20. BÖLÜM - DEĞİŞMEMİŞSİN SEN HALA MAVİYE AŞIKSIN-

27 5 6
                                    

Koskoca 2 ay geçmişti.
Onu unutmak için test kitaplarının içine girmiştim.
Evden bile çıkmamıştım.
Şimdi ise istediğim üniversitede ilk günüm olacaktı.
Buna sevinememiştim.
İrem sınava girmemişti.
Arda hala komadaydı. İrem de sürekli oraya gidiyordu ve gerçekten mutsuzdu.
Teyzeme durumu anlatmıştım ama sorun etmemişti.
"Günaydın güzellik."
"Günaydın teyzem."
"Nasıl hissediyorsun?"
Gözlerimi devirdim. Teyzeme herşeyi anlatmıştım.
Bana onu bırakmamın en iyisi olduğunu söylemişti.
"Anladım. O zaman seni bırakalım okuluna."
"Hayır teyze gerek yok biliyorum okulu zaten. Hem biraz yürümek iyi gelir."
"Peki ama dikkat et ben zaten irem'in yanına gidicem."
"Tamam."
"Bu arada:"
Ona döndüm.
O da konuşmaya devam etti.
"Hala unutamadın dimi?"
"Sen sevdiğini unuttun mu?"
Sustu ben de bir şey demeden evden çıktım.
Sürekli soruyordu bu soruyu.
Durağa kadar yürüdüm.
O sırada arabayla yanımda birisi durdu.
"Görüşücez demiştim."
"Gece."
"Yağmur."
"Nereye gidiyorsun?"
"Tübingen üniversitesine, sen?"
"Ben de, gelsene."
Tereddüt etmiştim ama gittim.
Arabaya bindiğimde yola koyulduk.
"Nasılsın?" Dedi.
"Çok iyiyim."
"Çok güzel yalan söylüyorsun."
"Peki sen?"
Durdu. Sonra dudaklarını araladı.
"Çok iyiyim."
"Sen de çok güzel yalan söylüyorsun."
♡■♡■♡■♡
Arabadan indiğimizde bütün gözler bize serilmişti.
"Neden uzaylıymışız gibi bakıyorlar."
"Çünkü çok güzelsin ve ineklerin çoğu güzel olmaz."
"Saçmalama."
"Hadi gel."
Bileğimden tuttu ve çekiştirip beni okula götürdü.
Bölümümü Gece'ye söyledikten sonra oraya gittik.
Arkalardan bir yere oturdum.
O da yanıma geldi.
"Ben dersin bitince gelirim tamam mı?"
"Tamam."
"Gece!"
"Daha tanımadığın birine yardım etmek zorunda değilsin."
"Hayır seni tanıyorum."
Sabah daha erken olduğu için bölümde kimse yoktu. Bu yüzden Gece'nin ve benim sesim yankılanıyordu.
"Peki o zaman, ben kimim?"
"Sen bensin."
"Ne? Anlamadım"
"Gözlerin paramparça tıpkı benimki gibi bence bunu bilmem benim ve senin için yeterli."
"Ben sende kırıkları göremiyorum."
Güldü çok güzel gülüyordu.
Sonra daha çok yaklaştı bana.
"Ben siyahım güzelim çok iyi saklarım."
Ben bir şey demeyince kendisi hiç bir şey olmamış gibi devam etti.
"Yağmur ben gidiyorum 1 saat sonra gelicem"
"Tamam."
"İyi dersler prenses"
Daha derse 20 dakika vardı.
Ben de kantine gitmek istedim.
Bir kaç koridor geçtim ve kantini buldum.
Buranın kantini çok büyüktü. Bir çikolata ve kahve aldım.
Birinin beni izlediğini görünce oraya baktım.
Bu bu oydu.
2 ay olmuştu.
Unutucaktım ta ki göz göze gelmeseydik.
Niye gözler ihanet ederdi ki akla.
Kalbi dinlerdi onlar.
Dondum kaldım.
Dudaklarında takıldım. Gözlerim doldu.
Bir anda elimden kahve düştü. Yanıyordum ama umrumda değildi.
Bana doğru gelmeye başlayınca o anın tadını yeni almıştım.
Yutkunmaya çalıştım.
"İyı misin?"
"Yağmur."
Hiç bir şey demedim. Dilim de ihanet etmişti.
Etraftan fısırdaşmalar geliyordu.
"Yağmur, sana diyorum."
Beni kolumdan tuttu ve koridordaki sandalyelerden birine oturttu.
Bacağıma bakmak için elini uzattı ama ben çektim.
"Dokunma bana."
"Yağmur yapma."
"Niye geliyorsun allahın cezası ne güzel unutmaya çalışıyorum niye her seferinde bunu yapıyorsun bana?"
Çok fazla bağırmıştım ama insanlar türkçe konuşmuyorlardı sonuçta.
"Yağmur dinle."
"Sen beni dinle."

"Herkesin kalbimde bir yeri varken senin ülken vardı Alder anlamıyor musun? Ben seni yere göğe sığdıramadım ama sen beni elvedaya sığdırdın. Beni istemiyorsun ve ben de yüzünü görmek istemiyorum."

"Gerçekten istemiyor musun?"
"Hayır istemiyorum. Yoksa o lanet yüzünü unutmayı öğrenemeyeceğim."
"Yağmur ne arıyorsun burada?"
Gece yanımıza gelirken ona döndüm ve dudaklarımla 'bir saniye' dedim. O umursamadan yanımıza geldi.
"Tam 5 dakikadan beri sesin bahçeye geliyor. Bir sorun mu var güzelim?"
Onu tek Alder derdi.
Ama o bu sefer Alder'dan daha güzel söyledi.
İç sesim bile Alder'a öfkesini kusuyordu.
"Hayır yok, gidelim"
Giderken Alder kolumdan tuttu.
Gözlerini kısdı ve fısıldadı.
"Ne oldu sana?"
"Büyüdüm."
"Ne zaman?" Dedi küçümseyerek.
"Senin beni kapıya koyduğun zaman."
Gece elimi tuttu ve Alder'a kötü bir bakış attı.
"Gidelim."
Gözyaşıma hakim olmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Üstüm fazla ıslak değildi. Sadece biraz yanıyordu.
"Yağmur."
Bakışlarımı ona çevirdim.
"Canın acıyor mu?"
Bazen insanlar saklarlardı duygularını belli etmezlerdi ya da yalan söylerlerdi hep.
Ama kalbim bu sefer yalan söylemek istemedi.
"Evet."

ÇAMUR Where stories live. Discover now