6 | Saldırı

1.4K 165 426
                                    

《¤》

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

《¤》

Sirius Black feci bir baş ağrısıyla uyandı. Gözlerini açtığında James'lerin evinde olduğunu fark etti.

En son hatırladığı şey Remus ve Peter'in onları zorla eve getirmeye çalışmasıydı. Sirius eve gelmemek için olay çıkardığını hatırlıyordu. Hatta Rose'u da eve bıraktıklarını hatırlıyordu.

Geçen gece yaşadıkları her şey bir anda aklına dolunca dudağını ısırdı. İlk önce Remus'un yanında neredeyse sızmış olan Rose'un evine gitmeşlerdi. Kapıyı kızın üvey annesi açmıştı. Rose'u içeri aldıktan sonra çocuklara kahve içmeyi önermişti.

Remus kibarca reddetse de James bir anda içeri dalmıştı. Sirius da onu izlemişti. Kahveleri içtikten sonra genç adamın kafası hafiften yerine gelmişti. Ama kahve ve ateş viskisi ikilisini kaldıramayan midesi Rose'un üvey annesinin pırıl pırıl mutfağına kusmasına sebep olmuştu.

Bütün bu olayların sonrasında Sirius kadının ona ateş saçan bakışlarını çok net hatırlıyordu. Tabii daha fazla orada kalma şansını elde edemeden evden tüymüşlerdi. Remus da sabaha doğru onları Potter'ların evine gelmesine yardım etmişti.

Sirius, James'in yatağında yattığını fark edince kaşlarını çattı. James neredeydi? Kafasını aşağı çevirince genç adamın boylu boyunca yerde uyuduğunu gördü.

Onun hemen yanındaki tekli koltukta Remus uyuyordu. Anlaşılan Sirius sızdıktan sonra Remus da burada kalmaya karar vermişti. Peter de yerde bir battanyenin üzerinde uyukluyordu.

Sirius, siyah saçlarını geriye attı. James'in üstüne basmaya gayret ederek banyoya ilerledi. Duş aldıktan sonra üzerindeki akşamdan kalmışlığı attığı için sevindi. Hava yeniden kararmıştı. Euphemia ve Fleamont uyuyorlardı anlaşılan. Mutfağa inip kendine bir kahve koydu.

Kahveyi içerken pencereden baktığında düşüncelere daldı. Sirius Black hayatı boyunca bilinmezlerden hoşlanmamıştı. Ve evden kaçtığı gün ona yardım eden kızın kim olduğunu deli gibi merak ediyordu.

Sirius bu olayın tesadüf olmadığını anlamayacak bir aptal değildi. Evlerinin önünden pek büyücü geçmezdi. Geçse de en azından o saatte olmazdı. Üstelik kız kendi yaşlarında görünüyordu ve Hogwarts'a gitmemişti.

Kendisine bir borcu olduğunu söylemişti. Sirius sıkıntıyla nefes verdi. Bunları daha fazla düşünerek moralini bozmak istemiyordu. Hem asıl düşünmesi gereken daha önemli bir mesele vardı.

Evden kaçtığı günden beri hep Regulus'u düşünüyordu. Ona mektup yazmak istiyordu ama annesi görürse iyi şeyler olmazdı. Bu yüzden kapıldığı bu düşünceden hemen vazgeçmişti.

Öfleyerek kahvesini karıştırırken cama tıklatılma sesiyle yerinden sıçradı. Sağına dönünce rengi oldukça koyu baykuşu gördü. Büyük ihtimal Fleamont Potter'a bakanlıktan gelmiş bir şey olmalıydı. Camı açıp baykuşu içeriye aldı.

Marauders And Riley QuinnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin