~

63 31 3
                                    

Onu gördükten sonra sanki vücudumun bütün organları bi anda eylem yapmaya başladı.
Bi anda başım dönmeye başladı, gözlerim yavaş yavaş kararıyordu, sırtımdan terler boncuk boncuk akmaya başladı.
Hissediyodum, karnımın en derinlerine bıçak darbeleri.
Nefes alış verişim bi anda hızlandı.
Sanki nefesler genzimi tıkayacak gibiydi.
Kalp atışlarım normalden fazla.
Korkmaya başlıyordum.
Aşık oluyorum, gerçekten aşık oluyorum.
Ne kadar garip hiç tanımadığım birisine aşık oluyorum. 

“Kim olduğunu bırakın daha önce sesini bile duymadığım birisine aşık oluyorum. “

Ama kafayı yemek üzereydim.
Kendimle konuşmaya ve sorular sormaya başladım.
Kim bu kız? Daha önce neredeydi?

Sanki saçları,
gökyüzü tarafından sahiplenmiş ve yeryüzüne düşen her bir yağmur damlasını temsil ediyodu.
O yağmur damlası oldukça, uğrunda güneşten kurumuş toprak olmak istedim.
Gözleri,
sizi okyanusların en derinlerindeki kum parçalarından sadece bir tanesi ilan ediyor
ve o buz gibi suların içinde bir bakışıyla bütün dünyanızı ısıtcak kadar güzel gözüküyodu.
Gözlerine bakıp kaybolmak istedim.
Elleri,
o an bi sobanın en kızgın halindeki o al rengi kadar sıcak görünüyodu.
Tutup yanmak istedim.
Omuzları,
uykunun en tatlı anında ansızın bir korkuyla uyanıp o dört duvar içinde insanın yastığa duyduğu aşkı anlatıyor,
ve öylesine sabit duruyordu.
“ Şey, biraz vaktiniz var mı? Evet birazcık.
Şey, önceden ben sizi görmüştüm.
Gözleriniz çok hoşuma gidiyo.
Eğer burada sorun olmazsa tanışabilir miyiz? ”

Gözlerine uzun uzun bakabilmek,

Ne uzun uzunu dakikası bir ömür bakabilmek.

Yanımda olduğunu görmek, nefes alış verişini duymak.

Sen elimi tuttuğunda damarlarından geçen kanları avuçlarımda hissetmek.

Başını omzuma koyduğunda derin derin nefes alamamak.

Aşk ne garip bir şey ya.

Seni bir kez düşündüğümde bütün gün karnımda ki tatlı sancıyla yaşamak


Her kadının sana benzemesi, her kokunun senin kokuna benzemesi

Ama hiç kimsenin senin gibi gülememesi. 

BitirenlerWhere stories live. Discover now