"Hayır Momo o iğrenç şeyi yemeyeceğim." Bununla birlikte tam olarak sekizinci kez söylediğim cümleyle sıkıntılı bir nefes verip masanın etrafında dönerek Momo'dan kaçmaya devam ettim.
"Tanrı aşkına bir saattir bu boktan masanın etrafında tur atıyoruz. Hem de benim zehirleneceğime emin olduğum bir şeyi yemem için." dediğimde Momo ısrarcı bakışlarını hiç değiştirmeden konuşmaya başladı
"Hadi ama Chae tadı gerçekten güzel. Zehirlenmeyeceksin söz veriyorum." sonra da yavru köpek gibi bakmaya başladı.
Koşmaktan yorulduğum için ve sanırım biraz da acıktığım için artık Momo'nun yaptığı keki yemek bana mantıklı gelmeye başladığında elinden kek dilimini aldım.
Yemeye başladığım kekin tadının aslında gerçekten de güzel olduğunu farkettiğimde şokla Momo'ya döndüm.
"Sen... nasıl.... bu..." şok olmuş ifadem ve uygun kelimeleri bulamamam onu güldürdüğünde ben de gülmeye başladım. Sonra da sandalyelerden birini çekip oturdum ve kek dilimlerinin olduğu tabağı önüme çektim.
Kek yeme maceramızın sonucunda okul için yola çıktığımızda aslında dersi birde başlayan Momo ben tek yürümeyeyim diye benimle erkenden geliyordu. Bu da onun salak olduğunu gösterir. Çünkü dersin birdeyse uyumak yerine neden arkadaşının on ikide olan dersine giderken yalnız kalmasını düşünürsün ki?
Biraz okuldan bahsetmem gerekirse gittiğimiz üniversite korenin iyi üniversitelerinden biri ama öyle çok ta iyi değil ortanın biraz üstü diyelim. Yani çok iyi olsa benim bu üniversitede olmam saçma olurdu zaten.....
Bu sene ikinci sınıf olduğumuz üniversitemizde ben mimarlık okuyorum ve Momo da hukuk. Açıkçası hukuk bölümünü nasıl kazansığı hakkında hiçbir fikrim yok. Ama bunun bir önemi de yok.
Okula geldiğimizde saate bakıp dersimin başlamasına yirmi dakika olduğunu görünce Momo'yla birlikte kantine indik. Ders öncesinde birer kahve içmek fena olmazdı.
Momo kahveleri almak için sıraya geçtiğinde ben de masalardan birine oturmuş, onu beklemeye başlamıştım. Bir süre sonra boş boş beklemekten sıkılıp telefonumu çıkartmıştım. Biraz twitterda takılıp sonra bundan da sıkılıp galerime girmiş saçma sapan fotoğrafları temizlemeye başlamıştım.
Ben fotoğraf temizleme işine dalmışken yanımda ki sandalye çekildiğinde ne kadar geç kaldın demek için Momo'ya döndüm. Ama aradığım Momo kesinlikle bu değildi.
Çünkü Momo saçını dün partiden döndüğümüzde yani saat gecenin üçünde sarıya boyamıştı ve neden o saatte böyle bir karar verdiği hakkında hiçbir fikrim yok.
Ayrıca nereden aklına geldi bilmiyorum ama cidden çok fazla yakışmıştı. O saçını boyadıktan sonra sarının en çok yakıştığı insanın o olduğuna karar vermiştim. Zaten lanet seksi olan Momo saçını boyayınca lanet lanet lanet seksi Momo olmuştu.
Fakat dediğim gibi yanıma oturan kişi Momo değildi çünkü saçları siyahtı ve bu da demek oluyor ki o da dün gece partiden sonra ani bir kararla saçını boyamış. Çünkü onu en son gördüğümde saçları sarıydı. Lanet sarı saç herkesi ilaha çevirse de siyah saçla da harika görünüyordu.
Tabi ben böyle kafamdaki saçma sapan düşüncelerle boğuşurken yanıma oturan Lalisa'yı unutmuştum. Onu yeniden hatırladığımda daldığım için bana kızmış sonra da bir senedir aynı okulda olup karşılaşmamamızın saçmalığıyla ilgili bir muhabbet açmıştı.
O sırada elinde kahvelerle gelen Momo, Lalisa'yı görüp şaşırmış sonra ben de onları tanıştırmak zorunda kalmıştım. Biraz daha sohbet ettikten sonra Lisa numaramı almış ve bana da numarasını vermişti. Gittiğimiz partilerde birbirimizi bulabişmemiz için.
Ayrıca öğlen onlarla yememiz için ısrar etmişti ve ben de belki Mina da oradadır umuduyla bunu kabul etmiştim.
Lisa gittikten sonra Momo, Lisa'yı nereden tanıdığımla ilgili sorular sorduğunda ona dersten sonra anlatacağımı söylemiştim. Sahi ders... BENİM DERSİM VARDI.
Hızlıca ayağa kalkarken telefonumu açıp saate baktığımda dersin 15 dakika önce başladığını görmüş ve geri oturmuştum. Ardından da kendime lanetler okuyarak kafamı masaya koymuştum.
550 kelime.
Selammm. Biliyorum kısa bir bölüm oldu ve biraz da geçiş bölümü gibi. Ama bu bölümü yazmalıydım çünkü sonuçta Michaeng sürekli partilerde karşılaşamazdı....
Şimdi yb yazmaya başlıyorum 10 voteye yb yi atarım, öpüyorumm.
YOU ARE READING
yedi dakika ↦ michaeng ✔
Fanfiction"Şişeyi çeviriyoruz ve şişenin uçlarının gösterdiği iki kişi dolaba giriyor. Yedi dakika sonra çıkıyorlar. Dolapta ne yapacakları kendilerine kalmış. Oyun bu, hadi başlayalım." Jennie'nin konuşmasından sonra şişeyi döndürmesiyle de oyun başlamıştı...
