"Şişeyi çeviriyoruz ve şişenin uçlarının gösterdiği iki kişi dolaba giriyor. Yedi dakika sonra çıkıyorlar. Dolapta ne yapacakları kendilerine kalmış. Oyun bu, hadi başlayalım." Jennie'nin konuşmasından sonra şişeyi döndürmesiyle de oyun başlamıştı...
Mina'yla konuşmamın üzerinden yaklaşık yirmi dakika kadar geçtiğinde hepimiz hazırlanmış çağırdığımız taksilere binmiştik.
Taksi beş dakikalık bir yolculuğun sonunda durduğunda parayı ödemiş ve taksiden inmiştik.
Üzerime mavi büstiyerimi giymiş, altıma beyaz çiçek desenleri olan mavi eteğimi giymiş, ayağıma da beyaz spor ayakkabılarımı giymiştim. Yanıma siyah minik çantamı ve siyah ceketimi de aldığımda kombinim tamamlanmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(üstündekileri böyle hayal edebilirsiniz)
Partinin yapıldığı villaya sonunda giriş yaptığımızda ben de Mina'ya mesaj atmıştım. Kızlarla büyük salona girdiğimizde gözlerimle Lisa'ları aramıştım ve hemen de bulmuştum.
Salonun köşesinde ki büyük masada oturan Lisa'ların yanına ilerlerken masada hızlıca bir Mina kontrolü yapmıştım ve sonuç olumluydu. En son görüştüğümüzde öpüşmüş ardından da yapılan saçma sapan şaka yüzünden ayrılmak zorunda kalmıştık ve onu bir daha görememiştim.
Kendi arkadaş grubumu Mina'nın arkadaş grubuyla tanıştırdığımda hemen kaynaşmış ve saçma sapan konular hakkında konuşmaya başlamışlardı. Hatta bir süre sonra Irene bu kaynaşma işini fazlaca abartıp adının Seulgi olduğunu öğrendiğim kızla öpüşmeye başlamıştı.
Buraya geleli tam bir buçuk saat oluyordu. Bu süre içinde masada neredeyse kimse kalmamıştı. Kızların bazıları tuvalet bahanesiyle, bazıları da dans için kalkmıştı.
Sonuç olarak şu an masada benim haricimde biraz önce eski sevgilisi Wendy'yi bir kızla öpüşürken gören ve kendini içkiye vuran Jihyo; tıpkı onun gibi kendini içkiye vuran, biraz önce de ağlayarak uyuyakalan adının Jimin olduğunu bildiğim çocuk ve deri siyah şortu ile lanet seksi görünen Mina vardı.
Hepimiz -Jimin hariç- masanın birer köşesinde içmeye devam ederken artık bu durum beni gerçekten de sıkmaya başlamıştı. Tanrı aşkına insanların deli gibi eğlendikleri bu partide biz dördümüz neden eğlenemiyorduk?
Ben saçma sapan düşüncelerimle boğuşurken masamıza gelen kızla bakışlarımı bardağımdan ayırdım ve masanın sol köşesinde oturan Mina'ya bakan kıza bakmaya başladım.
Kız Mina'yla konuşmaya başladığında Mina'nın onu pek taktığı söylenemezdi. Ama kız yine de ısrarla konuşmaya devam ediyordu.
Kız konuşmaya devam ederken Mina'ya temas etmeye ve göğüs dekoltesini resmen onun gözüne sokmaya başladığında kızın amacı belli olmuştu. Ne yani şu an masada benim basit bir öpücüğünden bile etkilendiğim kadını etkilemeye çalışan başka bir kadın mı vardı?
İçimde ki -nereden geldiğini bilmediğim- sahiplenme duygusuyla bir an arka cebimden silah çıkartıp benim olana el süren bu kicibe de kim demek istesem de silahım yoktu ve mantıken düşünüldüğünde böyle atraksiyonlara gerek te yoktu.
Kız konuşurken göğüslerini Mina'nın koluna sürmeye başladığında Mina da kıza dönmüştü. İçimde ki gökkuşağı ulan gelecekte ki karım elden gidiyor diye bağırmaya başladığında artık araya girmem gerektiğine karar verdim.
Karar verdim vermesine de araya nasıl girebilirim ki?
Mina'nın kucağına oturup onu bırak beni al diyemeyeceğime göre araya girmekten vazgeçip bardağımda ki içkimi kafama diktim. İçki dediğimi de bakmayın meyve kokteyli içiyorum içinde ki alkol oranı sıfır nokta bir falan...
Ben düşüncelerimden kurtulduğumda kızın Mina'nın dudağına doğru yola çıkmış dudaklarını görmemle Mina'nın kucağına oturma planı mantıklı gelmeye başlamıştı ve hayatımın en hızlı kararını aldığımda yanımda uyuyan Jimin'in önünden geçerek Mina'nın yanına doğru adeta uçtum.
Sonra ne mi oldu? Mina'nın kucağına oturum. Yani ben şu anda lanet seksi Mina'nın kucağında mıyım?
Yaptığım bu saçmalığa şok olmuş olan Mina ağzı açık bir şekilde bana bakarken ona gülümsedim ardından da kucağından kalkıp bacaklarım Mina'nın iki yanında olacak şekilde tekrar oturdum. Çünkü biraz önce kıza arkam dönük olacak şekilde oturduğım için onun tepkilerini göremiyordum.
Yaptığım bu oturuştan sonra Mina ne yapmaya çalıştığımı anlamlandırmaya çalışır gibi bana bakıp kaşlarını hafifçe çattığında acaba biraz abartmış olabilir miyim diye düşünmeye başlamıştım.
Ta ki Mina'ya yürüyen hatta uçan kızı görene kadar. Çünkü kız bana adeta elinden şekeri alınan bir çocuk gibi bakıyordu. Ama o şeker zaten benimdi.
Salak salak düşüncelerimden kurtulup kıza bakarak Mina'ya biraz daha yaklaşıp kollarımı ensesine çıkartıp saçlarıyla oynamaya başladığımda Mina'nın kasıldığını farketmiştim. Ayrıca yüzüme vuran nefesleri de hızlanmıştı.
Mina ellerini belime koyup sanki imkanı varmış gibi beni kendine daha da çok çektiğinde heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibiydi.
Mina parmaklarıyla belime daireler çizmeye başladığında da bu işkenceye daha fazla dayanamayarak ensesinde ki ellerimle onu kendime çektim ve özlediğim dudaklara kapandım.
Alt dudağımı emmeye başladığında ben de üst dudağına eziyet çektiriyordum. Aniden alt dudağımı ısırıp inlememe sebep olduğunda dilini ağzıma yolladı. Dillerimiz kendi aralarında bir savaşa girdiğinde belimde ki elleri de kalçalarıma inmişti. Kalçalarımı sıkan elleriyle tekrar inlediğimde ondan ayrıldım ve kulağına "Burada olmaz..." deyip biraz duraksadıktan sonra "yukarı çıkalım." diye ekledim.
Beni onayladığında da ayağa kalkıp ona elimi uzattım. Elimi tutup o da ayağa kalktığında birlikte merdivenlere doğru ilerledik.
702 kelime.
Selamm. Burada kesilir mi dediğinizi duyar gibiyim ama devamı bir sonra ki bölümde. Bu arada 1k olmuşuz teşekkürler:*
Çok çok vote ve çok çok yorum bekliyorum, öyle olursa yb hemen gelir:)
