vingt

2.1K 169 191
                                    

Mina'ya evinin önünde olduğuma dair bir mesaj attığımda bir yandan da üzerimde ki siyah dar elbisemi düzeltmekle meşguldüm. Tanrım bu gün benim minik Minarim'in doğum günüydü.

Aslına bakarsak o kadar da minik sayılmazdı. Ne de olsa bu onun yirminci yaş günüydü...

Kızlarla Mina için daha süpriz bir doğum günü olsun diye düşünerek partiyi doğum gününden bir gün öncesi için planlamıştık. Böylece biz parti yaparken saat on iki olacaktı ve de onun doğum gününü ilk dakikalarında kutlamış olacaktık. Ayrıca Mina aptal bir insan olduğu için ona doğum günü partisi yaptığımızı anlayamayacak ve mekana girdiğinde aşırı derecede şok olacaktı.

Tabi burada en büyük rol bana düşüyordu. Çünkü gecenin on birinde Mina'yı öylece evinden çıkartamazdık, birinin onu partinin olduğu mekana getirmesi gerekiyordu ve tabiki de o biri bendim.

Bu yüzden de ben bundan tam kırk dakika kadar önce Mina'yı aramış ve ağlayarak kötü olduğumu söylemiştim. Tanrım resmen oscarlık bir oyunculuk performansı sergilemiştim.

Benim için endişelenen Mina da hemen buluşmayı teklif etmişti. Ben de onu almaya geleceğimi bana konum atmasını ve hazırlanmasını söylemiştim. Bunun üzerine Mina ona hazırlanmasını söylediğim için bana yaklaşık beş dakika kadar trip atmıştı. Neden trip attığını sorduğumdaysa bana, onu pijamalarıyla görmek istemediğim için hazırlanmasını söylüyor olduğumu oysa kendisinin beni her halimle beğeneceğini söylemişti, Tanrım ne?

Gecenin on buçuğunda bu tribi yemeyi beklemediğim için önce biraz şok olmuş, kendimi toparladımda da ona "Mutsuzken yemek yemeyi seviyorum. O yüzden güzel bir restoranta gideriz diye düşünmüştüm. Hazırlanmanı söylememin sebebi de buydu." demiş sonra da telefonu yüzüne kapatmıştım. Telefonu kapatmamın ardından Mina'dan gelen konumsa görevimin ilk kısmını başarıyla tamamlamış olduğumu gösteriyordu.

Ben düşüncelerime dalmışken arabamın camının tıklanması üzerine korkuyla sağıma dönmüş, arabamın camını tıklatan kişinin Mina olduğunu anlayınca da kapının kilidini açmıştım.

Mina altına siyah bir kot, üstüne düz beyaz bir tişört giymiş ve konbinini yakasında chanel logosu olan siyah bir ceketle tamamlamıştı. Nasıl olur da bir insan giydiği sıradan giysilerle bile yunan tanrılarına benzeyebilirdi ki?

Benim onu süzdüğüm kısa sürede Mina, yanımda ki koltuğa oturup kemerini takmış ardından da bana dönmüştü.

"Söyle bakalım mutsuz kız, nereye gidiyoruz?" sorusu üzerine kahkahalarla gülmek istesem de sadece "Gidince görürsün." demekle yetinmiştim. Çünkü şu an hissettiğim duyguların mutsuz olmakla alakası bile yoktu. Tam tersine, fazlasıyla mutlu ve birazcıkta heyecanlıydım. Tabi Mina'nın bunu bilmesine gerek yoktu...


Partinin olacağı barın bulunduğu sokağa arabamı parkettiğimde kemerlerimizi çözmüş ve arabadan inmiştik. Mina on beş dakika kadar süren yolculuğumuz boyunca beni neden üzgün olduğumla ilgili bir soru yağmuruna tutmuştu ve ben de her sorusundan sonra içimden kahkalar atıp "Anlatırım sonra." demiştim.

Barın önüne geldiğimizde girişte ki koruma kenara çekilmiş ve içeriye girebilmemiz için kapıyı aralamıştı. Bunun üzerine ben de Mina'ya dönmüş ve elini tutarak onu içeriye doğru çekiştirmiştim. Bu sırada Mina'ysa kulağıma doğru eğilip "Güzel restorant anlayışının bu olduğunu bilmiyordum." diyerek onunla telefonda yaptığımız konuşmaya bir gönderme yapmış ardından da bana ayak uydurarak hızlıca içeriye doğru adımlamıştı.

Geçtiğimiz dar koridorun ardından, sol tarafında partinin yapılacağı kısıma inmek için merdivenlerin bulunduğu balkonu andıran küçük bir alana çıkmıştık. Buradan tüm bar rahat bir şekilde görünüyordu. Böylece ben de Mina yanıma gelemeden son bir kez mekanı kontrol etme şansı yakalamıştım.

Ben tam her şeyin mükemmel göründüğüne karar verdiğimdeyse Mina yanıma gelmiş ve tıpkı benim baktığım gibi mekana doğru bakarak "Oh, sanırım birinin doğum günü partisi var. Şanslıysak pastayı kaçırmamışızdır." deyip beni orada bırakarak hızlıca nerdivenlere doğru ilerlemişti. Bu da benim alnıma sesli bir şaplak indirmeme sebep olmuştu. Tanrım neden?

Anlamıyorum, nasıl bir aptal bunun kendi partisi olduğunu anlayamayıp hemen beleş pasta derdine düşerdi ki?

Şokumu atlatıp hızlıca merdivenlere yönelen Mina'yı tuttuğumda bana garip garip bakmış sonra da "Senin yüzünden pastayı kaçırırsak o çok mükemmel siyah arabanı anahtarla çizerim." demişti. Ben tam şokla konuşmaya hazırlanmışkense müzik kapanmış ve mekanda "Doğum günün kutlu olsun Mina" konulu bağırışmalar başlamıştı. Bu da benim konuşmamı engellemişti.

Ayrıca tanrım gören de savaşa katılıyorlar sanır. Hepbir ağızdan doğum günü şarkısı söylemek ne kadar zor olabilir ki?

Ben onların bu kadar aptal ve beceriksiz olmaları yüzünden yine alnıma sesli bir şaplak indirdiğimde Mina sonunda olayları idrak etmişti. Tabi ki de bence bu, iğrenç doğum günü şarkısından dolayı değildi -ki ona şarkı demek bile koca bir hata olurdu- bu, bulunduğumuz yerin tam karşısında açılan büyük "İyi ki doğdun Mina." yazısı yüzündendi.

Doğum günü süprizini sonunda anlamış gözleri dolu Mina bana döndüğünde önce gülümsemiş sonra da teşekkür etmiş ve de kollarını belime dolamıştı. Mina bana sarılıp teşekkür etmeye devam ederken bense o gün dolap oyununa katıldığım için kendime teşekkür etmekle meşguldüm. Yoksa muhtemelen asla tanışamayacaktık ve ben onu muhtemelen asla sevemeyecektim.








736 kelimelik bir bölüm oldu ama bölümde çokta bir şey yaşanmadı, evet. Ayrıca da bölümü geciktirdim, onun da farkındayım. Ama söz veriyorum 40 vote geldiği an yb atarım.

Ayrıca more & more üzerimden geçti. Shadow'a aşık oldum. Sizin albümde ki favori şarkınız hangisi?

yedi dakika ↦ michaeng ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin