Riley sihirli dünyaya geldiğinde gizemli olaylar silsilesinin yakasını bırakmayan bir lanet gibi peşinde dolaşacağını düşünmemişti. 1975 yılının Hogwarts zamanında onu muhteşem arkadaşlıklar, eğlenceli anlar ve çözülmesi gereken sırlar bekliyordu.
¤...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
《¤》
Sirius Black çantasını omuzuna asmış, cezaya gidiyordu. Yeni profesörün ilk dersinin ilk dakikasında ceza almak ona özgü bir şeydi heralde.
Oflayarak merdivenleri çıktı. Son zamanlarda Hogwarts fazlasıyla tehlikeli bir hale bürünüyordu. Çok fazla kişi affedilmez lanet yiyor, bilinmedik cezalara kalıyordu. Karşıdan bir grup ona doğru gelince istemeden gerildi.
Rabastan Lestrange, Evan Rosier ve adını bilmediği bir adam koridordan geçiyorlardı. Rosier, Lestrange'e bir şeyler anlatıyordu. Sirius olabilecek en ölümcül bakışla izledi karşıdakileri. Hogwarts'ın bu hale gelmesinin sebebi onlardı.
Gözlerini onu fark etmeyen üçlüden çekip yeni karanlık sanatlar profesörünün kapısının önüne geçti. Kapıyı çalınca onaylanan bir ses geldi. Sirius yavaşça içeri girdi.
En son beklediği şey gerçekleşmiş gibi ağzı açık odanın içindekilere baktı. Profesör Brown masanın arkasında oturmuş, kahvesini yudumluyordu. Önundeki sandalyelerde Sirius'un şaşkınlıktan ağzını açtıracak ikili oturuyordu. Valkyrie Rowle , profesörlerin önünde olduğunu umursamayarak ayak ayak üstüne atmıştı. Hemen karşısın McGonagall vardı.
Fazlasıyla tuhaf bir üçlüydü. "Eee..." dedi Sirius ne diyeceğini bilemeyerek. "Yanlış bir zamanda bir zamanda mı geldim?"
"Hayır Black."dedi Profesör Brown. "Fazlasıyla doğru bir zamanda geldin." Eliyle önündeki sandalyeyi işaret etti.
Sirius önündeki ikiliye bakarak yerine oturdu. McGonagall'ın yüzünde neredeyse mutlu bir ifade vardı. Valkyrie ise... Valkyrie'di işte. Onun olduğu tarafa bile bakmıyordu.
"Ceza için..."diye mırıldandı Sirius ne diyeceğini bilemeyerek.
Valkyrie ona döndü. "O bizden."diye mırıldandı yüzündeki sıkkın bir ifadeyle.
McGonagall, öğrencisi onu dinlemesi için boğazını temizledi. "Beş yıl önce Profesör Brown, yoldaşlık tarafından ölüm yiyenlerin güvenin kazanması için gönderilmişti Black. Bayan Brown bir safkan olmadığı için asla aralarına alacak kadar güvenlerini kazanamadı. Ama okul başladığında Karanlık Sanatlar profesörlüğü için en uygun kendisini gördüler."
Sirius fazasıyla şaşırmış bir şekilde baktı. "Anladım ama bunları bana söyleme nedeniniz?"
"Onlara her şeyi anlattım." dedi Valkyrie. "Bu işte benimle berabersen senin de bütün olanlardan haberin olmalı. "
Sirius'un yüzüne kendinden emin bir gülümseme yerleşti. Hiç kimseyi ciddiye almayan bu kızın, Valkyrie'nin, onu ciddiye alması hoşuna gitmişti. Karşısındaki kız devam etti. "Hogwarts'ın bütün geçitlerini bildiğini söylemiştin Black. Anlat bakalım."
