Bölüm 21

827 105 1
                                    

Şu an burada ne arıyordu? Neden gelmişti ki? Artık içinde onunla inatlaşan sese kulak vermemeyi seçtiğinde kendini bu kapının önünde bulması kaçınılmaz olmuştu. Son haftalarda ne halt ettiğinden bir haber yaşayıp gidiyordu. Tüm gün bürosundan çıkmıyor, bütün çalışanlarını sürekli azarlıyordu. En son Feyra'nın bıçaklandığı gece yaşadıkları yüzünden Gülden'den de sürekli kaçıyor ve onu bir daha hayatında görmek istemiyordu. Görmek istediği kişi sürekli gözlerinin önünde bir perde gibi dururken başka kimi görebilirdi ki? İşte şu an, tam da burada, bu yüzden bekliyordu.

Askerlerin açtığı kapıda Feyra'yı gördüğünde yaslandığı arabasından dikleşti ve bağladığı kollarını çözdü. Feyra önce heyecanla onu bekleyen asistanına sarıldı. O kadar mutlu gülüyordu ki bu gülüşünü ne kadar özlediği farketti. O da farkında olmadan gülerek baktı çocuk gibi sevinen kıza. Asi kızıl saçları özgürlüğün tadını çıkarır gibi rüzgarla dans ediyor, Mete'yi içine çeken gözlerinin ışıltısı bu uzaklıktan bile belli oluyordu. Sonra kız bakışları arasında onu gördü. Yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken Kubilay'a bir şeyler söyleyip arabanın ön koltuğa yerleşti ve arabayı çalıştırdı. Mete, Feyra'nın ne yaptığını anlayınca o da arabasına yöneldi. Yetişmeye çalışıyordu ama Feyra gerçekten hızlı sürüyordu. Mete sinirlenerek vitesini beşe aldı ve ona yetişti. Arabanın önüne kırarak Feyra'yı durdurdu. Sinirle arabasından indi. Kubilay'ın oturduğu yerin kapısını açıp ona kendi anahtarını uzattı.

"Sen galeriye geçebilir misin? Bizim konuşacaklarımız var!"

Kubilay gülerek Mete'ye baktı. Anahtarı hızlıca elinden kaptı ve Mete'nin omzuna dokunup,

"Bol şans avukat bey." diyerek zıplaya zıplaya Mete'nin arabasına gitti. Feyra sinirli bakışlarını yanına yerleşen Mete'ye diktiğinde Mete ne diyeceğine bilemedi. Arabaya dolan kokusu Mete'yi etkisi altına almıştı.

"Naptığını sanıyorsun?"

Mete, kaşlarını çatmış ona bakan kızı süzdü. Güzel yüzü zayıflamıştı ama ışıltısından hiçbir şey eksilmemişti. Hala Mete'nin ruhuna işleyen bakışlarını gözlerinde görebiliyordu.

"Seni merak ettim." dedi ve koca bir nefes verdi. Gözlerini kaçıdı ve ellerini,kollarını nereye koyacağını bilemedi. Ne hallere düşüyordu bu kız karşısında şaşıyordu.

"Hah! Merak mı ettin? Şimdi mi aklına geldi merak etmek?"

Yüzündeki sinirli ifadenin arkasındaki o kırgınlık Mete'ye kendini kötü hissettirse de kızın haklı olduğunu biliyordu. Onu bırakmakla hata yaptığını anlamıştı ama geç olmadan bunu düzeltmek istiyordu. Mete hayatında ilk defa bir davadan vazgeçmişti ve ilk defa pişman olmuştu.

"Haklısın. Ne diyebilirim ki? Sadece senin iyi olduğunu görmek istedim. Ben, galiba seni özledim."

Feyra'nın bakışları bir an yumuşadı. Sonra gözlerinde büyük bir alev topu belirdi ve ellerini sinirle saçlarından geçirip gözlüğünü itti. Gözleri dolu dolu üzgün ve kırgınca baktı Mete'ye. Mete o ana kadar farketmemişti ama bu ona aldığı gözlüktü!

"Geç kaldın... Her şey için. Sana ihtiyacım vardı! Ama sen yoktun. Şimdi gelip öylece 'özledim'  diyemezsin."

Arabadan çıktı ve tekere bir tekme atıp hızla yürümeye başladı. Mete, bir kaç adımda ona yetişip elinden tuttu ve gitmesine mani oldu. Kısılan sesiyle "Çünkü korktum!" dedi. Boğazı düğüm düğüm olmuş ona feci bir ağrı verirken konuşmanın ne kadar zor olduğunu anlıyordu. Bir kez daha Feyra'yı yarı yolda bıraktığı için kendine kızdı. Nasıl bilemezdi ki? Bu kız bir güvercinle bile bağ kurup, bir güvercine kırılacak kadar narindi. Mete de işte bundan korkuyordu.

Feyra, duyduğu bu çaresiz sesle durup Mete'ye baktı. Devamını duymak ister gibi bakıyordu.

"Korktum çünkü benim yüzümden yaralandın. Bu vicdan azabıyla yaşamaktan korktum. Seni koruyamamaktan korktum, seni kaybetmekten korktum..."

Feyra'yı tuttuğu elinden kendine çekerken, kurduğu bu cümleler kalbinin en derininden geliyordu. Gözleri titrek bir şekilde bakarken uzanıp yanağını okşadı.

"Seni sevmekten korktum. Eğer gidersem her şey düzelir sandım ama olmadı. Kendimi yine burada buldum. O kadar kırılgan bakıyordun ki! Seni kırmaktan korktum."

Parmaklarına değen yaşların sıcaklığı tüm vücudunu yaksa da önemsemedi. Yaşları sildi ve kalbinden gelen merhametle kıza baktı. Onu önemsiyordu, yanında olmasını istiyordu. Onu keşfetmek istiyordu. Bunun için hala bir şansı olduğundan da emin değildi ama deneyecekti.

"Eğer korkarsan, korktuğun şeyi yaparsın. Ve sen de beni kırıyorsun Mete, değer vermiyorsun, kendinden koruyamıyorsun..."

"Ve..." dedi Mete, Feyra'nın sözünü keserek. Bu cümleleri etkisiz bırakacak başka korkusunu da yaşıyordu. Belki de şu an bunu söylemenin sırası değildi ama Mete de artık o sırayı şaşırmıştı.

"Seni galiba seviyorum!"

KORUYUCU -ANAHTAR 2- TAMAMLANDITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang