Bölüm 10 🌱

35.2K 1.8K 525
                                    

Bölüm Şarkısı : Senorita

Multi : Gece

Siyah deri ceketimi üzerime geçirirken son kez aynada kendime bakmıştım.

Dalgalı saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptıktan sonra dudağımdaki bordo ruju biraz daha silikleştirmiştim.

Koltuğun üzerinde bıraktığım kaskımı koluma takıp, telefonumu cebime koyduktan sonra sonunda nihayet evden çıkabilmiştim.

Bugün, Pars ile yüz yüze gelecek olmak mideme kramplar girmesine neden olurken kendimi dizginlemeye çalışıyordum ama pek işe yaradığı söylenemezdi.

Motora binip kaskı kafama geçirdiğimde motoru çalıştırıp hızla yolda ilerlemeye başlamıştım.

Bütün yolu gülümseyerek bitirip sonunda yarış alanına geldiğimde kaskımı çıkarmadan motordan inip etrafıma bakınmıştım.

Pars'ı arıyordum ama şu anlık ortalıkta gözükmüyor gibiydi.

Belki de kaybetmekten korkmuştu kim bilir.

Önüme düşen saçları kaskın içine sıkıştırırken sırtıma dokunan elle olduğum yerde sıçramıştım.

Arkama dönmemle Mehmet abiyle yüzyüze gelmem bir olurken derin bir nefes almıştım.

Kendisi yarışı düzenleyen ve senelerdir kimliğimi gizleyen biricik ağabeyimdi.

"Gece bir misafirin var. Seni nereden tanıyor bilmiyorum ama seni görmek istediğini söyledi. Herif zengin piçin teki rahatsız ederse haber ver."

Kafamı sallayıp peşinden giderken etrafımı izlemeye devam ediyordum.

Sonunda yarışın izlenip anonsların yapıldığı camekan odaya girmem ve olduğum yerde kalmam bir olmuştu.

Çünkü karşımdaki Pars'tan başkası değildi.

"Gece ?" Boğuk ve erkeksi ses tonu kaskı aşıp kulağıma geldiğinde kendimi yere salmamak için zor duruyordum ve birazdan dondurma gibi eriyecektim.

"Kaskı... Çıkaracak mısın ?" Sorusuna karşılık onun göremediği gözlerimi heyecanla kapatıp derin bir nefes almış ve kaskı yavaşça kafamdan çıkartmıştım.

Başımdan çıkan kask ile gözleri beni boydan boya süzerken, yüzümde durduğunda benimle beraber o da yutkunmuştu.

"Hassiktir !"

Tepkisine karşılık hafifçe yüzümü buruştururken aynı zamanda onu inceliyordum.

Aynı model siyah deri ceketlerimiz ve içimizdeki siyah tişörtler bizi şey yapmıştı sanki.

Uyumlu...

"Selam." Kısık çıkan sesim içime kaçmış gibi geliyordu ve ben bile zor duymuştum.

Pars birkaç kere gözlerini kırpıştırıp etrafına bakındıktan sonra kolunu bana uzatmıştı.

Anlamadığımı belirten bir bakış attığımda havadaki kolunu gözümün seviyesine getirmişti.

"Çimdik at."

"Ha?"

"Çimdik at işte kızım." Tırnaklarımı sertçe etine batırdığımda yüksek sesle inlemişti.

"Lan kopar demedim!"

"Bağırma bana be aaa!"

İlk karşılıklı konuşmamızın böyle bağrış çağrış olacağını tabii ki tahmin etmiyordum ama normal olmadığımız açık bir şekilde belliydi.

DERS NOTU 'yarı texting -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin