi çantanı al."

Deyip gönderdiğim de diğerleri tek sıra halinde gidiyorlardı. Sidar'ın eşyaları da yanımda ve ben tamamım.

"Çocuklar sizi çok seviyor."

Diyen Kerem Hoca ile gülümsedim. Ya beni sevmeyen sınıfta kalsın.

"Bende çok seviyorum....öğretmenler hep annem ve babam oldu."

"Öyle siz de öylesiniz. Baksanıza sabah tuvalete götürdünüz, akşam birinin çorapları çamur diye yıkayıp astınız...bunu kimse yapmaz."

Dedi. Sahi ben bunları yaptım değil mi? Ama köy okulunda bunları yapmam normal çünkü ben annesizim onlar da okulda annesiz belki annesi olmayan da var o yüzden hepsiyle tek tek ilgilenirim.

"Belki ama ben yaparım çünkü ben annesizim ve onlar şuan çok küçükler seve seve yaparım."

Dedim. Yavaşça okuldan çıktığım da selam veren veliler, minik çovuklar eşliğinde konağa gelmiştim. Kapıyı çaldığım da korumalardan birisi açmıştı.

"Merhabalar."

Deyip selam vermiştim. Bana garipçe bakan adama bende garipçe baktım. Kardeş sana selam verdim, sur kapısına selam vermişim gibi bakıyorsun.

Çok takılmayıp konağa doğru yürüdüm ve avluya gelip etrafa bakındım. Allah Allah niye kimsecikler yok? Etraf sessizdi ve bu beni ürkütmüştü. Acaba birileri taramalı tüfekle herkesi mi ortadan kaldırdı? Yoksa öyle olsa cesetler olur....ah ne diyorum ben ya ceset meset!

"Keçe!"

Diye Berfin hanımın sesini duymuştum. Arkamı dönüp baktığım da kapıdan giren Baran, Zişan ve Berfin hanını gördüm. Yok ölmemişler şükür.

"Şey yeni geldim ama kimse yoktu o yüzden yukarıya çıkmak istemedim."

Deyip mahçup ama tınlamayan bir halde cevap verdiğim de buz gibi bakan Berfin Hanım yukarıya çıkmaya başladı. Bu kadın beni tanıdığı günden beri böyle ve hiç konuşmuyor. Ama neden?

"Artık burası seninde evin istediğin gibi davran olur mu?"

Diye yanıma gelen Zişan'la tekrar eski halime döndüm ama o kadının bana tavrını çözeceğim.

"Odama gelir misiniz?"

Diyen Baran Ağa ile başımı salladım. Acaba planı mı beğenmedi? Çok ağır da değildi aslında.

Çantamı ve dosyamı bırakıp yavaş adımlarla yukarıya peşinden giderken bir gözümde Zişan'daydı. Pek endişeli durmuyordu ve bu biraz rahatlatıyordu.

Çok kasmayıp peşinden girdiği odaya girdim ve ofis ortamı gibi duran odayı incelemeye başladım. Vay be burası baya güzelmiş sanki tarihten fırlamış gibi duruyor. Koyu kahve ve sütlü kahvenin tonları vardı. Bir de köstekli saatli adam olsaydı tam olacaktı.

KUMRU ÖĞRETMEN🕊Where stories live. Discover now