'Alçaktım' çünkü.
Sevdiği uğruna kendini karalayan bir alçak.
"Cevap vermiyorsun, yanına geliyorum."
Kapanan telefon ile gözlerimi kapattım. İşin ciddiyetini yeni anlıyordum.
Miray buraya geliyordu, hesap sormaya geliyordu. Gülümsedim. Yapabile...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
#Enkaz
"Hayatında büyük depremler yaşamış birini, artçı depremlerle sarsamazsınız."
Hayatında büyük depremler yaşamış birini, küçük artçı depremlerle sarsamazsınız. Önceden enkaz altında kalmışsa başka enkaz korkutmaz onu. Güçlenmiştir, alışmıştır, alay eder mesela. Yaşadığı acıyı küçümser, daha büyüklerine boyun eğmiştir çünkü. Yıkılması için, yaşadığının bin katı kadar sarsılması gerekir.
Peki ya, benim gibiler? Tek derdi, sürdüğü ojenin kıyafetine uyup uymadığı olanlar. Küçük bir sarsıntıda yıkılırlar. Şu an benim yaşadığım, başkasına göre küçücük dert, bana göre büyük bir yıkım.
Hayatımın akışı basitti, bir yıl öncesine kadar. Düzenli giden işim, arkadaşlıklarım vardı. Başkasına göre hata, bana göre deneyim olan yaptığım şeyden sonra hayatımda değişikler olmuştu. Yaşadığım yerin değişmesi gibi.
Bu basitti, ailemin yanına gelmiş, kendimden azda olsa arınmıştım. Aslında her şey onlarla karşılaşmamla başlamıştı. Bir kişilik yoksununun benle uğraşmaya başlaması, kafemin yanması, hesabımın kapatılması, babamın yaptığı pisliğin ortaya çıkması hepsi onlarla karşılaştıktan sonra olmuştu.
Bir oyun muydu? Kuralları konulmuş, oyuncuları belirlenmiş kötü bir oyun muydu? Kurban ben miydim? Gözleri kapatılmış her şeye inanankurban gerçekten ben miydim?
Ruhum zayıflamıştı, bir yıl öncesine kadar kimseye kolay kolay güvenmeyen bendim. Şimdi ise nasıl olur da güvenmiştim? Duyduklarım, altında olduğum enkaza daha çok ekleme yapmıştı. Canımı çıkartmak istercesine, beni ezmek istercesine, sırtıma tonlarca yük ekleyerek beni yok etmek istercesine.
Sorulması gereken binlerce soru, alınması gereken binlerce cevap vardı. Sorularımdan emindim, alacağım cevaplardan ne kadar tatmin olurdum? İşte onu bilmiyordum.
"Sakın, sakın ağlama.''
Ellerimi yanaklarıma götürdüm, göz yaşlarımı sildim.
"Sude eve geçelim, soruların cevaplarını alacağım.''
