19.Bölüm/Kum Saati

282 116 144
                                    

                                       ~19~


                                       ~19~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#Kum Saati

Hayat kum saatini çevirdiğimiz an başlardı. Ben kum saatimi  onu sevdiğim zaman çevirmiştim. Zamanın durmasına az kalmışken; geçmiş,umursayacağım en son şeydi.

Yaşattığınız her acı, söylediğiniz her kötü söz ve yaptığınız her hareket; günün birinde size geri dönerdi. Gerek; kendini göstere göstere, gerek; dolambaçlı yollardan, canınızı acıta acıta.

Yanıyordum; kalbim, umutlarım, hayallerim ve geleceğim yanıyordu.  İnanmıyordum mesela; mutlu bir aile kuracağıma, karşıma birinin çıkacağına, gerçekten sorunsuz bir gün geçireceğime inanmıyordum.

Önüme geldiği zaman üzerinde tüten dumanı yoktu, kahvenin. Soğumuştu, içtiğim zaman o hazzı alamayacaktım. Yemek yememiştim, canım hiçbir şey istemiyordu.

Zamanın yavaş yavaş akması, durduğum, oturduğum, baktığım, her yerde aklıma Karan'ın gelmesi dışında bir sorun yoktu. Aramamıştı, buraya gelmemişti, kimseye beni sormamıştı.

Amacına ulaşmıştı, bunu mu amaçlıyordu? Bilmiyorum ama eğer bunu amaçladıysa çok güzel ulaşmıştı, amacına. Bir sürü derdimin üzerine, aşk derdini de eklemişti.

Cebimden çıkardım telefonumu, sosyal medya hesabıma girdim. Gelen bildirimlere göz attım, takip isteklerini onayladım. Karan'ın beni hatırlaması lazımdı, Karan'ın benimle konuşması lazımdı. Karan'ın onu önemsediğimi hissetmesi lazımdı, onu düşündüğümü bilmesi lazımdı.

Kendi gerçek hesabından beni takip etmeye başlamamıştı, henüz. Uzun bir zamandır beni sevmesi, sahte hesaplardan beni takip ediyor olabileceğini düşündürtmüştü bana.

'Gözlerimi çevirdiğim her yerde olmak istiyordun. Mutlu ol, gözlerimi çevirdiğim her yerde olmasanda gözlerimi kapattığım zaman, önümde resmediliyorsun.'

Sözü paylaştıktan sonra ellerimi çenemin altında birleştirdim. Ağlamak istiyordum, birinin yanında hiç durmadan saatlerce. Sadece elini koluma koysun, sonra susalım. Ben gözyaşı dökerken o sadece dursun. Derdimi birine anlattığım zaman, bana böyle yapsaydın; böyle olurdun demesine değil. Olan oldu, hiçbir şeyi değiştiremeyiz demesine ihtiyacım vardı.

Yoktu, yanımda kimse yoktu. En çok tanıdığımı sandığım Sude'yi bile yeni yeni tanıyordum. Yaptığı saçmaydı, saçmanın ötesindeydi.  Evet, sevdiği için yapmıştı ama yine de can yakıcıydı. Derinlerde bir ses canımı yaka yaka seslendi bana: 'Bir yıl öncesine kadar sevdiği uğruna kendini bile karalayabilmeli, insan. Diyen sen değil miydin?'

İçimden gelen ses, haklıydı. Haklıydı fakat insanlar saniyeden saniyeye değişiyordu.  Yanlışlar iki dakika sonra doğru, doğrular iki dakika sonra yanlış gelebiliyordu insana. Veya yanlışlarımızı ve doğrularımızı menfaatlerimize göre ayarlıyorduk.

YARASI SALKIM +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin