0.9

11K 816 357
                                    

kenma sabah alarmının sesine uyandığında, ilk işi duş almak olmuştu. dün yaptığı yayından sonra hemen duş alması gerekiyordu aslında fakat kuroo ile karşılaşmalarından sonra her şeyi unutmuşcasına öylece kendini yatağına atmıştı.

duştan çıktıktan sonra, dolabının karşısına geçti ve onu güzel gösterebilecek bir şey aradı. normalde buna dikkat edecek bir tip değildi fakat dün geceden sonra nedense kuroo'nun karşısına hep öyle çıkmak istiyordu.

beyaz ve bol tişörtlerinden birini kafasının üzerinden geçirerek küçük bedenine giydi ve çorap çekmecesindeki pati izleri olan kısa beyaz çorabını giyerek odasından çıktı.

saçlarını mutfağa giderken toplamıştı ve ıslak olmalarına rağmen umursamadan birkaç tutamın yüzüne düşmesine izin vermişti.

sessizce ve parmak uçlarında mutfağa göz gezdirdi, kuroo henüz uyanmamıştı ve buna sevinmişti.

hızla dolaptan kahvaltılıkları çıkardı ve mutfağın duvarına dayalı olan masalarına yerleştirdi.

saat neredeyse 10 olmak üzereydi fakat kenma, kuroo'nun ne zaman uyandığını bile bilmiyordu.

çok düşünmeden sofrayı hazırladı, omlet yaptı, ekmekleri kızarttı ve çayı demledi.

tam da omlet tavasını masaya koyarken, odanın kapısının açılma sesini duymuştu. olduğu yerde durdu ve kuyruğunu diken kedi misali bekledi.

sesli bir şekilde esneme sesi geldiğinde, çoktan adım seslerini duymuştu ve uyandığından emin olunca boğazını temizleyerek tezgaha yöneldi.

üstünde bir şey olmaması için dua ediyordu. dün gördüğü manzarayla karşılaşmak için can atıyordu adeta.

"bu evde uzun süredir böyle kokular almamıştım." kuroo uykulu sesiyle, kapının dibine yaslanarak mırıldandığında kenma, son kez duasını ederek derin bir nefes aldı ve bedenini ona doğru çevirdi.

tam da istediği gibi, üstünde hiçbir şey yoktu ve kırmızı şortuyla tam da karşısında dikiliyordu.

kenma kendine engel olamadan dudaklarını birbirine bastırdı ve zar zor seçilen bir gülümsemeyle ona baktı.

"günaydın." mırıldanırken, kuroo tekrar esnemişti ve kollarını kaldırarak gerinmişti.

gerindiği sırada, tüm kasları kasılmış ve  daha da belirgin olmuştu. kenma gözlerini ondan kaçırmak istercesine ve başka bir şeyle uğraşmaya çalışırcasına bardakları aradı.

"günaydın." kuroo da onunkinin aksine daha canlı bir ses tonuyla konuştuğunda birbirine karışan saçlarını eliyle düzeltti. "elimi yüzümü yıkayıp geliyorum."

ardından arkasını dönüp banyoya doğru adımladığında, kenma derin bir nefes vererek elini yanaklarına götürdü.

şimdiden kızarmış mıydı?

kendine inanamıyormuşcasına başını iki yana salladı ve masaya doğru adımlayarak bir derin nefes daha aldı.

masada bir şeyin eksik olup olmadığına bakıyorken, bu halinin garip olduğunu düşünmeden edemedi.

çünkü bu... kenma'ydı. kimseyi umursamayan ve insanlardan kaçınan çocuktu.

hormonlar insana çok değişik şeyler yaptırabilir, diye düşündü içinden.


kısa fakat gün içinde diğer bölümü atacağım sıkmak istemedim :((

okuyorsanız teşekkürler :(<3

camboy | kurokenWhere stories live. Discover now