Kırık Keman

2.5K 191 18
                                    

Evveeet Gülcihan'ı tanıdık. Şimdi bakalım erkek karakterimiz nasıl biriymiş. Yorumlara dönemiyorum şimdilik canolar kusuruma bakmayın ne olur. Hepinizi seviyorum.

****************

Bu anda, şimdi yaşadıkları, bunca acıyı omuzlarına yükleyen günahı neydi böyle? Kazandığı para artık umurunda değildi çünkü ondan daha değerli bir şeyini yitirmek üzereydi Gülcihan. Bin bir zorlukla, Ege ile para denkleştirmek için neredeyse uğruna aç gezdikleri kemanı, üvey kardeşine kurban gitmek üzereydi.

"Vay vaayy... Kız Gülcihan nereden buldun bu kemanı?" İğrenç pislik ağzını yaya yaya konuştukça nefesi genç kızın yüzüne çarpıyor, tiksindiriyordu O'nu. Bu pislikle bir şekilde bağı olduğu için nefret etse kendinden kızar mıydı acaba Yaradan?

"Bırak Tekin, üniversiteye ait o keman! Kırarsan ödeyemeyiz parasını!" dedi bir kurtuluş umut ederek.

"Çaldın mı yani?! Yuh! Boşa dememişler yere bakan yürek yakan diye. İyi o zaman çaldıysan çek cezanı." Avuçlarından kayıp giden en değerli varlığına ağlıyordu ki bir itişme sesi ilişti kulaklarına. Ege ve Tekin'in birbirlerine ettikleri küfürleri duydukça elleri daha çok titriyordu kızın. Tekin köpeği asla tek başına ipini koparmış it gibi gezmezdi ki. Muhakkak yanında kendi gibi pislik tayfası olurdu. Nitekim az sonra ikisinin küfür seslerine başka sesler de karıştı.

"Ege! Ege bırak alsın! Yanıma gel ne olur! Ege korkuyorum!" Ah... Göremediği için ne tarafa gideceğini bile kestiremiyordu. Başı kesik tavuk gibi koşuştururken birine çarptı. Düşecekken beline dolanan kollara sıkı sıkıya tutundu. 'Allah'ım ne olur Ege olsun bu çarptığım' derken içinden, burnundan içeri nüfuz eden kokuyla Ege'ye yakın bile olmadığını anladı.

"Ne olur yardım edin! Arkadaşımı dövüyorlar, polis! Polis çağırın ne olur!" Bu kalabalık caddede birinin bile Ege'ye yardım etmediğine emindi genç kız. Zira az çok insanların kavgalara nasıl baktığını biliyor ve korkuyordu haklı olarak tek arkadaşı için. Göremediği ama kokusu ciğerlerine kadar işleyen adam kızı kenara çekti usulca. "Burada bekle" diyen tok sesin ardından yeni sesler işitti. Dakikalar sonra yeniden biri sarıldı kıza. Saçlarına minik bir buse dokundu, yüzünde ise buz gibi olmuş parmakların dokunuşu. "Gülcihan, sen iyi misin canım?" diyen Ege'nin sesi ile derin ve rahatlatıcı bir nefes aldı genç kız. Oh Allah'a şükürler olsun ki sesi sağlam geliyordu canı bildiği, sevdiği arkadaşının.

"Ben iyiyim Ege, asıl sen iyi misin?"

"İdare eder ama keman çok kötü kırıldı." Doğrusu içi cız etmişti kızın ama arkadaşının sesindeki pişmanlık daha üzücüydü. Olsun o bir hayaline daha elveda diyebilirdi ama bir kardeşi daha kaybetmeye yüreği yetmezdi. "Üzülme kızım ya, bir şekilde tamir ettirebiliriz belki." Sesi ne kadar da üzgündü. "Boş ver, sen iyisin ya umurumda değil."

Ege kızıl saçlı bu kızı kolunun altına çekip saçlarına bir öpücük daha kondurdu. Dışarıdan bu görüntü iki sevgili arasındaki aşk paylaşımı gibi gözükebilirdi ama öyle değillerdi. Ege, Gülcihan'ın kaybettiği Doğuş'u olmuştu, Gülcihan ise Ege'nin daha on yaşındayken bir kazada kaybettiği ikiz kardeşi. Gülcihan'a bunu ilk söylediğinde birbirlerine gerçekten benzeyip benzemediğini soran kıza, "Ben sarı saçlı, kahverengi gözlü, yakışıklı bir adamım. Sense kızıl saçlı, yeşil gözlü bir cine benziyorsun" demişti kahkahaları arasında.

"Yardımınız için teşekkür ederim. İsminiz neydi?" Kiminle konuşuyordu bu deli yine. "Önemli değil, tek kişiye dalan it sürülerine alerjim vardır zaten benim. İsmim Çetin." Ha bu çarptığı adamdı galiba. Elini adamın sesinin geldiği yere doğru uzattı Gülcihan. Yanlış tarafa uzatmış olacak ki olacak ki Ege kolunu sağa doğru ufakça çekiştirdi. Sonra sıcak ve kuvvetli bir tutuş hissetti genç kız.

Gülcihan (BİTTİ)Where stories live. Discover now