25-SAF SEVGİ

780 18 1
                                    

instagram.com / adehikayeleri

İnsana uzaktaki şeyler hep daha güzel mi görünürdü gerçekten? Erişilmez ya da yasaklı olan hep mi daha çekicidir?

Aşık oldum. Evet, hem de Toni Parker'e. Bana yasaklı, erişilmez olana. Üstelik sırılsıklam...

Yine de bu durum, dün gece neler yaşamış olabileceğimizi düşündükçe yüzümün kızarmasını ve meraktan deliye dönmemi engellemiyordu.

Ne yazık ki hafızamı çok zorlasam bile olanları tamamen hatırlayamıyordum. Bildiğim tek şey, bu odanın içinde bir o başa bir bu başa dolanıp durmamın ne kendime ne de bir başkasına faydası olduğu gerçeğiydi. Bir süre sonra verdiğim ani bir kararla koşarak Toni'nin odasına gittim. Öyle çok telaşıydım ki kapıyı çalmadan, doğruca açıp içeriye daldım ama oda boştu. Toni yoktu, gitmişti.

Kısacık bir an odanın ortasında durup düşündükten sonra belki de hala son bir şansımın olabileceğini fark ettim. Hemen dışarıya çıkarak kapıyı kapattım ve hızlı adımlarla merdivenlere doğru yürüdüm. Nefes nefese aşağıya indiğimde neyse ki yanımladığımı anladım. Mutfaktaydı... Bir yandan neşe içinde ıslık çalıp şarkı mırıldanırken bir yandan da kahvaltı hazırlıyordu. Ortalığı mis gibi yemek kokuları kaplamıştı.

Daha orada onu gördüğüm an, olduğum yerde öylece donup kaldım.

Tanrım! Sanırım bir daha asla insana her şey mi yakışır demeyecektim. Çünkü ona yakışıyordu. Hem de çok... Mutfakta yaptığı şey, sıradan herhangi bir insan gibi sabah kahvaltısı hazırlamaktı sadece ama bunu yaparken bile öylesine çekici görünüyordu ki gözlerimi bir türlü üzerinden alamıyordum işte.

Üstelik olduğum yerde öylece durup onu izlerken bile aklımda ne varsa hepsi birden uçup gidiyordu ve ben kendimi bir anda, sanki zeka özürlüymüşüm gibi davranırken buluyordum.

Düşüncelerimden sıyrılmayı başardığımda, böyle budala gibi davrandığım için kendime kızıp yerimden fırladım. Ona karşı çok farklı duygular beslesem bile Toni'nin yanına varlığım zaman, dün geceyle ilgili soru işaretleri aklımdan çıkmadığı için hala burnumdan soluyordum.

"Offfff, Toni, ben ve dün gece....."

Aynı anda o da arkasına döndüğünde birden burun buruna geldik.

Ela gözleri hemen gözlerimi bulmuştu. Ilık nefesi yine yüzümde dolaşıyordu. "Günaydın." dedi. "Bir şeyler yiyip ilaç içmen gerek. Başın hala ağrıyor olmalı. İçeride kahvaltı hazır, hadi masaya geç."

Aslında doğru söylüyordu ama yine de hiç oralı olmadım. Ben neyin derdindeydim o karşımda durmuş neyden bahsediyordu. Dün gece üzerimdeki giysileri çıkarmış olduğunu düşündükçe utancımdan gerçekten ölebilirdim. Sessizce omuzlarımı silkeleyerek umursamaz bir tavırla, hiçbir şey söylemeden ona baktım.

Bana gülümseyip "Pekala, sanırım henüz ayılamadın ve bunu da benim yapmam gerekecek." dedi.

Cevap vermedim. Neyden bahsettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Üstelik bu kadar rahat, hiçbir şey olmamış gibi davranması sinirlerimi bozuyordu. Yoksa şimdi de tıpkı bir bebekmişim gibi bana zorla yemek mi yedirecekti?

Kısa bir sessizliğin ardından ani bir hamleyle birden beni kucağına aldığında ne olduğunu anlayamamış, hiç beklemediğim bu hareket karşısında şaşkına dönmüştüm. Kucağında sanki bebekmişim gibi taşırken kaslı, sert kolları bedenimi sımsıkı sarmalamış, yüzüm göğsüne dayanmıştı. Burnuma dolan kokusunu bir kez daha istemsizce içime çektim.

Kıpırdayamıyordum. "Ne yaptığını sanıyorsun sen, bırak beni hemen." diye bağırdım.

Oralı bile olmadı. Yürümeye devam edip beni salonda duran masaya kadar götürdü ve bir sandalyeye oturttu. Sonra da gidip mutfakta kaynamakta olan çaydan iki fincana doldurup geldi.

VERA'NIN EVİ : MUCİZE [KİTAP OLDU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin