Rİ-10

1.8K 105 3
                                    

4 melez Atlantis'teki bir sualtı kafesine oturmuş sohbet ediyorlardı. Alastor önüne gelen bir çeşit sufleyi incelemekle meşguldü.

"Bu... nasıl... yani su altındayız..?"

Ariel gülerek "Bir çeşit büyüyle yeryüzündeki yemeklerin aynısı burada da yapılabiliyor ama kullanılan malzemeler gereği tatları biraz daha farklı." cevabını verdi ve Alastor'un merakını bastırdı.

Anastasia da o sırada önündeki mavi içeceğini yudumluyordu. Neyli olduğundan emin değildi. Belki de sualtında yetişen bir çeşit meyveydi, bilemiyordu. Birden ortaya attığı soruyla masadaki 3 melez de suskunlaştı.

"Oradan sağ çıkabilecek miyiz?"

Melezler birbirlerine baktılar, gözlerinde cevapları olmadığını belirten bir bakış vardı. Buna rağmen Jasmine tüm pozitifliğiyle "Bence bunu başarabiliriz. Eski kamptan kalan hikayeleri dinlerken 2 melezin adı geçti: Percy Jackson ve Annabeth Chase. Bu iki melez Tartarus'a düşerek sağ kalmayı başarmışlar. Onlar daha zorunu yaptıysa biz neden yapamayalım ki?" dedi.

Hepsinin yüzünde ufak bir tebessüm belirirken aralarından birinin böyle düşünmesi diğerlerini de biraz olsun cesaretlendirmişti.

Kafeden içeri giren mızraklı deniz adamıyla tüm melezlerin bakışı oraya döndü. Muhafız yanlarına gelerek "Poseidon sizi saraya çağrıyor." dedi ve diğer deniz canlılarını rahatsız etmemek için kapı dışında beklemeye başladı.

Alastor bitiremediği suflesiyle ilgili bir şeyler mırıldanırken birlikte kafeden çıktılar ve yanlarında muhafızla birlikte saraya döndüler.  Muhafız onlara toplantı salonuna kadar eşlik etti sonra da işine geri döndü. 4 melez ve deniz tanrıları tekrar baş başalardı. Büyük salonun ortasına konumlanmış masanın çevresine deniz tanrıları yerleşmişti. Masanın en baş köşesinde tridentiyle Poseidon duruyordu. Biraz dalgın gibiydi, içeri giren melezlerle bakışları onlara dönmüştü.

"Bizi çağırmışsınız."

Poseidon bir süre daha kızlarına ve diğer iki meleze baktı.

"Evet, diğer tanrılarla konuştuk. Daha önceden de dediğim gibi yolda Okeanos, Tethys, Ceto ve Phorkys size eşlik edecek ancak kurallar gereği herhangi bir davranışınızı engellemeyecek; size yardım etmeyecekler.

Diğer deniz tanrılarından gerekirse yardım alabilir yanlarında konaklayabilirsiniz ama yardım istediğiniz tanrı size yardım etmeme özgürlüğüne sahip.

Her melez gibi kendi görevinizde tek başınasınız. Kehaneti kararlarınızla şekillendirecek olan da sizlersiniz. Umarım en iyi şekilde tamamlayacağınız bir görev olur.

Yorgun olduğunuzu düşünerek bu geceyi burada geçirmenizi istiyorum. Yarın erkenden yola çıkarsınız."

Melezler Poseidon'u onayladı ve "Çıkabilirsiniz." lafıyla toplantı salonundan dışarı çıktılar.

Aralarında git gide derinleşen bir sessizlik oluşunca Anastasia onları odalarına götürmeyi teklif etti. Diğerleri de yeterince yorgun olduklarına karar vererek bunu kabul ettiler ve herkes odalarına dağıldı.

- - - - -

"Hadi, çabuk olun! 4 tanrı bizi bekliyor."

Jasmine'in bu hareketli haline karşı diğer melezlerin gözünden uyku akıyordu. Sanırım Jasmine'in nasıl böyle hareketli durabildiği tamamen bir sırdı.

4 melez saraydan çıkarak kendilerini bekleyen 4 tanrının yanlarına geldiler. Tethys ile Okeanos'un ve Ceto ile Phorkys'in bindiği 2 savaş arabası vardı. Anastasia ve Jasmine titanların, Alastor ve Ariel ise canavar tanrılarının savaş arabasına bindiler ve okyanus boyunca ilerlemeye başladılar.

ANASTASIA|Ruh İncisiWhere stories live. Discover now