31

9.8K 900 443
                                    


Herkes sabahın ilk ışıklarında birbirine sarılı bir şekilde uyanmış, bahçeyi toplayarak mangalı yerine yerleştirmişlerdi. Hoseok'un ailesine teşekkürlerini ederek evden ayrılmışlardı.

Taehyung sevgilisiyle birlikte evlerine doğru yürüyordu. Dün gecenin güzelliği ikisinin yüzünde hâlâ etkisini gösteriyor, gülücüklerini saklayamıyorlardı. Taehyung, beş senesini beraber geçirmiş arkadaşlarına, dostlarına, bir kez daha bağlanmış, güveninin boşa çıkmadığını hissetmişti. Hoseok'u kırdığı için hâlâ birazcık vicdan azabı çekse de arkadaşının konuyu uzatmayacağını bildiğinden üzerinde durmuyordu.

Sonunda Taehyung'un evine vardıklarında Taehyung oğlanı salmamış, onu da eve sürüklemişti. Bayan Kim oğlunu ve Jungkook'u görünce sevinçle yanlarında belirmiş, yeni fırından çıkardığı keki ellerine tutuşturmuştu. Taehyung oflayarak istemediğini söylese de Jungkook sevecen bir şekilde kadının kekini kabul etmişti.

"Afferim Jungkook oğluma. Ye de adam ol aslanım benim."

Bayan Kim, oğlana sevgi dolu gözlerle bakıp saçlarını karıştırmış, çocuğun yanaklarını sıkmıştı. Jungkook'u gerçekten çok seviyordu, Jimin'den sonra en sevdiği oğlan bile olabilirdi Taehyung'un arkadaşları(?) arasında.

"Of anne bıraksana çocuğu! Odama çıkıyoruz biz."

Bayan Kim oğlunun bu haline gülümserken elini Jungkook'un saçlarından çekerek Taehyung'un yanaklarına getirmişti. Oğlunun huysuz hallerini her zaman sevimli bulurdu. Sanki hiç büyümüyormuş gibi hissederdi. Taehyung annesinin dokunuşuyla yumuşayarak gülümsemiş ve önden önden ilerlemeye başlamıştı.

"Taehyung, ben Bayan Park'lara gidiyorum. Şu keki götürüp biraz otururum. Baban da arkadaşlarıyla zaten. Rahatınıza bakın siz yavrum, yorgunsunuzdur uyuyun biraz."

Taehyung gözlerindeki ışıltıyı saklayamayarak tamam dercesine başını sallamış ve oğlanı elinden tutup odasına doğru koşturmaya başlamıştı. Bayan Kim'in çıktığını kapının kapanma sesinden anlayan ikili kendilerini Taehyung'un geniş yatağına bırakırken Jungkook sevgilisine sarılmayı ihmal etmemişti.

Odanın açık penceresinden süzülen serin hava ikisini de mayıştırırken Taehyung göğsüne sokulan oğlanın saçlarına her zamanki öpücüklerini kondurdu.

"Taehyung, şarkını tekrar söyler misin?"

Jungkook'un oldukça masum sorduğu sorusu Taehyung'u çıldırtmaya yeterken şarkısını mırıldanmaya başlamıştı. Bir eliyle sevgilisinin uzamış tutamlarıyla oynarken diğer eliyle havaya daireler çiziyordu. Jungkook sevgilisinin derin sesine adeta tapıyordu. Onu bilmediği diyarlara götürüyordu her zaman. Sonra Taehyung'a götürüyordu, en son orada duruyor, en çok orayı seviyordu.

Şarkıyı bitirdikten sonra Jungkook doğrularak kendini Taehyung ile yüz yüze gelecek şekilde konumladı. İki kolundan destek alırken bir bacağı sevgilisininkine dolanmış, burunları arasında minicik bir mesafe kalmıştı.

"Jungkook kış ayısını çok seviyor, biliyor muydun?"

Taehyung küçüğünün yaramaz bakışlarına eşlik eden sorusuyla kare şeklinde olan gülümsemesini sunarken başını evet anlamında sallamış, boşta kalan bir elini sevgilisinin ensesine çıkarmıştı. Ardından hiç beklemeden dudaklarını sabırsız dudaklara kenetlemiş, diğer koluyla sevgilisine sarılmıştı. Jungkook öpüşmenin etkisiyle Taehyung'un üzerine çıkıp göbeğine otururken Taehyung küçüğünün dudaklarında oyalanmaya devam ediyordu. En sonunda dudakları ayrılmış, Jungkook hedefini değiştirerek sevgilisinin pürüzsüz boynuna yönelmişti. Öpücüklerini sıralarken Taehyung zevkle inlemiş, başını geriye atmıştı. Jungkook sırıtarak daha da aşağılara inmeye başladı. Doğrularak sevgilisinin tişörtünü tutmuş ve bir çırpıda çıkarmıştı. Taehyung'da aynı şekilde sevgilisini üstsüz bırakırken ona sevgi dolu bir şekilde gülümsüyordu. Tekrar dudakları birleşirken ikisi de heyecanını bastıramıyor, birbirlerini hiç öpmedikleri kadar sert öpüyorlardı.

İkisi de gidişatın iyi olmadığını fark ederek kendilerini durdurmuş ve Jungkook yüz üstü Taehyung'un göğsüne uzanmıştı. Vücutları birbirine birleşik halde yatıyorlardı, Taehyung tekrar bir elini sevgilisinin saçına daldırmış, yavaş yavaş okşamaya başlamıştı.

"Seninle daha da ileri gitmek için sabırsızlanıyorum."

"O da olacak sevgilim, en kısa sürede."

Taehyung'un sözleriyle Jungkook kafasını kaldırarak sevgilisine kocaman gülümsedi. Dudaklarına kısa bir öpücük kondurarak tekrar eski yerini aldı. İkisi de çok yorgundu, ileriye gitmek isteseler de kendilerini daha özel bir zaman için frenlemişlerdi.

En sonunda Jungkook doğrularak kendini sevgilisinin yanına bıraktı. Telefonunu alarak kamera bölümüne bastı.

"Hadi gel, Soyeon ikide bir fotoğraf istiyor, göndereyim de rahatlasın."

Taehyung, kızla ilk tanışmalarını hatırladı. Jungkook'un eski sevgilisi olduğunu es geçerek çocukluk arkadaşı oldukları için kıza sempati duyuyor ve ilişkilerini desteklediği için ona karşı kötü bir duygu hissetmiyordu. Kızın kalbi çok güzeldi, Jungkook'a aşık olmasına rağmen arkadaşının mutluluğunu kendinden önce görüyordu. Taehyung düşüncesiyle gülümsedi. Sevgilisine sokularak başını omzuna yasladı. Kıza içinden binlerce kez teşekkür ediyordu. işleri zorlaştırmayıp arkadaşını desteklediği için ona binlerce kez teşekkür ediyordu.

"Üstümüzde çıplak, kesin yanlış anlayacak kız Jungkook."

Jungkook yaramaz bir şekilde sırıtarak bakışlarını sevgilisinin vücuduna çevirdi. Taehyung sevgilisinin bakışlarına karşılık utanmış ve elleriyle göğsünü örtmüştü. Jungkook oğlanın bu hareketine kahkahayı basmış ve yanağına kocaman bir öpücük kondurmuştu.

"Ohoo şimdiden böyle utanıyorsun, sevişeceğimiz zaman ne yapacaksın acaba?"

Taehyung, Jungkook'un sözleriyle elindeki telefonu yatağının yanındaki dolaba bırakmış, üstüne çıkarak dudaklarını boynuna bastırmıştı. Jungkook ilk başta afallarken karnında hissettiği parmaklarla sesli bir şekilde gülmeye başlamıştı. Taehyung onu gıdıklıyordu.

"İşte tam olarak bunu yapacağım Jeon Jungkook. Beğendin mi?"

Jungkook kahkahalarının arasından karnındaki ellerden kurtulmaya çalışıyordu. Taehyung'un gülüşü büyürken sevgilisinin güzelliğiyle mest olmuştu.

"Çok güzelsin Jungkook. Seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum Taehyung. En başından beri."




bir sonraki bölüm final

bir yaz gecesi rüyası | taekookWhere stories live. Discover now