Bölüm 32

757 95 3
                                    

"Lütfen bir kaşık daha?"

Eliyle kaşığı itti Mete. Şu yatakta yatmaktan iyice sıkılmıştı. Bir an önce iyileşmek istiyordu. Geçiçi olarak yürümekte zorlanıyordu ama yaptığı fizyoterapi ile kısa sürede toparlanmayı umuyordu. Neler olduğunu bir türlü hatırlayamıyordu, Onur ona bir kaza olduğunu söylemişti ama Mete, bu kazaya dair hiçbir şey hatırlamıyordu. Doktoru ona kısa süreli bir hafıza kaybı yaşadığını açıkladığında bu Mete'ye oldukça tuhaf gelmişti. En son hatırladığı şey, düğün hazırlığı içinde olduğuydu. Sonrası yoktu. Annesi, Gülden'in bir iş için yurtdışına çıkması gerektiğini ve bu yüzden de düğünü ertelediklerini söylemişti. Mete'nin kafası oldukça karışıktı ve ne zaman bir şeyleri hatırlamak için uğraşsa başına inanılmaz bir ağrı giriyordu.

"İstemiyorum Gülden!

"Mete sana yardımcı olmaya çalışıyorum sevgilim. Neden böyle davranıyorsun?"

Mete oflayarak yorganı üzerinden attı. Ayağa kalktı ve ağır ağır odada dolandı. Neden böyle davranıyordu? Kendisi de bilmiyordu. Gülden'i deli gibi seviyordu. Ama içinde sürekli onunla zıt düşen bir taraf vardı. Kalbi neden Gülden'i görünce sıcacık olmuyordu? Onunla evlenecekti, kısa süre içinde. Ama nedense ters giden bir şeyler olduğunu hissediyordu. Kapı açılınca annesinin gülen yüzüyle odaya girdiğini gördü.

"Siz kumrular bu kadar saattir odada ne yapıyorsunuz bakalım?"

"Beyefendiye yemek yedirmeye çalışıyorum."

"Senin bir davan, duruşman falan yok mu?"

dedi Mete. Biraz daha ılıman davranarak. Gülden alınmış gibi somurtup, "Beni kovmanın kibar halini bulmuşsun bakıyorum?" dedi.

Mete onu kollarına aldı (sanki kollarında bir emanet varmış gibi gerildiğini görmezden gelerek) ve "Beni buna mecbur bıraktın sevgilim." dedi.

Gülden gülümsedi ve Mete'ye bir öpücük vererek dışarı çıktı. Annesi ise ona tatlı sert bakıyordu.

"Oğlum kız senin iyiliğin için uğraşıyor. Neden onu kırıyorsun?"

"Biliyorum anne." diyerek tekrar yatağa döndü. Gücü tükenmişti artık.

"Dinlenmek istiyorum sadece." diyerek yalnız kalmak için annesini odadan çıkarttı. Bazen, boğulduğunu hissediyordu. Kalbi neden acı çekiyordu? Mete yapmaması gereken bir şey yapıyormuş gibi hissediyordu. Komidinin üzerindeki kumandayı aldı ve televizyonu açtı. Bu odada fazla zaman geçireceğini anlayınca odasına bir televizyon getirmişti. Kanalları zapladı. Asla bir yerde durup izlemiyor sürekli zaplıyordu. Sonra bir haber kanalında son dakika olarak geçen haber dikkatini çekti.

"Evet yanlış duymadınız Ateş Resim Galerisi'nde şok bir gelişme yaşandı. Ekranda da gördüğünüz gibi galerinin sahibi Feyra Ateş tüm kameralar önünde değerli bir resim yaktı..."

Mete ayaklanıp ekrana yaklaştı. Bu galeriyi hatırlıyordu. Müvekkilinin galerisiydi bu!

Ekrem Amca!

Ekranda elinde çakmak tutan kız dikkatini çekti. Uzun kızıl saçları, şık yuvarlak gözlükleri ve o kocaman açtığı bal rengi gözleri Mete'yi etkisi altına aldı. Mete bir saniye bile gözlerini kırpmadan televizyona bakıyordu. Sadece o kıza...

Seni tanıyor muyum? Neden bana bu kadar yakın geliyorsun?

Eli kalbine gitti... Heyecanla attığını hissetti. Acıyla değil, heyecanla.

Kapısı çalınmadan açıldığında annesi yeniden içeri girdi.

"İlaçlarını getirdim."

Odanın ortasına kadar geldiğinde televizyona dikkatle bakıp sinirlendi ve kumandayı alıp televizyonu kapattı.

"Yine mi bu kız! Hala onu düşünüyor musun yoksa?!" diye sinirle kükredi.

Mete soru soran bakışlarla annesine baktı. Sinirlenme sırası kendisindeydi.

"Benim bu kızla bir ilgim mi var?" diye sordu dişlerinin arasında.

Annesi ağzından kaçırdığına pişman olduğu sözlerini tekrarladı.

"Hayır, tabiki hayır. Sadece..."

Annesi sustu gözlerini kaçırdı. Herhangi bir açıklama yapmadı.

"Biz neden evlenmedik?"

Pat diye sordu. Mantığı almıyordu artık. Başı ağrıyordu, düşünemiyordu! Eksik bir şeyler vardı hissediyordu. Mete 2017'de olduğunu sanıyordu. Üç yıl öncesinde! Gülden'le çoktan evlenmiş olması gerekirdi ama değildi. Neden?

"Açıkladık ya oğlum... bir terslik oldu ve Gülden'in yurtdışında işleri çıkınca siz de düğünü ertelediniz."

Mete için bu açıklama yeterli gelmiyordu. Hala bilmesi gereken ayrıntılar var gibi hissediyordu. Annesi geldi elini omzuna koyup gülümsedi. İçini rahatlatmak için, "Mete, doktor hatırlamaya çalışıp beynini yorarsan hafızanı olumsuz yönde etkiler dedi. Lütfen kendini rahat bırak ve dinlen." diyerek ilaçlarını bırakıp çıktı.

Mete'nin aklı iyice karışmıştı. Annesinin kapattığı televizyonu tekrar açarak haberlerde o kızı görmeyi bekledi. Ama yoktu. Ekrem Amca'nın galerisinde bu kızın ne işi olduğunu düşündü. Bir ara uğrayıp Ekrem Amca'yı ziyaret etmeyi düşündü. Belki hatırlayacağını şeyler olurdu kim bilir?

Oflayarak kendini yeniden yatağa attı. Eksikti, yarımdı. Bir şeyler oluyordu ama Mete hiçbirini anlamıyordu...

KORUYUCU -ANAHTAR 2- TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now