0.7

12.4K 872 1.5K
                                    

kenma, beyaz çarşaflı yatağın otururken kamerada son kez kendini kontrol etti. beyaz gömleğinin sadece ortasındaki düğmesi kapalıydı ve süt beyazı teni gözler önündeydi. saçlarını eliyle düzeltti, beyaz diz çoraplarını daha çok çekiştirdi ve dizlerinin üzerindeki yerini sağlamlaştırdı. ardından yanındaki pembe kedi kulaklarına ulaşarak onu yavaşça kafasına yerleştirdi ve kamerada kendine birkaç bakış attı.

olması gerektiği gibi, saf ve masum seksiliği ile yine kameranın karşısındaydı.

son olarak pembe dudak parlatıcısını dudağına yavaşça sürerken, dizlerinin üzlerinde doğrulmuştu. dudaklarını pembe bir şekilde parlattığından emin olduktan sonra, laptopuna doğru dizlerinin üzerinde eğildi ve yayını açtı.

yayın saniyeler içinde açıldığında, çoktan bin kişiden fazlası onu izlemeye gelmişti bile.

her zamanki gibi, dilini dişlerinin arasına alarak eğildiği laptopunun önünden doğruldu ve hâlâ dizlerinin üzerindeyken yavaşça elini beyaz gömleğinin kapalı olan düğmesine doğru yavaşça tenine değdirerek sürttü.

yorumlar adeta çıldırıyordu, bir an önce o üzerindekini çıkarıp atmasını istiyordular.

kıkırdadı ve küçük parmakları yardımıyla düğmesini açarken, bacaklarını yana doğru açarak geriye uzattı ve üzerindekini çıkarıp attı.

artık bembeyaz teni, pembe göğüs uçları, küçük penisi ve dahası kamerada izleyenlerin gözlerini şenlendiriyordu.

yavaşça parmaklarını dudağına doğru götürdü, onları emerken bir elini göğüs ucuna atmış ve oynamakla meşguldü.

pembe ve küçük dudaklarındaki parmaklarını, ıslak bir şekilde boynuna doğru sürttü ve ardından kasıklarına kadar devam etti.

bir gözü hâlâ toplanan paradaydı. 5 dakika geçmiş olmasına rağmen çoktan 200 dolara yakın bir para hanesine yazılmıştı bile.

bunu görmenin hazzıyla sırıttı ve arkasını dönerek, domalmış bir şekilde kameraya kalçasını gösterdi. küçük pembe deliğini göstermek için, kalçalarını yavaşça iki yana ayırdı.

bir yandan, zevk alıyormuş gibi dudaklarından kediye benzer bir şekilde sesler çıkarıyordu ve bir eliyle beyaz çarşafını canı yanıyormuşcasına sıkıyordu.

bir süre kamerada olmaya devam etti; izleyicilerin istediği gibi vücudunun her bir noktasını gösterdi ve kedi taklidi yaparak onların aklını başından aldı.

yirmi dakika kadar süren yayının sonuna geldiğinde, uzandı ve beyaz gömleğini üstüne geçirirken kızarmış yanakları ve yüzüne yapışmış sarı saçlarıyla kameraya gülümseyerek el salladı.

kapatmadan hemen önce, kameraya doğru eğildi ve izleyicileri için bir öpücük bıraktı.

öpücüğün ardından, hemen kamerayı kapattığında iç çekerek yerine oturdu ve kamera önündeki kenma'dan eser kalmadı.

tek ilgilendiği, topladığı paraydı ve yaklaşık 900 dolar toplamıştı.

paranın banka hesabına gönderildiğinden emin olduktan sonra, laptopunu kapattı ve rahat bir nefes almışcasına kendini yastığına bıraktı.

saat neredeyse on ikiye geliyordu, ev arkadaşı uyumuş olmalıydı.

taşınalı 2 gün geçmişti ve ilk görüşmeleri aynı şekilde son görüşmeleri de olmuştu.

uyuduğundan emin olmuşcasına, yataktan kalktı ve kapısının kilidini açarak banyoya doğru yürüdü. aynada kendisine bakmaktan çekinerek, hızla elini yüzünü yıkadı. kendinden iğrendiği saatlerdeydi. her zamanki yayından sonra hissettiği gibiydi yani.

ardından, mutfağa doğru adımladı.

hâlâ oldukça uzun olan ve kalçasının altına kadar uzanan beyaz gömleğinin içindeydi ve beyaz dizlikleri ona eşlik ediyordu. kafasındaki pembe ve tüylü kedi kulakları da vardi bir de tabii.

