13- EVİN YENİ SAHİBİ

1K 163 6
                                    


instagram.com / adehikayeleri

Multimedia : Sasha Sloan-House With No Mirrors

"Siyah ve beyaz neden gökkuşağında olmak istesinler ki? Gece ve gündüzün asıl sahibi onlar değil mi zaten?"

Sabah olmak üzereydi. Gün ışığı gökyüzünün tıpkı bir vampir gibi kanını emerken yıldızlar gecenin gözlerinden birer gözyaşı damlası gibi parlayarak sessizce süzülüyordu.

Yakınlardaki bir ağacın dalına konmuş guguk kuşu, gece için son bir veda şarkısı söylerken ben yatağımda, yorganıma gömülmüş, sabaha karşı daldığım uykumda rüyalarımla boğuşuyordum.

Son zamanlarda yaşadığım kötü olayların hepsi sanki sözleşmiş gibi aynı gecede aç akbabalar misali rüyalarımın cesedinin başına üşüşmüş, daha çok leş didikleyebilmek için birbiriyle dövüşüyorlardı.

Sabah olsun istiyordum. Güneş doğsun, her yer aydınlansın, sadece gece karanlığında ortaya çıkıp rüyalarımda can bulan o korkunç canavarlar yeniden mağaralarına çekilsin... Fakat olmuyordu. Kabuslarım bir türlü peşimi bırakmıyordu işte.

Tam biri bitti, kurtuldum derken başka bir kabusun içinde buluyordum kendimi. Yatağımda uzanmış, bir sonraki kabusu görmeden önce birazcık olsun rahat uyuyabilmek için bedenim huzur dilenirken birden bir şey oldu.

Karşımda bir çift göz belirdi. Soğuk bir kış gecesinde insanın içini ısıtan, yumuşacık, narin bir battaniye gibi etrafını saran uzun ve şekilli kirpiklerinin arasından pırıl pırıl hareleriyle bana dikkatle bakan bir çift ela göz.

Sıçrayarak yattığım yerden fırlayıp kalktım. O adam buraya gelip beni görüyormuşçasına yüzüme dikkatle baktığından beri ne zaman kapatsam, sanki göz kapaklarımın içine resmedilmiş gibi sürekli onun gözlerini görüyordum.

Hiç tanımadığım bu yabancının bakışları, bir nakış misali tenime işliyordu ve ben nedenini bilmiyordum.

Pofuduk terliklerimi ayaklarıma geçirip yataktan kalktım. Banyoya gidip musluğu açtım ve soğuk suyu avuçlarıma doldurup birkaç kez yüzüme çarptım. Soğuk su kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyordu. Havluyu elime alıp yüzüme doğru götürdüğümde gözüm birden aynaya takıldı ve tenimin tıpkı ince bir kağıt gibi bembeyaz olduğunu gördüm. Saçlarımı omuzlarımdan geriye atıp yüzüme baktım.

Bütün gece huzursuz olduğum için doğru dürüst uyuyamamıştım. Bu nedenle de göz altlarım çökmüştü. Görmemezlikten gelip elimde tuttuğum  havluyu yerine bıraktım. Sonuçta beni benden başka kimse görmediğine göre endişe edilecek bir şey de yoktu.

Bazen tüm bunların bir hayal olduğuna, güneş doğduğu zaman uyanacağıma inanmayı deli gibi istiyorum ama ne yazık ki masallarda bile uyuyan güzeli öpen herkes uyandıramıyordu. Prensin elinde kalan o tek ayakkabı denediği her kızın ayağına uymuyordu işte...

Banyodan çıkıp odama döndüm. Yatağımı düzeltip pencereden dışarıya baktım. Hava çok güzel görünüyordu. Açık havada biraz dolaşmak belki de iyi gelebilirdi. Dışarıda yürümeye karar verip gardırobuma doğru ilerledim. Beni kimsenin görmeyeceğini bilsem bile üzerimi değiştirmek  istiyordum. Bunu sırf alışkanlığımdan yapsam da asıl neden kendimi böyle daha iyi hissetmemdi.

VERA'NIN EVİ : MUCİZE [KİTAP OLDU]Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang