7. BÖLÜM -BİLMİYORDUM-

49 7 2
                                    

"Sayın yolcularımız hepinize keyifli uçuşlar dileriz."
Bir kaç farklı dille de bu cümle söylendi ve uçuşa hazırlandık.
Aklımda çok fazla soru işareti vardı.
Sadece emin olduğum çok çalışmaktı.
Teyzem oradaki eğitim sisteminin buradan daha farklı olduğunu söylüyor daha fazla anlayıp anlamadığımıza bakıldığından bahsediyordu.
Ama şimdi buranın eğitim sistemini sorgularsam yolculuk bitene kadar işin içinden çıkamazdım.
Ben de gökyüzünü izlemeye koyuldum.
Bulutlar sanki pamuk gibiydi. Fakat bir bilgiye göre bir bulut bir fil ağırlığındaymış.
Bunları düşünürken uykum geldi  ve göz kapaklarım kendiliğinden kapandı.
3 SAAT SONRA
"Yağmur geldik kızım hadi uyan."
Teyzemin sesini duyduğumda göz kapaklarım hafifçe aralandı.
Yavaşça ayağa kalktım ve teyzemin koluna girdim.
Uçaktaki merdivenlerden indiğimizde
Buranın çok güzel olduğunu gördüm. Eğer buraya tatil için gelmiş olsaydım kesinlikle çok sevinirdim. Yavaşca havalanından çıktık ve siyah bir arabaya bindik.
Yolculuk bitene kadar konuşmadım.
Sonra bir villanın önünde durduk. Aklıma teyzemin nasıl zengin olduğunu bilmediğim geldi. İlk işim bunu sormak olsa iyi olurdu.
Kapıyı bir görevli açtı ve biz de içeri girdik.
Kapı kapandığında teyzem benim merdivenlerden yukarı çıkmama yardımcı oldu.
Yukarıda toplam 6 oda vardı.
Beni en köşedeki odaya yöneltti.
Ve kapıyı açtı. Burası çok güzeldi.

Tam hayalimdeki gibi

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Tam hayalimdeki gibi...
"Teyze burası çok güzel."
"Kızım yarın alışverişe de çıkarız kusura bakma bedenini bilmediğimden."
Bana mahcup bir şekilde bakınca aklıma o soru geldi.
"Teyze sana nasıl teşekkür etsem azdır da sen nasıl zengin oldun?" Birkaç dakika sessizce bekledi.
"Yağmur ben buradayken birisiyle  evlendim." dedi.
Sanki üzgün gibiydi. Bense şoktaydım o da benim bir şey dememi beklemeden dudaklarını tekrar araladı.
"Ben aşık oldum, yağmur..." dedi.
"Sonra evlendik ve burada yaşamaya başladık. Bir akşam geziyorduk. Sonra bir markette durduk. Sigaraya ihtiyacım vardı. O da ben alırım dedi ve marketten içeri girdi. Saniyeler sonra marketten çıktı. Yaya geçidinden geçerken bana baktı ve gülümsedi. " sanki anlatmak onu öldürüyordu. Gözleri dolmuştu.
"Tam ben de gülümseyecektim ki. Karşıdan gelen bir motor ona çarptı. Sonrasını hatırlamak istemiyorum yağmur." dedi ve sustu ben de anlatmasını istemedim çünkü bazı anılar hatırlanmak istenmezdi.
"Ve sonra da bu ev ve her neyi varsa sana kaldı." dedim. Cümlesini tamamlayarak...
Eğer ona şimdi annemle neden kavga ettiklerini sorarsam onun için iyi olmayabilirdi bu yüzden bu soruyu sonraya sakladım.
Gözlerindeki yaşı sildi ve "sen giyin ben de şu almanca öğretmeniyle konuşayım. Yarın hastaneye de uğrayacağız."
Dedi ve saçlarımdan öptü. Odadan çıkarken "teyze" dedim. Mavi gözlerini bana çevirdiğinde "seni seviyorum"
Bana tebessüm ettikten sonra odadan çıktı.
Yarın alışverişe çıktığımızda kesinlikle test kitapları almam gerekiyordu. Ayrıca şu almanca meselesini hemen sökmek istiyordum.
Üstümdekilerden kurtuldum ve pijamamı giydim. Ayağımdan biraz zor geçmişti ama yine giymiştim.
Saçımı da ev topuzu yaptım ve yatağa uzandım.
İreme roman gibi bir mesaj yazdıktan sonra Almanya'daki tıp fakültelerini incelemeye başladım.
Sonrasında annemin söyledikleri kulağımda yankılandı.
"Eğer toprağı bulursan onu benim için öp"
Şimdi bulmam daha da imkansızdı işte.
Onu bulmaya çalışırken belki de daha fazla uzaklaşıyordum ondan.
Ya da onu göremeyecek kadar yakındım ona.
Bilmiyordum.
İşte insanı kahreden de bilmemekti.

_______________________________

Lütfen takip edin ve beğenin o kadar emek harcıyorum.😊💕

ÇAMUR Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang