2.3

5.8K 483 328
                                    

ayrı geçen 4. günün sonunda, ev ölüm sessizliğine boğulmuş gibiydi fakat tüm bu sessizlik kuroo için çığlıkmış gibi geliyordu.

kendi yatağında tavana bakarak geçirdiği saatler ona yıllarmış gibi gelmeye devam ediyor, kalbindeki tarifsiz boşluğu adlandırmaya çalışıyordu.

ilk defa evde tek başına değildi fakat bu sessizliğe alışamıyordu. varlığına o kadar alışmıştı ki, sanki yıllardır bu evde kenma ile birlikte yaşıyordu.

kafasını yatağın diğer ucuna çevirdiğinde, kediye benzeyen bir çift altın rengi gözle karşılaşmayı beklemişti fakat boş olan yatak kalbini daha çok sızlatmıştı. oysa tam şu an, kenma'nın tam yanında yatmasını ve yanağına uzanarak okşamak istiyordu.

fakat bir şeyler yanlıştı.

kuroo, ona bu kadar değersiz hissettirecek ne yaptığını sormak istiyordu. bir şeyleri saklamış olabilirdi ama geçirdikleri süre boyunca, ona hayatındaki en değerli şey gibi davranmıştı ama kenma bunu hissetmemişti tek bir hata yüzünden ondan kopup gitmişti.

dahası, ondan iğrendiğini ve diğerleri gibi olduğunu söylemişti.

gerçekten ona diğerler gibi mi hissettirmişti?

oysa kuroo, kenma'ya daha önce kimseye vermediği değeri vermeye çalışmıştı.

görünen o ki, bunu başaramamışım, diye düşündü.

bu yüzden hem kendine, hem de kenma'ya kızıyordu ve bu yüzden ona tekrar ulaşmamak için direniyordu.

beni diğerleri gibi görüyorsa, ne anlamı vardı ki? dedi iç sesi.

kenma bilmese de, kuroo'nun ona yaklaşmasındaki neden düşündüğü gibi değildi. belki işler biraz daha hızlı yürmüştü bu sayede fakat tüm o yayın zırvalıklarını bilmese bile kenma'ya aynı şekilde davranırdı.

parti kenma'nın evden çıkıp gitmesiyle bittiğinde, kuroo bunu nerden öğrendiğini bile bilme ihtiyacı duymamıştı çünkü bu durumda kimseyi suçlayamazdı.

oikawa bile ona esip gürleyerek, bunun yanlış olduğunu sana hep söylemiştim, demişti.

kuroo iç çekerek gözlerini kapatmaya çalıştı fakat göz kapaklarında sürekli kenma'nın suratı beliriyordu. işin içinden çıkamıyordu.

şu an neredeydi, kiminleydi, güvende miydi hiçbir fikri yoktu fakat sadece iyi olmasını umuyordu. yaşadığı hayal kırıklığı ona sadece bunu yaptırabiliyordu.

kapı çaldığında, kaşlarını çatarak yerinden kalktığında içinde ister istemez bir heyecan oluşmuştu.

kenma gelmişti belki de...

hızla yatağından kalkıp, parmaklarını karışmış saçlarının içinden geçirdi.

kapıyı açmadan hemen önce aynada gördüğü yansımasıyla bok gibi olduğunu fark edince son günlerde bulunduğu durumu daha iyi anlamıştı.

kapıya varıp, derin bir nefes eşliğinde açtığında görmeyi umduğu altın renkli gözler yerine kahverengi gözlerle karşılaştığında içindeki tüm umutlar sönmüştü ve karşısındaki ilk defa gördüğü yüze bakıyordu.

"sen... kuroo musun?" hinata, onu süzerek sorduğunda kuroo kaşlarını çattı.

"evet, sen...?"

"ben kenma'nın arkadaşıyım. yani en yakın arkadaşıyım. benden bahsetmedi mi?! en azından fotoğrafımızı gösterir diye umuyordum..." hinata iç çekerek ve omuzlarını düşürerek konuştuğunda, kuroo söylediklerini anlamak için kendine birkaç saniye tanımıştı.

camboy | kurokenWhere stories live. Discover now