2-BULUŞMA

1.4K 216 117
                                    


instagram.com / adehikayeleri

Multimedia : Billie Eilish - Ilomilo

Hayat tuhaf şeydir aslında...

Tozlu, taşlı sokaklarında yürürken güleriz, ağlarız, belki de düşeriz, kalkarız bazen ama yine de her ne olursa olsun ümit etmekten vazgeçmeyiz.

Her düşüşümüzde taşlar batsa da sıyrılıp kanasa da dizlerimiz, yine ayağa kalkar ve her şeye rağmen yolumuzda yürümeye devam ederiz.

~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu sabahki neşemin aksine tüm gün hiç tadım yoktu. Kendimi yorgun, uykusuz ve nedensizce keyifsiz hissediyordum. Derslere misafir gibi girip çıkarken, aralarda temiz hava almak için bahçede yürümemize rağmen etrafa boş boş bakıp bazen de sebepsizce uzaklara dalıp gidiyordum.

İki ders arasında içeceklerimizi alıp temiz havada dolaşmak için Trish'le kendimizi bahçeye atmıştık. Bugün biraz kapalı olsa da temiz havanın ve sanki saklambaç oynamak istercesine bulutların arasından yüzünü bir gösterip bir kaybolan güneşin tadını çıkarıyorduk.

Trish'le bulduğumuz boş bir bankın üzerine kendimizi atıp içeceklerimizi yudumlarken bir yandan da etrafa bakınıyorduk. Okulda olmadığını bilsem bile Aaron'u görebilme arzusuyla dolan gözlerim yine telaşla bahçede geziniyordu. Bana gideceğini söylemişti fakat net bir sebep belirtmemişti. Acaba şu anda neredeydi..? Hem okulu asacak kadar önemli olan bu şey ne olabilirdi ki?

Bu belirsizlik bedenimi içten içe sessizce kemirirken, gözlerimi elimde tuttuğum kola şişesine diktim. Parmaklarım sanki ölçülerini ezberlemek istercesine üzerinde dolaşırken, zihnim nasıl olup da bu kadar kısa süre içinde ona böylesine alıştığımı anlamaya çabalıyordu.

Şişeyi ağzıma götürüp büyük bir yudum daha içtikten sonra dudaklarımı birbirine bastırdım. Aynı anda Trish'in işittiğim sesiyle birden düşüncelerimden sıyrılıp gerçeğe döndüm. Yanımda oturmuş bir yandan elinde tuttuğu karton bardağın içindeki kahvesini yudumluyor diğer yandan da karşıda toplanmış bir grup öğrenciye bakıp kendi kendine homurdanıyordu.

"Şuna bak, Tanrı aşkına Vera. Şu kızın üzerine giydiği eteğe bir bak! Sanki bir kumaş parçasını alıp üzerine öylesine dolamışlar gibi durmuyor mu? Söyle lütfen..."

Başımı çevirip belli etmeden karşımızda duran kıza bakmaya çabaladım. Neyse ki arkadaşlarıyla bizi fark edemeyecek kadar hararetli bir sohbete dalmışlardı. Üzerine hardal rengi, kalın bir kazak giymişti. Yere kadar uzanan aynı renk, yaprak desenli eteğinin altına giydiği siyah botlarıyla durumu kurtarmak için ne kadar çabalasa bile olmamıştı.

Önce küçük bir kahkaha attı Trish, sonra da kendi kendine söylenmeye devam etti.

"Gerçekten anlamıyorum. Bunların aynanın icadından da mı haberi yok acaba? Yahu madem modadan anlamıyorsun eyvallah, e tarzın da yok anladık onu. Bari sokağa çıkmadan önce bir bak kendine. Dikdörtgene dönmüşsün be kızım. Ama yook, o okula gelecek sonra da benden güzel yok diye düşünüp kendini kandıracak ve etrafta işte böyle salınıp boy gösterecek. Bakanların da göz zevkinin içine... Tövbe tövbe yahu zorla söyletiyorlar insanı..."

"Trish, tamam, sakin ol lütfen. Ne yapalım, herkes senin gibi zevkli olamıyor işte canım. İç hadi sen kahveni. Hem bak birazdan derse gireceğiz zaten. Boşver, takılma öyle şeylere."

VERA'NIN EVİ : MUCİZE [KİTAP OLDU]Where stories live. Discover now