Gizli Aşklar

1.9K 174 6
                                    


Yıldırım villanın büyük kapılarından geçtikten sonra araçtan inen Gülcihan'ın yürüyüşünü süzdü karanlığın sakladığı hafif bir tebessüm eşliğinde. Biraz korkakça, bir parça çekingen. Kot pantolonlu, beyaz tişörtlü küçük ama uzun boylu bir kız çocuğundan farksızdı kadını. Cesur görünmeye çalışan ama korkan bir çocuk. İleride onları bekleyen kardeşini gördü. Çetin'e kayan bakışları rahatsız oldu gördükleriyle. Kardeşinin beğeni dolu nazarları Yıldırım'ın yumruklarını sıkmasın neden oldu.

Derin bir nefes ve arından büyük adımlarla kadınını gerisinde bırakıp yeni ortağının yanına ilerlemeye başladı Yıldırım, nasılsa Gülcihan'ın yanında Esra vardı. Aralarındaki yakınlık en azından iş bitene kadar açığa çıksın istemiyordu. İbrahim "Ben bir şeyler buldum galiba. Sait İran'a kaçmış. Ya benim yaşadığımı biliyor, ya da seninle orada çarpışmak istiyor" dedi. "Bir iki sevdiğim dostum kulağıma fısıldadı ama yine de teyit etmeden harekete geçmeyelim derim." Yaşlı kurt kaçtığına göre korkuyordu. Adamın kara gözlerinde ki zafer nidası aslında ikisi içinde bağırıyordu.  Yıldırım ise öfkeliydi bu nazar ve adamın pervasız tavırları yüzünden."Sana yapma demedim mi ben? Sen şimdilik ölüsün!" derken kara kaşları olabildiğince çatılmıştı.

"Korkma, benim yaşadığımı kimse bilmiyor en yakın adamım dışında. O da olanları sevgili babacığıma haber vermek istediğini söyleyerek aramış."

"Yine de yaptığından hoşlanmadım. Eğer benimle bir iş yapacaksan emirlerime uyacaksın İbrahim. Yoksa sıkıntı olur. Neyse artık olan olmuş, bende arkadaşlarıma bir sordurayım bakalım doğru mu?"

"Ben de Tahran'da dostlarımı arayım."

"Yapma diyorum sana! Daha fazla karıştırma ortalığı."

"Ne yapacağız o halde? Ben kendim gitsem?" Adamın kıt zekâsı ile bunca yıl nasıl yaşadığını çok merak ediyordu doğrusu. Kim bilir kaç tane iz sürücü it peşine düşecekti bu evden çıkar çıkmaz. Adamın evinde kalmasını bile istemiyordu artık. Yıldırım derin bir nefesi hapsetti ciğerlerine düşünürken. "Aslında belki de çoktan haberi olmuş olabilir, onun için yaşadığını yaymalıyız belki de. Diğerleri ikiniz arasındaki savaştan haberdar olsun, bir bakalım neler olacak. Hem böylece benim üzerimdeki gözlerde geri çekilir. Sen intikam için burada arayışlarına devam ediyormuşsun gibi gözük. Ben de bu arada Tahran'a gideceğim." Gözleri Çetin'e döndü, neyse ki kadını izlemeyi bırakmış yanlarına gelmek için izin istiyordu.

Tahran'a onu götürmek istemiyordu ama burada bırakırsa olabilecekleri görür gibiydi. Neden güvenemiyordu kardeşine bir türlü? Yıllardır olmuyordu; Davut'a, kanından olmayan adama bile kardeşine güvendiğinden çok çok daha fazla güveniyordu. "Seni de tanırlar" diyen adamla yeniden döndü önüne. Neyse ki o kadar da aptal değildi galiba. "Öyle ama önlemimi alacağım ben. Dinle, kimse benim nerede olduğumu bilmeyecek, Çetin bile. Sadece sen, ben ve adamlarımdan Davut." Sadece Davut'la olacak iş değildi ama planları vardı elbet. "Peki. Ne zaman gideceksin?"

Gözleri yine Gülcihan'a döndü önce, sonra yerde ki toprağı izlerken düşündü. En doğru kararı alarak kaldırdı bakışlarını "Bunu senin de bilmemen en iyisi." Adamın kusursuz yüzünde peyda olan tebessümünde takdir mi vardı ne?

"Senin gibi bir dostum olduğu için memnunum doğrusu."

"Ben kimsenin dostu değilim İbrahim, sadece çıkarlarım ne diyorsa onu yaparım."

"Tamam, en azından düşman olmadığımız için şanslıyım."

"Dua et değiliz. İnan asla düşmanım olmayı istemezsin İbrahim Nasurlu!" bu bir uyarıydı ve adamın genişleyen burun kanatları, irileşen gözlerinden anlamıştı uyarıyı aldığını.

Gülcihan (BİTTİ)Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz