VERA'NIN EVİ : MUCİZE [KİTAP OLDU]

1-VERA MILLER

instagram.com / adehikayeleri

Multimedia : Billie Eilish - Everything i wanted

Kendimi bildim bileli hep bu evde yaşamıştık. Küçükken upuzun saçlarım vardı. Annemin aldığı o en sevdiğim pileli elbisemi ve kırmızı rugan ayakkabılarımı giyip evin orta yerinde saçlarımı savurarak döne döne oynadığım günler hala hatırımdaydı. Şehrin biraz dışında da olsa da bu evi çok seviyordum. Hep sevmiştim. Bana, ait olmanın ne olduğunu sorsalar hiç tereddüt etmeden onlara bu evi söylerdim. Çünkü ben, oldum olası tüm benliğimle buraya aittim.
...
Alarm sesini duyduğumda gözlerimi güçlükle aralayıp yatağımın baş ucunda duran telefonuma uzandım. El yordamıyla alarmı kapattıktan sonra da kollarımı iki yana açıp yatakta gerindim. Dün çok geç yattığım için uykumu hala alamamıştım.

Güneş çoktan doğmuş, penceremden süzülen ışıkları odamın tavanında birbirinden güzel şekiller oluşturarak ahenkle dans etmeye başlamıştı bile. Gözlerim kapanmak için inat etse de güçlükle doğrulup yataktan kalktım. Hemen aşağıda, yerde duran pofuduk terliklerimi ayağıma geçirerek odanın diğer tarafına doğru yürüdüm. Her sabah yaptığım gibi penceremi açtım ve mis gibi temiz orman havasının odama dolmasına izin verdim.

Aklıma yine Aaron gelmişti. Acaba şu an o ne yapıyordu..?

Telefonumdan gelen mesaj sesini duyduğumda irkilerek daldığım hayal dünyasından çıkıp gerçeğe döndüm. Sandığımın aksine, mesaj Aaron'dan değil arkadaşım Trish'ten geliyordu.

"Hazırsan seni almaya geliyorum. Gecikmezsen sevinirim."

Trish benim en yakın arkadaşım, can dostumdu. Okuldaki zamanımızın hemen hemen hepsini birlikte geçiriyorduk. Dilimden anlayan, hissettiğim acıları görebilen tek yaşıtımdı. Onu çok seviyordum. Aynı sınıfta okuyorduk. Ünlü bir psikiyatrist olan babası, avukat annesi ve Trish'i mutlu etmeye yetmese de bolca paraları vardı.

Telaşla elimde tuttuğum telefonu koltuğun üzerine bırakıp hızlı adımlarla banyoya yürüdüm. Musluğu açarak sıcak konuma getirdim. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra suyun ısısını kontrol edip duşa girdim. Geç kalmak istemiyordum. Hızlıca işimi bitirip banyodan çıktığımda etrafı duş jelinin mis gibi kokusu sarmıştı.

Saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra elimle şekil verdim. Sıcak su iyi gelmiş, uykumu dağıtmıştı. Gardırobun yanına gidip üzerime gri bir boğazlı kazak ve siyah kot pantolon geçirdim. Hafifçe makyaj yapıp parfümümü sıktığım anda kapının zili çaldı.

Derin bir nefes alıp içimden, "Neyse ki tam zamanında!" diye mırıldandım. Eğer zamanında hazır olamasaydım gün boyu Trish'in dilinden kurtulamayacağımı çok iyi biliyordum. Çünkü oldum olası bekletilmekten nefret ederdi.

Telefonumu çantama atıp aceleyle odamdan çıktım. Merdivenlerin başına geldiğimde, annemin duymayı beklediğim sesi kulaklarımda yankılandı.

"Vera!"

"Günaydın anne!"

"Trish geldi. Okula gitmek için bekliyor."

"Tamam, hemen iniyorum."

Merdivenleri inip salona girdiğimde hazırladığı kahvaltı masasında oturan annemi gördüm.

Babamın emlak ofisi vardı, annemse ev hanımıydı. Kocası işe gittiği için annem sabahları muhakkak erkenden kalkıp sofrayı hazırlar, kahvaltısını babamla birlikte yapardı. Eşini işine uğurladıktan sonra da ilkokula giden erkek kardeşim Matt'i uyandırırdı. Okul için giydirip kahvaltısını yaptırır, ardından servisine bindirerek okuluna gönderirdi.