'Alçaktım' çünkü.
Sevdiği uğruna kendini karalayan bir alçak.
"Cevap vermiyorsun, yanına geliyorum."
Kapanan telefon ile gözlerimi kapattım. İşin ciddiyetini yeni anlıyordum.
Miray buraya geliyordu, hesap sormaya geliyordu. Gülümsedim. Yapabile...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
#Ölüm
"Dönülmez bir yol, geri getirilmeyecek bir hayat. Yarım kalan hayaller, tutulmamış sözler, yarım kalan planlar."
Müzik sesinin ortasına bomba gibi düşen ses, içime kor gibi düşen ölüm. İnsanların etrafına toplanmasını izliyordum, ben ise yaklaşamıyordum.
Cesaretim yoktu, gücüm yoktu. İnsanların arasından geçen kurşun; onun kalbine benim ise ruhuma isabet etmişti.
Gözlerim onun üzerindeydi, yere çöktüğünde kalbini tutmuştu. Benim kalbimi elime verirmiş gibi.
Etrafında toplanan kalabalıktan yükselen seslerle anca hareket edebilmiştim. İnsanları iterek ulaştım yanına, diz çöktüm.
Açık olan gözleri arada bir kayıyordu, belki de gidiyordu. Başını aldım ellerimin arasına, yorgun gözleri kapanmak üzereydi.
''Lütfen dayan, lütfen gitme''
Fısıltıyla konuşmuştum, başkaları bizi duyarsa daha erken gidecekmiş gibi.
"Sira, güçlü kızım. İzin verme, kimsenin seni yıkmasına izin verme.''
Zar zor çıkan kelimeler, bana ulaştığında akan yaşlarıma yenileri eklendi. Yüzümden düşen yaş, dudaklarına değdi.
Gökmen'in yüzünde tebessüm belirdi. Kendini zorlamıştı, gülümseyebilmek için.
"Ölümün sıcak kollarına adım adım ilerlerken; hissedeceğim tek şey, dudakların olmalıydı.Göz yaşın değil.''
Vurulmuş hali ile kurduğu bu uzun cümle, yaşayacağına dair bir umut yeşertti içimde. Başını hafifçe kaldırdım, soğuk dudaklarına bastırdım dudaklarımı.
Henüz kendimi geri çekmemiştim, tebessümünün solduğunu hissettim. Ruhumun da onunla birlikte solduğunu biliyordum.
🗝️
Gözlerimden süzülen yaşlar, başımı yasladığım duvar. Gelen ani ölüm, hıçkırıklar durmaksızın çıkıyor ağzımdan.
Yanımda bana destek olmaya çalışan insanlar var; kimisi kolumu okşuyor, kimisi başımı. Kimisi benden daha beter halde.
Ailesi, ölümle yüzleşmiş ailesi. Çığlıklar sarıyor etrafımı, kor düşmüştü bir yüreğe; anne yüreğine. Evladının ismini haykırırken duvarlarda yankılanıyor sesi. Herkes duyuyor, o duymuyor.
Dönülmez bir yol, geri getirilmeyecek bir hayat. Yarım kalan hayaller, tutulmamış sözler, yarım kalan planlar. Hepsini geride bırakıyor, gökyüzüne yükselirken ardında bir sürü yaşlı göz bırakıyor.
