deaths are painful.

1.2K 154 48
                                    

uyuması gerekiyordu, eskileri anıp ağlamanın sırası değildi. hala acıtıyordu, acısının geçeceği pek yoktu.

ama ağlayıp ağlamamak bir seçim değildi.

gözyaşları uzandığı yerdeki yastığı ıslatıyordu.

onun boşluğu dolmayacaktı, o yamaguchi'nin ilk arkadaşı, ilk aşkı, kahramanı, rol modeli.

çocukluğu geçmişti onla, en sevdiği oyuncakları onunla paylaşır, annesinin yaptığı nefis yemekleri onunla birlikte yerdi. gözlükleriyle oynamayı, onu sinir etmeyi ve ona şarkı söylemeyi çok severdi yamaguchi. eğer şimdi yanında olsa, aynısını yapardı.

bakışlarındaki şefkati ve sevgiyi görebilmişti, onunla oynarken mutlu olduğunu hissetmişti, sevildiğini hissetmişti yamaguchi.

bir keresinde, bir kıyafet mağazasına gitmişlerdi. "en büyük hayalim bunları tasarlayan bir adam olmak." dediğinden beridir koymuştu aklına tasarımcı olmayı. diğerlerinin "çok yaratıcısın." demesi bir bahaneydi. sadece, diğerinin gerçekleştiremediği hayalini gerçekleştirmek istiyordu.

fark etmedende olsa titriyordu yamaguchi, etraf karanlıktı ve hava soğuktu, üstüne örtmek için bir şey almıştı ama bu yeterli değildi.

aldığı battaniyenin üzerine bir battaniye daha aldı. zaman geçti, ama titremesi durmadı.

belki de soğuktan titremiyordu.

özlemişti onu, gözlerinin önünde ölmesi kötü olmuştu aslında. bu yüzden çocukluk fotoğraflarını saklamakta pek özen göstermezdi.

aslında ölümü için kendini suçluyordu. eğer öne doğru koşsaydı, onun hayatı şu an devam ederdi. orda aptal gibi arabanın ona çarpmasını izlemekten başka bir şey yapmamıştı.

onun hayatını, kendi hayatından önde tutuyordu.

company ; tsukkiyamaWhere stories live. Discover now