1

30.4K 2.6K 1.6K
                                    


Arabadan inerken Taehyung'u Hoseok, Seokjin ve Namjoon karşılamştı. Her sene bir santim daha uzayan dev arkadaşlarına sıkıca sarıldı. Yine büyümüştü keratalar.

"Sonunda gelebildin."

Gözlerini devirip çarpık bir şekilde gülümsedi.

"Yaz daha yeni başladı ağır ol adamım. Hem daha Jimin gelmedi."

Seokjin başını onaylarcasına kafasını salladı. Çiçek desenli gömleği geniş omuzlarına dar geliyordu. Yakışıklılığından hiçbir şey kaybetmemişti. Kızların bir numaralı gözdesiydi her zaman.

"Ooo gençler! Toplanmışsınız yine. Nasılsınız?"

Bayan Kim bir yandan bagajı boşaltıyor, bir yandan da kocasına yardım ediyordu. Çocuklar kadına gülümsedi. Bayan Kim'i hepsi severdi.

"Çok iyiyiz Bayan Kim! Bu ne güzelliktir böyle hiç yaşlanmaz mısınız siz?"

Hoseok'un sözlerine karşın kadın kendini tutamamış, kahkahasını basmıştı sessiz sokakta. Çocuğun patavatsız sözlerine alışık olduğundan artık aksi tepki veremez olmuştu. Taehyung gözlerini devirerek Hoseok'un ensesine bir tane yapıştırdı.

"Patavatsız herif.."

Herkes el birliği ile Taehyung'un ailesine yardım ettikten sonra sahile doğru yol aldılar. Taehyung yolun verdiği yorgunlukla mayışmıştı. Güneş'in yakıcı sıcaklığı terlemesine sebep oluyordu. Gölge bir çimenlik bulup oturdular.

"Ee anlatın bakalım."

Seokjin uzandığı yerden doğrulup bağdaş kurdu. Söze başlayacağını anlayıp doğrulmuştu hepsi.

"Aslında büyük bir sorunumuz var."

"Neymiş?"

Taehyung anlamaz gözlerle üç oğlana sırasıyla bakıyordu. Yüzlerindeki garip ifadeden hiçbir şey anlayamamıştı.

"Şu çocuk, wangların grubuna katılmış."

Taehyung içinden sövdü. Wang grubu yazlıktaki diğer oğlan grubuydu. Bu grubun da geniş çaplı bir popüleritesi vardı. Bu nedenle iki popüler grup hiç anlaşamazdı. Birbirlerinden nefret ediyor değillerdi fakat aynı ortamda olmaktan pek hoşlanmıyorlardı.

"Adı ne çocuğun?"

"Jungkook'muş. Aslında yaşı küçükmüş, nasıl almışlar onu aralarına o dev yarmaları?"

Taehyung bakışlarını mavi ve dalgasız denize çevirdi. Çocuğa olan merakı gittikçe artıyordu.

"Vay, vay, vay! Toplanmış çete ha? Ama sanki birileri eksik."

Jackson omzundaki uzunca bordo havlusuyla arkasındaki kalabalıkla çocukların yanına yürüyordu. Taehyung derince bir nefes aldı. Namjoon gözlerini devirmiş, Seokjin ise sevimsiz bir şekilde gülümsüyordu. Hoseok.. O ise karmaşıktı.

Taehyung ayağa kalkarak Jackson ile el sıkıştı. Saç boyasının dibi gelmesine rağmen yakışıklılığından ödün vermiyordu.

"Jimin yarın gelecek. Bakıyorum siz de toplanmışsınız."

"Evet. Hatta yeni biri daha katıldı aramıza."

Jackson'ın imalı bakışları Seokjin ile buluştu. Seokjin kendinden ödün vermeyerek gülümsedi.

"Kimmiş o yeni biri? Tanıştırmayacak mısın bizi yoksa ha Wang?"

Mark tansiyonun yükseldiğini fark ederek elini Jackson'ın omzuna koydu. Çocuğun asabi hallerine katlanamıyordu. Hatta aralarındaki bu çekişmenin nedenini bile anlamıyordu.

"Jungkook! Nerede kaldın?"

Jungkook, kolundan sarkan havlusuyla Jackson'a doğru koşturdu. Kolsuz siyah tişörtü vücudunun yarısını çıplak bırakıyordu ve göğüs kaslarını gözler önüne seriyordu. Uzun siyah saçlarına eşlik eden koyu kahva gözleri ve hafif sert yüz hattı onu oldukça yakışıklı yapıyordu. Taehyung gerçekten de söylendiği kadar varmış dedi içinden.

"Merhaba ben Jungkook! Buraya yeni taşındım."

Jungkook'un gözleri gelir gelmez Taehyung'unkilerle buluşmuştu. Taehyung buna anlam veremeyip bakışlarını keskinleştirdi. Bunun bir savaş daveti olduğuna kanaat getirmişti kendince.

Seokjin ve Namjoon yerinden doğrularak Taehyung'un yanına gittiler. Çocuğun uzattığı elini sıktıktan sonra muhabbet etmeye başladılar. Hoseok istifini bozmamıştı. Taehyung'da rahatsız hissederek çocuğun yanına uzandı. Hoseok, Taehyung'un huzursuz olduğunu fark etmişti. Aralarındaki en küçük olduğu için sinirleri bozulunca büyüklerinin yanına sokulurdu. Bu alışkanlığı asla değişmiyordu esmer olanın.

"Bu çocuğu sevmedim."

Hoseok gülümsedi. Kolunu Taehyung'un başına doğru uzattı. Taehyung kafasını çimlerden çekip uzanan kola koydu.

"Fark ettim."

İkisi de çaktırmamaya çalışarak kıkır kıkır gülüyorlardı. Fakat Taehyung üzerinde olan gözlerden bir haberdi.

Rüzgâr ılık ılık esiyor, yerde arkadaşının kolunun üzerinde yatan esmer tenli çocuğun kestane renkli saçlarını oynatıyordu. Jungkook, büyülendiğini hissetti. Erkeklerden hoşlanmıyordu, hiçbir zaman ilgisini çekmemişti. Fakat bu çocukta bir şeylerin farklı olduğunu hissediyordu. Belki de hissetmemesi gerekirken.

bir yaz gecesi rüyası | taekookTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang