20.Bölüm/Kelebek

288 118 109
                                    

                                      ~20~

                                      ~20~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


#Kelebek

Kozadan kurtulma vaktim gelmişti, rengarenk bir kelebek olarak çıkmak isterdim. Olmadı, simsiyah kanatlara, simsiyah kalbe sahip bir şekilde çıktım. Mümkün değildi zaten, siyah girdiğin bir yerden beyaz olarak çıkmak, sırf beklediğin için değiştiğini sanmak.

Değişmek, yaptığınız hatalardan ötürü alınan karardır. Değişmek istedim, her şeyimi değiştirerek yeniden başlamak istedim. Değiştim de; insanları umursamaya başladım, insanlara değer vermeye başladım, en güzeli de gerçekten sevmeyi öğrendim.

Küçüktüm, yaş olarak değil zihin olarak. Yaşım yirmi olsa da. Ben tırtıldım, kozamı örmeyi bir yılda tamamladım, kozanın içindeyken neler yaşamadım ki?

Sevdim, güvendim, inandım. Öyle değildi; sevdiğimi sandım, güvendiğimi sandım, inandığımı sandım.

Kozadan kurtulma vaktim gelmişti, rengarenk bir kelebek olarak çıkmak isterdim. Olmadı, simsiyah kanatlara, simsiyah kalbe sahip bir şekilde çıktım. Mümkün değildi zaten, siyah girdiğin bir yerden beyaz olarak çıkmak, sırf beklediğin için değiştiğini sanmak.

Fark vardı, çok fark vardı. Kozama girmeden önce rengim fark edilmiyordu, şimdi ise koskoca kanatlarımla gökyüzünde süzülürken herkes asıl beni biliyordu, tanıyordu.

Bu günden sonra, ne için bu yola çıktıysam onun için savaşmaya devam edecektim. Ben Sira DUMAN'dım istediğimi almadan vazgeçmezdim, ondan vazgeçmediğim gibi, vazgeçmeyeceğim gibi.

Kübra veya Karan buna sebep değillerdi, onların sebep olduğu tek şey değişimimi erken tamamlamaktı. Onlara bu yüzden teşekkür etmem gerekiyordu. Aklım almıyordu, düşünemiyordum. Kendimi, düşüncelerimi, benliğimi nasıl da inandırmışım değiştiğime. Bir gram bile değişiklik yokken ruhumda, nasıl da inandırmışım kendimi.

Kapının hızla açılmasıyla yatağımda oturur hale geldim, kapıdan giren Sude kendini direk yatağa atmıştı.

"Sonunda hatırlayabildiniz mi beni?"

Sesim sitem içeriyordu, biraz da sinir.

"Yekta'yla birlikteydim, son günlerde sürekli onunlayım."

Dediğinin doğruluğuna inanmadım, artık kimseye güvenmiyordum.

"Benim için mi Antalya'ya geldin?"

Birden sorduğum soru garibine gitmişti, bunu sorgulamak aklıma şimdi mi gelmişti? Bunu sorguluyordu, evet şimdi gelmişti. Öğrendiklerimden sonra aklıma düşmüştü işte.  

"Başka ne için geleceğim ki? Tabii ki senin için geldim."

Histerik bir gülüş attım, ortalığa.

YARASI SALKIM +18 (Tamamlandı)Where stories live. Discover now