22.Bölüm/Acılarla Bilenen Kılıç

272 113 87
                                    

                                          ~22~


                                          ~22~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


# Acılarla Bilenen Kılıç

"Sen kılıcını çekip çekmesen ne olur? Ben, kılıcımı acılarımla biledikten sonra."

İnsan her şeye hakim olabilirdi; sevgiye, saygıya, hayata, hatta ve hatta insana bile hakim olabilirdi. İnsanoğlunun hakim olamayacağı tek şey zamandı. Zaman acımasızca akıp gidiyor, giderken sessizce terk etmiyordu. Bizden aldığı  vardı, aldığını bir daha bize asla vermeyeceği gerçeğini de unutmamak lazımdı.

Zaman iyi değerlendirilmeliydi, genç ise mesela; gezmeli, arkadaşları ile zaman geçirmeliydi. Yaşlı olduğu zaman; arkadaşları ile gezmek, sohbet etmek gibi daha sakin aktiviteler ile geçirmeliydi zamanını.

Dört duvar arasında; gökyüzünden, güneşten,  sevdiklerinden mahrum kalmak, olmamalıydı insanın geçirdiği zaman. Nasıl olacaktı? Kendi ellerimle, haksızca içeriye tıktığım babam. Gün içinde umursamasam da, geceleri uykularımı böldürüyordu.

Zaman, geçiyordu. Değişiyorduk, gelişiyorduk. Her anım, her günüm birbirinden daha farklı geçiyordu. Babamın ise her günü  tekerrür ediyordu.

Aynı olaylar, aynı kişiler ve aynı düşünceler.

'Kızım nasıl? Karım, daha doğrusu eski karım ne halde?' 

Suçluyum;  ben burada özgürce yaşarken, babamın orada olması beni suçumdu.

"Anne, ben babamı özledim. Onunla doya doya sarılmayı, sohbet etmeyi çok özledim."

Sesimin titremesine engel olamamıştım, derin bir nefes aldığını duydum. 

"Ah be kuzum, yaptıklarının cezasını çekiyor. Bende özledim ama yapacak bir şey yok." 

Cezasını çekiyor, işlemediği bir suçun cezasını çekiyor. Anlatmak istedim, babam masum demek istedim. Yapamadım. 

"Şimdi, ağlatma beni telefon başında. Anneannen yanımda üzülmesin." 

Hafifçe güldüm, telefonun diğer kısmında annemin iç çekişini duydum. 

"Nasıl daha iyi mi?"

Annemi biraz tanıyorsam elini alnına koyup, endişeyle etrafını süzdüğüne emindim.

"Bu kışı geçirirse iyi olur ama sanmıyorum."

Annemle konuşmamızı sonlandırdığımda girdim, duşa. Karan, kendi evi olduğunu hatırlayıp gideceğini söylediğinde izin vermemiştim, Kübra'nın yanına gelecekti benimle. Ben onunla -Orkun'la - yüzleşirken yanımda olacaktı. Kısa duşumu aldığımda rahatlamıştım, su o kadar iyi gelmişti ki...

YARASI SALKIM +18 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now