15. BÖLÜM -BEN YAĞMURU HERŞEYİ İLE SEVERİM

36 6 5
                                    

Irem ile tam 2 haftadan beri gece gündüz almanca çalışıyorduk ve neredeyse öğrenmiştik. Hatta bazen birbirimizle almanca bile konuşuyorduk. Irem'in Almanya' da olması bana çok iyi gelmişti. Bu arada beraber alçımı çıkartmaya da gitmiştik.
Avm'ye gittiğimiz gün Alder Irem'i Arda' nın bırakacağını söylediğinde şaşırmıştım. Ardından da reddetmiştim. Almanya' ya yeni gelmiş olan arkadaşımı nasıl tek başına bırakabilirdim ki?
Sonrasında Alder arkadaşının güvenilir olduğunu binbir kanıtlarla ispatlamıştı ve beni ikna etmişti. Ne kadar tedirgin olsam da birşey dememiştim.
İrem eve geldiğinde ise herşeyi anlatmıştı.
Adının Arda olduğunu binbir beddularla unuttuğum çocuğu şimdi dualara sarıyordum.
Değişik bir ironi...
Ben bunları düşünürken kafama bir yastık fırlatılması bütün düşüncelerimi içimden söküp aldı.
"Dünyadan Yağmur'a, marsta uzaylılar bulunmuş."
Dudaklarım yana kıvrıldığında bakışlarımı siyah duvardan Irem'e çevirdim. 
"Bugün hiç ders yapasım yok zaten almancayı öğrendik gibi bir yerlere mi gitsek acaba?"
Fikiri ilk sunan bendim çünkü İrem bize yük oluyormuş gibi hissetmekten bir türlü vazgeçmiyordu.
"Fark etmez."
Gözlerimi devirdim ve kendimi tam on milyonuncu kez daha yapacağım konuşmaya hazırladım.
"İrem bak, burası senin de ev-"
"Tamam çıkalım."
Yüzümdeki gülümseme daha da yayılmıştı.
"Nereye gidelim?" Diye sordum.
"Bilmiyorum, sonuçta yeni geldik buraya, birileri bize yardım etse fena olmaz." Verdiği cevapla İrem'in gözü parladı. Galiba ne yapacağını anlamıştım.
"Hayır."
"Evet."
"Irem hayır onları çağırmayalım."
Tamam Arda Irem'in hayatını kurtarmıştı.
Gerizekalı Alder da senin hayatını kurtardı.
Bence iç sesini ve İrem'ini dinle. Okyanusumu ve Arda'yı da çağırın.
İçimden iç sesime saydırırken bir yandan da İrem'e laf yetiştiriyordum.
Büyük bir laf dalaşından sonra kazanan İrem oldu.
"Alo Arda nasılsın?"
Kısa bir sessizlikten sonra tekrar dudaklarını araladı İrem.
"Bende iyiyim. Aslında ben şey için aramıştım. Biz Yağmur ile gezinecektik ama malum buraya yeni geldiğimizden pek bilmiyoruz buraları."
İrem'in Arda ile konuşurken göz bebekleri büyüyor ve parlıyordu.
Hadi sen malsın Yağmur ben yani iç sesin salak olsa bu kızın Arda'dan hoşlandığını bile bilmeyeceksin.
İç sesimi susturabildim ve yerimden hazırlanmak için kalktım. Kapıya yöneldim.
"Gelirken Alder'ı da getir."
Irem'in iğneleyici sesi ile arkamı döndüm ve gözlerimi devirdim.
"Aa üzüldüm işleri mi var? Neyse artık başka zamana..."
Telefonu artık kapattığında koltuktan kalktı ve yanıma geldi.
"Üzgünüm işleri varmış şansına küs."
"Ne? Banane canım? "
"Tabiki sanane! Sevgilisiyle buluşuyorsa sana mı soracak değil mi?"
Acaba sevgilisi var mıydı?
Of ben niye üzülmüştüm şimdi.
Yelloz, gerizekalı mal. Ben senin niye iç sesinim ki?
Ah keşke emekliye ayrılsam...
Keşke Allah beni Albert Einstein'a verseydi...
Görmüyor musun İrem'in halini seni test ediyor, senin ondan hoşlandığını biliyor.
İç sesimin dediği şeyler beni az da olsa tatmin etmişti.
"Aynen. Sen dua et de Arda sevgilisini senle tanıştırmasın."
Bir karış surat ile arkamda kalan İrem bırakmıştım salonda.
Altıma yırtık lacivert bir jeans giydim üstüme de pudra pembesi bir sweat tişört.
İrem'e baktığımda salopet giydiğini gördüm.
Evden çıkarken nedense çok mutsuzdum.
                         ♡♡♡
-1 saat sonra-
Bilmem kaç dakikadan beri flörtleşen arkadaşımı izliyordum.
Onlar sahil kenarındaki cafede otururlarken ben sahil kenarında bir kayalığın üstündeydim.
Aslında sıkılmış değildim. Denize bakmak bana iyi geliyordu. Anıları hatırlatıyordu.
Bugün denize gelmiştiler ailecek...
Yağmur'a 10. Yaş doğum gününde babası kumdan kale yapabilmesi için ona kocaman bir set almıştı. Annesi de ona bir mayo almıştı hem de pembe...
Babası kumdan kale yapmayı çok severdi ve kumdan kale yaparken en sevdiği şarkıyı söylemeyi.

