🕊KUMRU ÖĞRETMEN 24.BÖLÜM

8.4K 617 59
                                    

KUMRU ÖĞRETMEN
MAHKUM

Sabah ezanını duyuyordum ama halim yoktu. Kalkıp gitmeye halim yoktu. Sırtımı yasladığım yerden kalkıp uykusuzluğun verdiği halsizlikle kapıya geldim. Açtığım da kilitliydi.

Söylediğini yapıp beni bu eve haps etti. Hemde canlı canlı yakarcasına yaptı.

Geceden kalma ağrıyan başım ve kutumuş boğazımla zotla çıkan sesimlr "Aç şunu!" diye kapıya vurduğum da kimsecik yoktu. Tekrar kapıya sertçe vurup "Sana ç dedim!" diye bağırdım. Elim acımıyordu...aslında kalbimin acısı elimin acısını örtüyordu.

Tekrar vurduğum da kapının kilidinde ses gelmişti. Yavaşça açılan kapıyla Berfin Hanım elindeki kilitle bana bakıyordu. Gözlerindeki alaycı bakış tiksinmeme sebep olurken onu görmezden gelip lavaboya doğru yürüdüm.

Boğazıma sarılan eller sanki daha fazla nefessiz bıtakmak istercesine sıkıyordu. Sallanırcasına giderken adımlarım halsiz ve kırgındı. Şu durum da bu normaldi ama...ama ben Kumru öğretmenim güçsüz olamam ve olmamalıyım. Şuan mümkün olansa ayakta duruyor olmam.

Yavaşça gidip abdestimi aldım ve namaza gidecekken kolumu tutan Berfin Hanım "odaya geç" dedi. Kararan gözlerim onun üzerindeyken sinirle kolumu çekip "Bir anneydiniz değil mi? Kafamı karıştıran konu hep bu oldu. Sizin bir anne olmanız ve nasıl bir anne olduğunuz!" dedim. Berdin hanım afallarken boş boş bakmayı kesip odaya geçtim ve derince nefes alıp kafamı boşmaya çalılıp rabbime yöneldim ve namazımı eda ettim.

Ellerimi açıp dualar ederken Rabbime yakarışım arşa çıkmış boğazımda düğümlenen hıçkırıklarım kendini bırakmıştı. Sanki her şey rüya gibi ve uyanınca kaldığım yerden devam edecek gibiydim ama acı olanı hepsinin gerçek olması.

Ben ne yapacağım? Artık bu evde hapistim ve babama karışık hayatını vermiştim. Hemde o adama vermiştim. Sana konduramaıdğım her şeyi görüyor olmam canımı yakıyor. Ben sana yapmaz dedim, olmaz dedim, değer veriyor dedim ama sen hepsini yaptın! Hepsini ben bilmeden gözlerime baka baka yaptın!

Ellerimle kendimi sararken açılan kapıyla seccademin üstünde duruyordum. Başımı dahi kaldırmadan durdum. Yavaşça seccademi topladığım da onu gördüm.

Yere bakıp seccademi koltuğun üstüne bırakıp yana geçecekken Baran tok bir sesle "hazırlan nikah kıyılacak" dedi. Nikah öyle mi? Tek kaşım havada dururken diretip "Nikah öyle mi? Beni soyadınla mı cezalandıracaksın?" diye çıkan sinirimle kaşısına dikildiğim de nefretle bakan gözlerini gördüm. Sadece onu izlerken Baran öylece duruyordy ama gözlerindeki intikam ateşi susmuyordu. "Tahmin ettiğim gibi!" diye alaya aldığım da "Ama seninle evlenmeyeceğim. Senin soyadını alacağıma ölürüm daha iyi!" dedim. Arkamı döneceğim sırada kolumu tutan sert parmaklarla sendeleğim de Baran hadsinden fazla sinirlenmişti ama umurum da değildi. Ona dik dik bakarken Baran durmayıp "evet ölüm olacak ama sen değil. Dedikleriöi kabul etmedikçe baban yaklaşıyor." dedi. Babam...ben ödüyorum ama hala babamla tehdit ediyor......acı olanı bunu yapacağına emin olmam. Gözlerim dolarken beni sertçe itip odadan çıktı.

İşte her şey saniyelerle geldi geçti. Donuk halim sadece çığlık atarken odaya giren Zişan feracelerimden bir tane getirip verdi ve üstümü değiştirmem için bekliyordu. Gözlerindeki utanç, korku, endişe her ley varken sessizdi. O yapmazdı biliyorum ama...belki onu da Sidar'la tehdit ediyordur. Ne de olsa bildiği tek şey bu. Tehdit etmek!!!

Ne yapacağım diyemiyorum çünkü olacak ayen beyan ortadaydı. Ya kabul edeceğim ya da her şeyi kbul edip babamın gidişini izleyeceğim. Hayır Kumru bencil olma ve babanı düşün. Anneni kaybettin şu hayatta sırtını yasladığın Allah'tan sonra baban var onu da kayıp etme....yapma!

KUMRU ÖĞRETMEN🕊Where stories live. Discover now