mutfağa girdiğinde, ışığı açmadan parmak uçlarında sessizce dolaba yaklaşarak açtı ve iki gün önce aldığı hazır pudinglerden birini aldı. dolabı kapatıp tezgaha doğru adımladı, tezgahın üzerine çıkıp pudingini yemeye çoktan koyulmuştu bile.

ayaklarını bir çocuk gibi tezgahın üzerinden sarkıtmış ve ileri geri hareket ettiriyordu.

pudinginin tadını çıkarırken, aniden açılan mutfağın ışığı ile yerinde sıçramış ve donmuş bir şekilde gözlerini kapıya doğru çevirmişti.

kuroo, ışığı açtıktan hemen sonra gördüğü manzara karşısında neye uğradığını şaşırmış bir şekilde nefesinin kesilmesine engel olamamıştı.

gördüğü şey... fazla seksiydi.

bunları düşünürken, kendisinin üst kısmında hiçbir şey olmadığı ve altında sadece siyah kot pantolonu olduğunu unutmuştu.

ikisi de birbirine şok olmuşcasına bakarken, kuroo'nun gözleri önce kenma'nın kedi kulaklarında ardından gözler önündeki beyaz tenine ve en sonunda dizliklerinde gezinmişti.

"ben... uyuyorsun sanıyordum." kenma ne diyeceğini bilemez bir şekilde konuştuğunda, kenma hızla gözlerini tekrar pudingine çevirmişti.

çünkü kuroo ona fazlasıyla seksi gelmişti ve bu düşünceyi kafasından atmak istiyordu.

"uyku tutmadı." mırıldanırken pudinginden ufak bir kaşık daha alarak ayaklarını hareket ettirmeye devam etti.

kuroo bir şey demeden, mutfağa neden geldiğini hatırlamak istercesine elini ensesine attı ve kaşıyarak etrafa bakındı. gözlerini ondan almak çok zordu.

en sonunda su içmek için geldiğini hatırladığında, o mutfakta yokmuş gibi davranarak dolaba yürüdü ve dolaptaki su şişesini kavrayarak dolap hâlâ açıkken şişeyi kafasına dikti.

kenma, kuroo'nun su içişini dikkatle izlerken gözleri çıplak olan üst kısmındaydı.

yanaklarına düşen ateşi fark ettiği an, saçlarının arasına gizlenerek yanaklarının görünmemesini sağladı.

"bir ev arkadaşım olduğunu sanıyordum, görünen o ki eve bir kedi almışım." kuroo ev arkadaşının kafasındaki şeyi işaret ederken güldüğünde, kenma iç çekti.

"evet, hep öyle derler..."

"yanlış anlama, insanların değişik ilgi alanları olabilir." kuroo ortamı yumuşattığından emin olmak istercesine açıklama yaptığında, dolabı kapattı ve elindeki su şişesiyle kenma'nın karşısındaki masaya yasladı kalçalarını.

"ayrıca yakışmış. bu yargılamamak için bir bahane daha." kenma aldığı iltifatla dudağının içini ısırıp gözlerini ona çevirdiğinde karşındaki ateşli çocuğun bunu gerçekten normal bulması için dua ediyordu.

"t-teşekkür ederim." mırıldanıp biten pudingini, tezgahın üzerine koydu ve ellerini bacaklarının yanına koyarken kuroo'ya bakmaya devam etti.

kuroo bu karşısındaki beyazlar içindeki küçük ve seksi bedene bakarken aklı tamamen uçmuş gibiydi ve hissettiği şeylerle odasına kaçıp gitmek istiyordu.

"yarın evde olacağım. izin günüm."

"güzel... kahvaltı hazırlayabilirim." kenma utanmış bir şekilde mırıldandığında, kuroo kaşlarını kaldırarak bu teklif karşısında memnun olmuş bir şekilde gülümsedi.

"anlaştık. hem biraz daha tanışma fırsatımız olur." kenma sessizce onu kafasıyla onayladı, ardından tezgahtan zıplayarak indi.

puding kasesini alarak çöpe attığında, kuroo onun bedeninin her bir hareketini izliyordu.

ardından tek kelime etmeden çıkıp gittiğinde ve odasına çekildiğinde, kuroo tuttuğu nefesini bırakarak gözlerini kapattı.

"sikeyim ya. bu neydi böyle? aklım çıktı." kendi kendine konuşurken, şişesiyle odasına doğru adımladı.

yeni bir fetişi edinmiş gibi duruyordu. erekte olmuş penisi buna en büyük kanıttı.

camboy | kurokenWhere stories live. Discover now