Riley sihirli dünyaya geldiğinde gizemli olaylar silsilesinin yakasını bırakmayan bir lanet gibi peşinde dolaşacağını düşünmemişti. 1975 yılının Hogwarts zamanında onu muhteşem arkadaşlıklar, eğlenceli anlar ve çözülmesi gereken sırlar bekliyordu.
¤...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
《¤》
Riley arkadaşlarının yardımıyla Gryffindor ortak salonuna gidiyordu. Darya onları bu gecelik bırakmıştı. Yarın gelip gelmemeleri hakkında bir şey dememişti ama Riley'i hiçbir güç bir daha oraya götüremezdi.
Kendini çok yorgun hissediyordu. Ayakları onu taşıyamıyordu. Remus ve Lucy'den yardım almazsa yüzüstü yere düşeceğinden emindi.
"Hastane kanadına gitmek istemediğine emin misin Riley?" dedi Remus." İyi görünmüyorsun."
"Gerek yok Remus. " dedi Riley kendinin bile zor duyabileceği bir sesle.
April'in ortak salonuna gitmesi için ayrılması gerekiyordu. "Size iyi geceler. Kendine dikkat et Riley."
Üçlü, April'e iyi geceler diledikten sonra ortak salonun girişine yürüdüler. Daha şişman hanım parolayı sormadan Remus cevap verdi. "Doksi Yumurtası."
Şişman hanım geçmelerine izin verdi. Geç olduğu için ortak salonda Sirius James ve birkaç kişi dışında kimse kalmamıştı. Lucy ve Remus, Riley'nin koltuğa oturmasına yardım ettiler.
Riley kafasını koltuk koluna yasladı. Arkasından birinin sesi geldi. "Kütüphane de miydin Aylak?" James olmalıydı bu.
"Hayır."dedi Remus.O da kendini Riley'nin yanındaki koltuğa attı. Sesini alçalttı. "Hayatta kalmakla uğraşıyorduk."
Sirius şöminenin önüne oturdu. "Neden bahsediyorsun Aylak?"
Remus derin bir iç çekti. Arkadaşlarına başlarından geçenleri anlattı. Sirius ve James'in yüzü şekilden şekile girdi.
"Bize neden haber vermediniz?" dedi James.
"Böyle olacağını tahmin etmemiştik." dedi Remus.
Sirius'un gözleri Riley'e kaydı. Kız gözlerini kapatmış, onları dinlemiyor gibi görünüyordu. "Sen iyi misin Riley?"
Riley gözlerini açıp Sirius'a baktı. "Evet."dedi zor çıkan sesiyle.
James derin bir nefes aldı. Lucy'nin burada olması onu geriyordu. "Bu Carrow'un yaratık ile bağlantısı olduğu kesin. Bu bağlantıyı bulmamız gerek."
"Kesinlikle."dedi Riley." Bu yüzden Carrow'un odasına o yokken girmemiz lazım. Ama birilerinin dikkatleri dağıtması gerekir."
"Tamam o zaman."dedi James omuz silkerek. " O iş bende. Aklımda bir plan var. Ama bana iki kişi daha lazım."
" Öyleyse."dedi Sirius yamuk bir gülümsemeyle." Benle Riley, Carrow'un odasına gireriz. Siz üçünüz de ortalığı dağıtabileceğiniz kadar dağıtırsınız ve dikkatleri o bölgeye çekersiniz. Tabii Carrow'un odasına gelmediğinden de emin olmanız gerek."
"Sağ ol ama ben tek giderim."dedi Riley.
"Tek başına bütün odayı arayamazsın Riley. İnat etme."
