vingt-quatre (final)

2.2K 140 247
                                    

Evet final bölümü, söz verdiğim bölümden önce final yaptığım için belki sövmek isteyenler olabilir. Onları buraya bekliyorum💘

Sonunda okula girdiğimde kendi kendime gülmeyi kesmiş ve telefonumu çantama atmıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sonunda okula girdiğimde kendi kendime gülmeyi kesmiş ve telefonumu çantama atmıştım.

Yol boyunca Mina'yla mesajlaşmıştık, dün itibarıyla sevgilim olan Mina'yla ve tanrım sanki ilk kez sevgilim olmuş gibi hissediyordum.

Bir yıldır falan sevgilim olmadığından olsa gerek bana tatlısın dediğinde bile kalp krizi geçirecek kadar oluyordum.

Mina kızlarla birlikte kantinde oturduğunu söylediğinden o tarafa doğru yürürken bir yandan da dün Mina'yla sevgili olduğumuzu söylediğim ve sonra da telefonlarını reddettiğim arkadaşlarımın bana nasıl işkenceler çektirebileceklerini hayal etmeye çalışıyordum.

Hızlı adımlarla kantine ulaştığımda kızların oturduğu masayı hemen görmüş ve o tarafa doğru ilerlemiştim.

Mina bu tarafa sırtı dönük olacak şekilde oturuyordu. Yani benim geldiğimi hala görmemişti. Ben de bunu fırsata çevirmeye karar verip hızlıca onun arkasına geçmiş ve sonra da sağ tarafından yanağına eğilerek minik bir öpücük kondurmuştum.

Bunun üzerine "Hangi aptal..." diye konuşmaya başlayarak hızlıca sağına dönen Mina beni görünce ağzından bir 'oh' sesi çıkartmış ardından da ayağa kalkıp bana sarılmıştı.

TANRIM BEN MYOUI MINA İLE SEVGİLİYDİM!

Mina'nın aniden bana sarılması beni kalp krizi geçirecek konuma getirdiğinde beni bırakmış ve arka masadan çektiği sandalyeye oturmamı sağlamıştı.

Onun bu kibar halleri benim gülümsememe sebep olduğunda benim gülümsediğimi gören Mina da gülümsemeye başlamıştı.

Böylece biz gülümseyerek birbirimize bakmaya başladığımızdaysa Irene "Tanrım bunlar aşık olmuşlar!" diye bağırıp hepimizin kahkahalara boğulmasına sebep olmuştu.

Sonunda öğlen yemeği vakti geldiğinde kantine gitmek için hızlıca sınıftan çıkmıştım. Fakat kantine gidemedim.

Çünkü Mina pardon, sevgilim olan Mina beni kapının önünde bekliyordu.

Hızlıca ona doğru ilerleyip boynuna sarıldığımda "Kokunu seviyorum." demişti.

Tanrım ne alaka şimdi?

Ben onun bu ani itirafıyla minik çaplı bir kalp krizi geçirirkense o bana gülümsemiş ardından da elimi tutup kantine doğru ilerlemeye başlamıştı.

Kantine gittiğimizde kızlarım henüz gelmediğini görmüş ve boş bir masaya kurulup onları beklemeye başlamıştık.

"Sevgilim."

Bana seslenen Mina ile daldığım düşüncelerimden çıkmış ve ona bakmaya başlamıştım.

"Sanki.... şu çocuk sana bakıyor."

yedi dakika ↦ michaeng ✔Where stories live. Discover now