"Kumdan kale yaptım yine
Dalgaları bekliyorum.
Fazla açılmam bu kez söz,
Yalnız kıyıda oynuyorum." Dudaklarımı kapattım. Bu başlangıcı çok seviyordum.

Gözümden bir damla yaş aktığını hissettiğimde hemen kimse görmesin diye elimin tersiyle sildim.
Sol tarafıma birinin oturduğunu görünce bakışlarımı oraya cevirdim.
"Sana ağlamamanı söylemiştim."
"Ağlamıyorum."
Bana inanmamış olan iki mavi gözle karşılaştım.
Demek ki işi kısa sürmüştü.
"Alder"
"Yağmur." Bunu çok dramatik söylemişti.
"Dalga geçme gerizekalı."
Bir dakika sen az önce benim okyanus gözlüme 'gerizekalı' mı dedin?
Alder'ın vereceği tepki için yüzüne baktığımda gülüyordu.
Ama bu gülme sanki biraz kötü bir gülme gibiydi.
"Ne dedin sen?"
"Ben şey şey dedim."
"Söyle söyle."
"Şey."
"Ney."
Biraz durdum tam dudaklarımı aralayacağım sırada arkamdan bir ses duydum -cankurtaran sesi-
"Yağmur bir gelir misin kanka."
Arkama döndüm ve çarpık gülüşümle oradan ayrıldım.
İrem'in yanına vardığımda bana bir garip baktı.
"Ne oldu?" diye sordum.
"Ya biz Arda ile lunaparka gitmeye karar verdik."
Ben küçüklüğümden beri lunaparktan nefret ederdim ve İrem bunu biliyordu.
"Yani sen bana direk kendin gel, ben biraz sevdiceğimle flörtleşeyim diyorsun" dedim. Bu arada dudaklarım yana doğru kıvrılmıştı.
"Ya Yağmur bağırma duyacak."
"Tamam tamam hadi ben kendim dönerim size iyi eğlenceler."
"Teşekkürler."
"He hatırlatayım." Dedim ve dudaklarımı araladım.
Ama benim yerime İrem söyledi.
"Asla çarpışan arabalara binmiyorum."
Ben de güldüm ve onunla evde buluşmaya karar verip ayrıldık.
"Eee nerde kalmıştık?"
"Hiç bir yerde. Hadi pamuk şeker yiyelim."
Konuyu değiştirmekte üstüne yok Yağmur.
İç sesime katılıyordum.
"Peki öyle olsun."
Pamuk şekerlerimizi alıp bir banka oturduğumuzda etrafta bir sessizlik oldu.
Ardından yaşlı bir kadın bu sessizliği bozdu. Galiba yanındaki adama konuşuyordu.
"Ben de seni seviyorum." biz onları izlerken bu sefer yaşlı adam konuşmaya başladı.
"Hatırlıyor musun Sevgi, sen şu kayalıkların üstünde oturuyordun. İlk seni orada gördüm."
"Ya, ya nasıl hatırlamam Kemal. Seni ilk gördüğümde aşık olmuştum ama yüz vermemek için elimden geleni yapmıştım."
Ben onların bu haline tebessüm ederken bakışlarımı bir saniyeliğine Alder'a çevirdim. Onun bana baktığını görünce gerildim ama bakışlarımı kaçırmadım.
"Ay aynı benim gençliğim."
Bakışlarımı biraz önceki kadına çevirdiğimde yanımıza geldiğini gördüm. 
"Ay bu da aynı kemal'in gençliği"
Biz şaşkınca bakarken o benim elimi tuttu ve Alder'ın eline koydu.
"Yoksa siz alman mısınız? "
"Yok hayır türküz."
"Al işte aynı biziz."
"Birbirinizi bırakmayın."
Ben hala şok içindeydim.
"Hadi Allahaısmarladık. "
"Allahaısmarladık."
Ona baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Hem de gülüyordu.
                           ■■■♤■■■
Arabanın içinde sessiz bir şekilde gidiyorduk ve ben gerçekten sıkılıyordum. 15 dakika vardı eve varmama.
Elimi radyoya götürdüm ve rastgele şarkı açtım.

Bu şarkıyı çok seviyordum.
Eşlik etmeye başladım ve Alder'ın da eşlik ettiğini duydum.
Sanki bana söylüyor gibiydi.
Yine saçmalıyordum işte.
Ama gerçekten çok içten söylüyordu ve gerçekten güzel bir sesi vardı.
Şarkı bittiğinde başka şarkılar çalmaya başladı o sırada yağmur yağıyordu.
Araba ani fren yaptı ve durdu.
Alder'a baktığımda  bana gülümsedi.
"Ne oldu?"
"Yağmuru izlemeyi mi seversin yoksa yağmurda ıslanmayı mı?"
Şöyle bir düşündüm.
"Islanmayı ve içmeyi." dedim.
Onun güldüğünü görünce ben de güldüm.
"Sen?" Diye sorduğumda,
Bir şey söylemedi ve arabadan indi.
Tam 10 dakika boyunca yağmurun tadına baktık sırılsıklam olana kadar.
Arabaya bindiğimizde artık kahkahalarla gülüyorduk.
Yola devam etmeye başladığımızda sustuk. Sessizlikte de konuşulurdu sonuçta...
Evin önüne vardığımızda bakışlarımı ona çevirdim o zaten bana bakıyordu.
Sonra hiç beklemediğim bir şey oldu.
Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. İlk başta karşılık veremedim. Ama sonra ben de öpmüş olabilirim onu.
İyi bok yedin.
İç sesime aldırış edemedim zaten bu gerginlikle edemezdim de.
Dudaklarımız ayrıldığında dudaklarını kıvırmış bana yoğun bir şekilde baktığını gördüm.
"Gerizekalı demenin bedeli olsun." dedi.
Ben hala şoktaydım ama kalbim horon tepiyordu.
Kapıdan inmek için hareket ettiğimde "Yağmur."
Bakışlarımı ona çevirdim.
"Ben yağmuru..." dedi ve nefes aldı.
"Ben yağmuru herşeyi ile severim."
     ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Beni takip edebilirsiniz.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Oylarsanız sevinirim.

 

ÇAMUR Where stories live. Discover now