Bir haftadır uğramadığım evimin kapısını açıp girdiğim anda kendimi biraz daha iyi hissettim. Gece 3 gibi yola çıkmıştım ve şu an saat 7.30'du.
Göktuğ'a sorsam da bana Barın'ın yerini söylememişti ama bildiğini biliyordum. Çünkü bir hafta boyunca hep Barın'ın yanında olmuştu.
Gelirken Barın'ı da aramıştım 6 kez ama hiçbirine dönmemişti. Sanırım şimdi de o bana kızgındı.
Salona hiç uğramadan elimde küçük valizimle direkt üst kata yöneldim. Barın'ı yeniden aramaya başlamadan önce biraz uyusam iyi olacaktı.
Üst kata geldiğimde odamın karşısında, 1 hafta öncesine kadar Barın'ın kaldığı odanın kapısına baktım. Keşke yine orada huzurla uyuyor olsaydı.
Omuzlarımı düşürüp kendi odama girdiğimde karşılaştığım manzarayla elimdeki valiz kayıp yere düştü.
Barın benim yatağımda, benim yastığıma sarılmış uyuyordu.
Bu manzarayı keşke alıp içime sokabilseydim. Öyle mutlu olmuştum ki...
Dolu gözlerimle ses çıkarmadan yavaşça ilerleyip yatağın yanına çöktüm. "Özür dilerim." diye mırıldandım duyamayacağını bildiğim halde. Elini tutup yavaşça öptüm ve başımı eline yaslayıp öylece orada oturmaya devam ettim.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama Barın'ın adımı seslenmesiyle kafamı kaldırdım. "Buradasın." dedi uykulu bir sesle. Hafifçe doğrulup sırtını yatak başlığına dayayınca ben de yerden kalkıp yatağa oturdum. Elini hala bırakmamıştım.
"Özür dilerim." dedim bu kez de onun duyabileceği bir şekilde. Burukça gülümseyip bir elini yanağıma koydu ve hafifçe okşadı. "İlk kavgamızda çekip gittin." Söylediği şeyin haklılığıyla sesimi çıkaramayıp öylece yüzüne bakmaya devam ettim.
"Bunu bir daha yapma, Gece. Benim senden başka kimsem yok... senin de canın yanınca gideceğin tek yer ben olayım." Kafasını iki yana salladı. "Yoksa devam edemem."
"Olmayacak." dedim hararetli bir sesle. Ondan vazgeçmişim gibi konuşuyordu ama öyle bir şey söz konusu bile değildi. Sadece utanmıştım.
"Barın ben senin bana değer verdiğini biliyorum, sana güveniyorum da. Ama kendime güvenemedim, anladın mı? Sen benim yıllardır senin sevginle ayakta kaldığımı biliyordun... ve ben kendimi bir anda savunmasız hissettim." Elini dudaklarıma koyup beni susturdu. "Şimdi konuşmayalım, Gece." Bir anda beni kendine çekip sarıldı. "Seni çok özledim." diye fısıldadı kulağıma doğru.
Seni hakedecek ne yaptım ben?
Onu ne kadar özlediğimi söylemek yerine göstermeye karar verdim ve kollarının arasından çıkıp dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
İkimiz de aynı anda inlerken olduğum yerde yükselip kendimi kucağına attım.
Bir haftadır ona yakın olmayı öyle özlemiştim ki, bunu ona da göstermek ister gibi kendimi ona daha da bastırdım.
Bu hareketimle ellerini kalçama atıp beni kendine biraz daha çekti ve başını yan yatırıp öpücüğü derinleştirdi.
***
Gözlerimi zorlukla açtığımda karşımda Barın'ı görmemle gülümsedim. Üstü tamamen çıplaktı ve ben de duşa girdikten sonra onun tişörtlerinden birini giyip öyle uyumuştum.
Uyuyan haline gülümseyip yatakta yavaşça doğruldum. O uyanana kadar balkona güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım.
Alt kata geçtiğimde sabah dresuarın üstüne bıraktığım telefonum ancak aklıma gelmişti.
Gece ve Saz Arkadaşları
Göktuğ: Gece
Göktuğ: Geldin mi?
Aslı: Geldiyse de meşguldür :)
Aslı: Anlarsın ya :)
Göktuğ: Anlamadım
Göktuğ: Teorikte pek iyi değilim, ama uygulamalı gösterirsen belki anlarım...
Gazel: İğrençsiniz.
Göktuğ: Kıskanıyorsun kızım
Gazel: 😡
Mesajları okurken makinede hazırladığım bardakla dresuarın yanındaki aynanın önüne geçip bir fotoğrafımı çektim ve gruba attım.
Göktuğ: ooooo
Göktuğ: Rahatsız ettik sanırım?
Aslı: Sevgilinin tişörtü de giyilmiş :)
Gazel: Sevgilimle yataktan az önce çıktık kombini
Gece: Hiç sansür yok mu sizde!
Gazel: Haaayııır
Gece: Neyse susun
Gece: Sevgilime kahvaltı hazırlayacağım
Göktuğ: Bu kez de bir salaklık yaparsan seni öldürürüm
Göktuğ: İkinize de acı çektiriyorsun yok yere
Gece: Tamam be
Gece: Ne kızıyorsun😔
Ayağımın altında dolaşıp miyavalamaya başlayan Ceku'yu biraz sevip kahvaltı hazırlamaya koyuldum.
***
@barinnacar: 🌒
1873 beğeni.
Gönderi yoruma kapatılmıştır.
*fotoğraf temsilidir*