Bölüm 56

10.6K 480 14
                                    

"Annen beni pek sevmedi bence." Barın'ın annesiyle tanışma faslını atlattıktan sonra bir şeyler yemek için 360'a gelmiştik. Hem Barın'ın babasının mekanı olduğundan Barın halletmesi gereken birkaç şey olduğunu söylemişti hem de ben annesinin önünde gerildiğimden hiçbir şey yiyememiştim.

Barın kendi çapımda yaptığım tespite göz devirip kahvesinden yudumladı. O sadece kahve içiyordu çünkü yemeğini rahat rahat yemişti beyimiz!

"Saçmalama." Umutsuzca iç çekip çatalımı tabağın kenarına bıraktım. "Ona Ece'yi hatırlatmış olmalıyım, Ece'yle arkadaş olduğumuzu hatırlayacağını düşünmüştüm." Bakışlarını kaçırıp gözlerini manzaraya dikti. "Ece'yle ilgili hiçbir şeyi unutmaz."

Kafamı sallayıp gözlerimi önümdeki tabağa eğdim. "Sanki biz unutabiliyoruz." Sahte bir alayla söylediğim şeyle iç çekti. "Unutmak mı isterdin?" Bir anda bana yönelttiği soruyla başımı kaldırıp ona baktım. "Hayır elbette." Dedim telaşla yanlış anlamamasını umarak. "Bazen aklıma geldiğinde yüzünü gözümün önüne getiremiyorum, bu bile beni telaşlandırıyor." Dolu gözlerini tekrar manzaraya çevirdiğinde benim de gözlerim doldu.

"O siktiğimin çocuğundan intikamını alacağım kardeşimin." Kaşlarımı çattım. "Ne?"

"Onat'tan bahsediyorum."

"Saçmalıyorsun." Aniden bana döndüğünde irkildim. "Onu mu savunuyorsun?" Kafamı iki yana salladım. "Onat Ece'ye aşıktı Barın." Kaşları iyiden iyiye çatılırken sertçe bana baktı. "Öyle bakma. Doğru duydun. Onat Ece'ye körkütük aşıktı ama seninle arasını bozmamak için sana söyleyemiyordu."

"Buna inanmamı beklemiyorsun herhalde."

"Doğru olan bu. Onlar buluştuklarında defalarca yanlarında bulundum, Onat Ece'nin gözünün içine bakıyordu, hatta bana kalırsa onların ilişkisinde daha fazla seven taraf Onat'tı..." Kafamı iki yana salladım. "Evlilik hayalleri kuruyorlardı Barın, evet, o yaş için çok uçuk bir hayal ama nerede yaşamak istedikleri, doğacak çocuklarının isimleri her şey belliydi hayallerinde."Kızarık gözlerini benden kaçırıp yüzünü sıvazladı. "O zaman neden?"

"Neden mi bu olaylar yaşandı?"

"Evet. Nasıl bu noktaya gelindi?" Derin bir nefes aldım. "Bana kalırsa yanlış anlamaydı, Ece Onat'ı başka kızla görmüş. Bizim okuldandı, Selen diye bir kız." Kararan gözleriyle tanıdığını anladım ama üstünde durmadım. "Bunu görünce Onat'tan ayrıldı Ece. Ama ne ayrılmak... tamamen bitirdi her şeyi. Onat kapısında köle oldu, her şeyi defalarca açıklamaya çalıştı. Onu affetmezse sana her şeyi anlatacağını, hiçbir şeyi gizlemeyeceğini bile söylediğini hatırlıyorum. Ama affetmedi."

Masaya dayadığı kollarıyla gözlerini ovaladı. "Beynim almıyor amına koyayım." Uzanıp elini sımsıkı tuttum. "Onat suçsuz demiyorum ama o yaşta yapılan hataların her zaman telafisi vardır Barın. Ece öldükten sonra acısını yaşayamadığı için bana sarmıştı hatta, adım kadar eminim... kızamıyorum bile ona. Cenazeye gelmesine bile izin vermediniz." Son söylediğimle gözlerini sertçe yumdu. "Bir bok anlatmadılar bana amına koyayım!" Yerimden kalkıp yanındaki sandalyeye geçtim ve ona sarıldım.

"Eğer Ece yaşıyor olsaydı Onat onu asla bırakmazdı Barın. O kadar eminim ki... şimdi düşünüyorum da allah korusun sana bie şey olsa ben Onat kadar bile yaşayamazdım." Burnumu çektim. "Tabii buna yaşamak denirse. Bazen duyuyorum yanına kimsenin yaklaşmasına kolay kolay izin vermiyormuş. Onun hayatı Ece gittiğinde bitti Barın, neyin intikamını alacaksın şimdi? Onat'a koyar mı sanıyorsun?"

Benimle birlikte yerinden kalktı. "Evimize gidelim mi?" Çocuk gibi sorduğu soruyla gülümseyip elini tuttum.

Evimiz demesi içimi ısıtmıştı.

"Gidelim sevgilim."

Farketmeden | TextingWhere stories live. Discover now