23. BÖLÜM -RUHUMUZU SİYAHA TESLİM ETMİŞTİK AMA ŞİMDİ ALMANIN VAKTİYDİ-

23 4 13
                                    

Sabah gözlerime giren güneşle uyanmıştım.
Buna normalde olsa beddua ederdim. Ancak 1 çift göz bunu elimden almıştı.
Gel de buna aşık olma salak yağmur.
Gerçekten bu kadar güzel bakan gözler benim kardeşimin miydi?
"Beni orada dikizlemeye devam edicek misin?"
Ben sadece gözlerimi devirmekle kalırken o gülüyordu.
"Karnın aç ve ben de seni yememek için kendimi zor tutuyorum. Hadi Yağmur kalk ve hazırlan."
Pikeyi üstümden attım ve ona doğru yaklaştım.
"Nereye gideceğiz ki?"
"Okula"
Gerçekten bunu mu layık görmüştü.
"Ben de senden bunu beklerdim hödük."
Arkamı dönüp dolabımın kapağını açtım.
"Hadi çık üstümü giyinicem."
"Emin misin?"
"Neye emin miyim Toprak?"
"Benden gitmemi istediğine."
Hafifçe yutkundum.
Tabi ki de kal şapşik diyecek halin yok ya tövbe estağfurullah.

Aklıma gelen şeyle ondan uzaklaştım.
"Toprak... biz kardeş-"
Geriye döndü ve ayağına bir ritim tutturdu.
"Sikiyim kardeşliği."
Ben gözlerine masumca bakarken o hala hayatı sorguluyordu.
Sonra bakışlarımla ne demek istediğimi anladı ve
"Peki." Diyip odadan çıktı.
Hala olayları cozememistim.
Toprak'ı buraya kaçırıp gelen adam sırf hapise girmeyeyim diye herkesi tehdid ediyordu.
Ben bunları düşünürken telefonum çaldı.
Giyinmemi hemen bitirip telefonumu elime aldım.
Bilinmeyen bir numaraydı.
"Alo."
"Yağmur merak ettim nerdesin iyi misin niye telefonuma cevap cermedin?"
Ben Gece"yi tamamen unutmuştum.
Kendime belki 1 milyonuncu küfredişimi yaptıktan sonra dudaklarımı araladım.
"Gece özür dilerim...
Ben iyiyim."
"Ben burada deliriyordum farkında mısın sen? "
Ne diyebilirdim ki.
Öfkeli bir nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti.
"Herneyse bugün okula gelecek misin?"
"Evet."
"Tamam buluşalım."
"Tamam."
Garipsemistim. Fazla iyiydi.
"Kendini o heriften korursan da iyi olur."
"Tamam."
Hey ne diyorsun !
O senin kanından zaten mal Yağmur*
"Kendine iyi bak."
"Sende."
Aşağı indiğimde burnuma harika kokular geliyordu.
Sandalyeye oturduğumda masada bir kuş sütü eksik olduğunu görmüştüm.
Evde bizden başka kimse yoktu.
Hıımmm bak sen.
Her neyse Toprak'a baktığımda düşünüyor gibiydi.
"Ne oldu?" Bakışlarını bana çevirdiğinde buz kesildim.
"O piç seni yine aradı değil mi?"
"Gece mi?".
"Her ne boksa?"
"Sana ne?"
"Ben senin ..."
Bakışlarımı ona çevirdiğimde kendi kurduğu cümleyi tamamladı.
"Abinim."
"Aynen."
Sinirim bozuluyordu.
^^^^^^^^^^^^
İREM KARA

"Hadi yapabilirsin."
Arda yavaş yavaş kollarını oynatabiliyordu ama bacaklarinda bir his kaybı vardi.
Bu da onun için her şeyi kötü yapiyordu.
Salonda bizden ve kadın doktordan baska kimse yoktu.
"Arda."
Bana baktı.
Gözleri kıpkırmızı olmuştu.
Neden bu kadar üzülüyordu?
Ben onun her zaman yanındaydım.
Doktorun telefonu çalınca bizden müsaade istedi ve salondan ayrıldı.
"İrem ben iyi değilim."
"Ama yapacaksın."
Başını salladı.
"Beni seviyor musun?"
"Arda ne oluyor?"
"Irem beni herşeyim ile seviyor musun?"
"Sana aşığım lafının neresini anlamadın?"
"Ya bacaklarım-"
"Öyle bir şey olamayacak?"
Bennim de gözlerim dolmuştu.
Dudaklarımı Ardaninkilere bastırdım.
Ayrıldığımızda kanlı aya benzettigim gözlerini izledim.
Tıpkı rüyamdaki gibi.
"Seni herşeyinle seviyorum ve seni asla bırakmam anladın mı?"
"Eğer bırakırsan ve koşarsan sana koşamayacağim."
"Başaracaksın."
"Senin için."
"Bizim için diye düzelttim."
------------------------
-2 saat sonra-
Bir yandan kusup bir yandan ağlıyordum.
Arda için iyi olmaya çalışıyordum ama değildim her gün yediğim seyleri çıkarmak benim için iyi olmuyordu.
Doktor ayakta konuştuğumuzda bunun böyle ayakta konusulmayacak bir mesele olduğunu söylemişti.
Yani 10 dakika sonra alt kata inip bu lanet şeyin ne olacağını ogrenecektim.
Baş dönmem neredeyse geçmişti.
Ellerimi ve yüzümü yıkayıp aşağı kata inmek için hareketlendim.
-----
"Merhaba"
"Merhaba İrem."
Benimle konuşan kadın doktora gitmiştim ve beni tanımıştı. Normalde herkesle almanca konuşurdum ama buradaki doktorlar 4 dilden fazla biliyorlardı.
Benimle konuştuktan sonra beni ultrasona yönlendirdi.
Kanser bence gebericeksin irem.
Ya da fazla sigara kullandığından siroz başlangıcı.
Ben suratımı buruştururken kadin karnıma bir şey sürdü.
"Tam da tahmen ettığım gibi"
Kadın yarım yamalak Türkçesiyle konuşurken ben ekrandaki karartıya bakıyordum.
"Tebrik ederim. 4 aylık bir minik var karnında."
Neeee!
"Nasıl yani?"
"Tatlım bir bebek sahibisin."
Kendisi devam etti.
"Hatta sonraki randevunda bebek kız or erkek mi olacak bakalım."
Benim karnımda benim bebeğim mi vardı*
"Pek beklemiyodun galiba?"
Başımı salladım.
Bu bebek arda ile benim bebeğim miydi şimdi.
Hemen elimdeki peçete ile karnımı sildim.
"See you later."
Kadını dinlemeden odadan çıktım ve Arda'nın yanina gittim.
Gözlerim gülsem mi ağlasam mı bilmiyordu.
Ya istemezse?
Ben istiyorum ama ya o istemezse?
Kapıya vardığımda kapıyı çaldım ve içeri girdim.
Nadia ve Arda konuşuyorlardı.
Ben ise ne yapacağımı bilemez halde odanın ortasına dikilmistim.
Nadia bana koşarak sarildiginda ben de karşılık verdim.
Bakışlarımı Arda'ya çevirdiğimde o da bir şey olduğunu anlamıştı.
"Nadia annenin yanına gider misin abicim.?."
Nadia başını salladı ve koşarak kapıdan çıktı.
"Gelsene."
Yanına gittim ve yanına yattım.
Onunla göz kontağı oluşturacak kadar guvenmiyordum.
Ama ben o çocuğu dünyaya getirmeliydim.
"Arda."
"Efendim bitanem."
Sustum.
"Bebekleri sever misin?"
Şaşırdı.
"Neden ki?"
"Hic oylesine."
"Tabi ki de severim. onlar bu dünyanın melekleridir."
Gözümden bir yaş aktı.
"Irem niye ağlıyorsun?"
"Arda ben hamileyim."
Dondu.
Hayır istemeyecekti. Kesin beni bırakacaktı.
"Ne?"
"Tamam bak eğer istemiyorsan ben bu çocuğu tek de dünyaya getirebilirim. Tabi ki de kaza ile olan bişey sonucta sen suçlu değilsin. Ama kendim de dünyaya getirbilirim. Bu bebeği istememek senin en doğal hakkın sonuçta genc-"
"Baba oluyorum."
Ben şok içinde onu izlerken o deli gibi çığlıklar atiyordu.
"Baba oluyorum."
Biraz daha çığlık attıktan sonra bana bakti.
Tam 3 dakika sadece birbirimize güldük.
Sonra kulağıma eğildi.
"İrem dünya kötü bir yer ve ben bu haldeyken ne kadar doğru bilmiyorum ama benimle aynı evi paylaşmaya ne dersin?"
"Tabi ki de evet gerizekalı"
"Sen hayatımda tanıdığım en şirin kızsın." Sonra karnım guruldadı.
"Bi de sen ufaklık."
"Hey onun kız olacağını bilmiyoruz."
"Hissediyorum."
Galiba hayatım boyunca hiç bu kadar mutlu olmamıştım.
Bebeğim olacaktı.
Bebeğimiz olacaktı.
Ben o gün anlamıştım.
Dünya içinde sevdiklerin olunca güzeldi.
Ve dünya kötü bir yer değildi sadece biz ruhumuzu siyaha teslim etmiştik ama artık alma zamanı gelmişti.
Acaba siyah şunu sorsam olabilir miydi?
Benim beyazlıgımı geri verirken bir tane de küçük beyazlıktan alabilir miyim?
Aaaa unuttum ya benim bebeğim zaten beyazın ruhuydu.
2 gri aşıktan bir beyaz melek.
İşte benim hikayem şimdi başlıyordu.








ÇAMUR Where stories live. Discover now