Bölüm 19 🌵

28.5K 1.2K 756
                                    

Bölüm Şarkısı :
Cem Adrian - Sen Benim Şarkılarımsın
Cem Adrian - Ben Seni Çok Sevdim
Pinhani - Beni Sen İnandır

Multi : Pars Akyüz

"Anneciğim, bak daha kaç defa söylemem gerek ? İçmeyeceğim okunmuş şerbet falan ya !"

Uyanıp bir şeyler yemeye başladığımdan beri annem hemşirelerden gizlice sürekli okunmuş bir şey getiriyordu. Yemeyince de gidip beni Pars'a şikayet ediyordu ve Pars her seferinde artık nasıl oluyorsa o tatsız şeyleri yedirmeyi başarıyordu.

Yattığım yerde yavaşça doğrulmaya çalışırken Pars hızlıca yanıma gelip yastığımı düzeltti. İstemsizce gülümserken tekrar arkama yaslandım.

"Ay Gece baban arıyor. Ben konuşup geliyorum, Pars yavrum sende o sırada şu şerbeti içirirsen çok makbule geçer." Annem hızlıca odadan çıktığında Pars beni fazla hareket ettirmeden yanıma oturdu.

"Canın çok acıyor mu ?" Kafamı iki yana sallarken yavaşça elini tuttum.

"İyiyim Pars, rahatla artık biraz lütfen. Hiçbir sorun yok." Pars uzanıp saçlarıma dudaklarını bastırdığında bende yavaş hareketlerle elinin üstünü okşuyordum.

Bir şey söylemeden, birkaç dakikayı birbirimizin gözlerine bakarak geçirdik. Uyanalı henüz üç gün olmuştu ve eğer kendi kendime gelin güvey olmadıysam üç gündür Pars Akyüz ile birlikteydim. Böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal vermediğim için Pars duş almaya eve gittiği zamanlarda Ayça'ya kendimi tokatlatıyordum.

Tedbir önemliydi.

"Pars bir şey sorabilir miyim ?" Kafasını olumlu anlamda salladığında yıllarca dalga geçtiğim o soruyu sorarken buldum kendimi.

"Biz şimdi neyiz ?" Pars başını geriye atarak kahkaha attığında kısa bir süre dalıp gülüşünü izlesemde kafamı iki yana sallayarak kendime geldim.

"Ya bir soru sordum alt tarafı, ne gülüyorsun ?"

"Yavrum onca şey söyledim sen hâlâ bu soruyu sorabiliyor musun ?" Aslında bir bakıma haklıydı ama hepsinin bilinç altımın bana oynadığı bir oyun olmasından korkuyordum.

"Ben rüya sandım onları." dediğimde biraz daha yaklaştı bana ve başımı göğsüne yasladı. Parmakları masaj yaparak saçlarımın arasında gezinirken esnedim ve gözlerimi kapattım.

"Bundan sonra rüya gibi şeyler yaşayacağız ama hiçbiri rüya olmayacak bebeğim." Uykuyla uyanıklık arasında olmama rağmen bu cümle kalbimin hızlanmasına sebep olmuştu.

"Seninle mutluyum." dediğimde gözlerim kapalı olsa bile gülümsediğini hissettim ve sırf bunu görmek için hızlıca açtım gözlerimi.

"Bende seni seviyorum." Şaşkınca kafamı göğsünden kaldırdığımda kaşları çatılmıştı.

"Sen nereden biliyor-" diyecektim ki devamını getirmeme izin vermeden sözümü kesti.

"Sen yokken biraz kitaplığını karıştırdım. Altını çizdiğin cümlelerin hepsini teker teker okudum. Uyuduğun zamanlarda uyanmanı beklerken ezberleyebildiğim kadarını ezberledim. Bir insanı altını çizdiği cümlelerden tanıyabilirsin Gece." Kısa bir duraksayarak gözlerime baktı. Onun susmasını fırsat bilerek araya girdim.

"Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum." (Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay)*

Dudakları yukarı doğru kıvrıldığında bende gülümsedim.

"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim." (Tutunamayanlar, Oğuz Atay)

DERS NOTU 'yarı texting -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin