'Alçaktım' çünkü.
Sevdiği uğruna kendini karalayan bir alçak.
"Cevap vermiyorsun, yanına geliyorum."
Kapanan telefon ile gözlerimi kapattım. İşin ciddiyetini yeni anlıyordum.
Miray buraya geliyordu, hesap sormaya geliyordu. Gülümsedim. Yapabile...
Annem hep derdi ki: "Korku, acıyı uçururmuş." Küçükken anlamsız gelen cümleyi şimdi o kadar iyi anlıyordum ki. Korku; boyun eğdirir, yanlış seçimler yaptırır insana. Korkunun benim üzerimdeki etkisi acımı unutturmuş olmasıydı.
Korku, yılanın zehrinin vücuda dağılması gibi dağılmıştı içime. Gece uyuyamamış, düşünmekten kafayı yemiştim. Evin her tarafında uyumayı denemiştim, olmamamıştı. Korku beni ele geçirmişti bir kere, rahat bırakır mıydı?
Gözlerimi kapattım, elleri şefkatle saçımda dolaşırken derin bir nefes aldım. Sude, anlattıklarımdan sonra sabahın ilk ışıklarında yanımda olmuştu. Sude olmasaydı, bu kadar sakin kalamazdım. Düşünemezdim.
"Kimsenin ahı, kimse de kalmaz. Miray'a yaptıklarını ödüyorsun."