yedi dakika ↦ michaeng ✔

sept

Bana bu nasıl bir karşılık gerizekalı diye bakan bir Mina olup olmadığını kontrol etmek için geri çekildiğimde dudaklarıma bakan Mina'yla onun beyninin kafatasında değil belaltında olduğunu tekrar anlamış oldum.

Mina'nın beynini düşünmeyi bırakmam ve gözlerimi Mina'nın dudaklarıma bakan gözlerinden almam şişenin kimlerin arasında durduğunu merak ettiğim için kafamı çevirmemle oldu. Şişe mavi saçlı çocuğun yanında ki ben tehlikeliyim bakışları atan dövmeli çocukla; yanaklarını sıkmak, poposuna vurarak sevmek isteyeceğiniz kadar tatlı bir kızın arasında durmuştu.

Kız cesaret dediğinde herkes çocuğun kıza yaptıracağı şeyi merakla beklerken çocuk üç dört saniye duraksadı ve sonra sadece iki kelime söyledi "Kucak dansı".

Tabi söylediği bu kelimeler herkesin ağzının açılmasına sebep olmuştu. Aslında çocuğun söylediği o kadar garip değildi. Ortamın zaten pis olduğunu herkes biliyordu. Mesela biraz önce herifin biri bana en son ne zaman ıslandığımı sormuştu...

Burada asıl garip olan bunu o kıza yaptıracak olmasıydı ve adım kadar emindim ki o kız daha önce biriyle öpüşmemişti bile.

Uzun süreli bir ikna sürecinin ardından -bu süreçte süreyi bir dakika olarak belirlemiştik- başka şansı olmadığını anlayan kız yerinden yavaşça kalmış ve çocuğun yanına ilerlemişti.

Çocuk kucağında kız için yer açtığında kız utanarak çocuğun kucağına bacakları çocuğun iki yanında olacak şekilde oturmuştu.

Yüzleri birbirine dönük olduğundan yüz ifadelerini göremediğimiz kız ve çocuk bir süre sabit durduktan sonra kızın ileri geri hareket ettiğini görmüştüm. Bundan birkaç saniye sonra da çocuğun elleri kızın kalçalarına inmişti ve-

"Ne o Chae çok mu hoşuna gitti, gözlerini alamıyorsun?" Mina'nın eğlendiğini belli eden sesini duyduğumda çocuk ve kızdan gözlerimi çekip Mina'ya döndüm.

Mina da bana bakıp yan bir sırıtış eşliğinde "Seninle böyle olabilirdik Chaeyoung." dediğinde, lanet olsun ki Mina'nın yüzüklerle süslenmiş ellerini kalçalarımda hayal etmek gibi bir hata yaptım.

Sonra da onunla bugün ki ilk karşılaşmamızdan beri yapışmak istediğim dudaklarına baktım ve lanet dudaklarına bakarken lanet iç çekme isteğime hakim olamadım.

İç çekişim ardından sesli bir nefes bıraktığımda Mina da tıpkı benim gibi sesli bir nefes bırakmıştı ve lanet nefesi dudaklarıma çarptığında onu öpmem için pankart açan içimde ki gökkuşağına kulak verip dolgun dudaklarına yapıştığımda bunu beklemediğinden olsa gerek bir süre karşılık vermedi.

O bir süre sadece üç saniye falan sürdü ve dudakları sanki alt dudağımı yok etmek istermiş gibi onu ezdiğinde ağzımdan küçük bir inleme çıkmıştı fakat bildiğiniz üzere şu an bir bardayız ve lanet baş ağrıtıcı yükseklikte ki müzikten benim inlememi duyması imkansız.

Öpüşmemizi derinleştirmek istediğini belli edercesine dilini ağzıma yollayıp aynı zamanda parmaklarıyla bacağımda dizimden yukarıya doğru kıvrımlı bir yol çizmeye başladığında ona daha yakın olmak istediğimi farkettim ve onun kucağına oturmak için bacaklarımın üstüne kalktım. İşte tam o an olan oldu ve soğuk bir sıvı üzerimize döküldü.

Hakkında sadece soğuk olduğunu bildiğim ve kokusundan dolayı içki olduğunu tahmin ettiğim bir sıvı orada olduğunu bile unuttuğumuz arkadaşlarımız tarafından üzerimize dökülmüştü.

Mina benden ayrılıp etrafa sinirle baktığında ben de sinirlendiğimi hissetmiştim.

Yanlış anlamayın üzerime içki döktükleri için değil. Tanrı aşkına Momo'yla yaşıyorum bunun gibi şakalarla günde seksen kere karşılaşıyorum. Beni sinirlendiren öpüşmemizi bölmüş olmalarıydı.

Kafamda ki düşünceleri bırakıp masanın etrafındakilere baktığımda hınzırca sırıtan Jennie adeta ben yaptım diye bağıran yüzüne rağmen "Hey ben yapmadım, bana öyle bakmayı kesin." dediğinde Lisa ona onaylamaz bir bakış atıp onun adına özür diledi.

O an benim düşündüğüm tek şey ise lanet Jennie'nin bir öpüşmemizi daha bölmüş oluşuydu.

531 kelime.

Herkese selammm. Uzun bölüm yazmaya çalıştım ama en fazla bu kadar oluyor affedin hdjdhxkdkd