company ; tsukkiyama

"you don't have a heart, right?"

bedenini yatağa koydu ve üstüne yorgan örttü çilli oğlanın. sonra onun duymayacağını bile bile, konuşmaya başladı.

"hiçbir şey bilmiyorsun. hem de hiçbir şey."

sözüne devam etti,

"eski sevgilini tanımadığımı bilmiyorsun, tek amacımın sen olduğunu bilmiyorsun, seni sevdiğimi, seni korumak istediğimi bilmiyorsun, hayatımda bana tek iyi gelen şeyin sen olduğunu bilmiyorsun, hayatımda tek sevdiğim şey olduğunu bilmiyorsun. benim eskiden arkadaşın olduğumu bile bilmiyorsun."

çilli oğlanın az da olsa titremesinin geçtiğini fark ettiğinde onu uyandırdı. duş alıp yorganın altına girmesi gerekirdi, yoksa hasta olacaktı.

"duş al ve tekrar yorganın altına gir. ve bir aptallık daha yapma."

"senin kalbin yok değil mi?"

"n-ne?"

"kalbin diyorum, beynin gibi yok mu?"

"hayır var, senin aksine. bana laf sokacağına, git duş al gel."

yamaguchi sıcacık yataktan kalkıp banyoya girdi. duşunu aldı, tekrar yorganın altına girdi ve uyudu biraz.

uyuduğu zamanlarda izledi yamaguchi'yi shigeru. uyuduğu zaman, sanki normalde de değilmişçesine saf ve masum oluyordu, bir şey dese bile ukala cevaplarını veremiyordu shigeru'ya.

önünde gözleri kapalı, sanki normalde de değilmişçesine saf ve masum bir adam duruyordu.

uyandığı zaman sanki oturup onu izleyen kendisi değilmiş gibi ilgisiz davranıyordu. çorba verdi çilli oğlana ve içmesini beklemeden kendi odasına geçti.

...

Yan Hikayeler - Part 1

Shigeru'nun Geçmişi

Ortaokul 8

"Yeter sus artık! Keşke doğmasaydın! En büyük hatamsın!"

"A-ama baba! Ben sana ne yaptım ki?"

"Baba deme bana! Senin var olman hata!"

"A-a-ama..."

Babası yine içmiş, hiç bir suçu olmayan çocuğunu dövüyordu.

Annesi mi? O Shigeru'nun doğumunda dünyadan göçüp gitmişti. Bu yüzden suçlanıyordu, bu yüzden doğması büyük hataydı. Bedenindeki morluklar acıyordu, ama hiçbir morluk kalbi gibi acıyamazdı.

Annesi olsaydı nasıl olurdu? Güzel bir aileye sahip olur muydu? Ondan öte, bir ailesi olur muydu? Sevgiyi hisseder miydi?

Aile duygusunu anne mi oluştururdu? Babayla çocuk yapamaz mıydı? Evet hiçbir zaman anneli bir aile gibi olmazdı ama yine de, böyle olmayacağı kesindi.

Dövülmesinin, şu anlık bu acının bitmesini bekledi. Sadece okuluna gitmek istiyordu. Sadece o çilli oğlanı görmek istiyordu.

Gece bitti bir şekilde, güneş doğdu.

Morluklarını gizlemek için ismini bile bilmediği (annesinden kalan) birkaç makyaj malzemesini birleştirdi vücudundaki morluklarla.

Hoş bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Saçlarını düzeltebileceği kadar düzeltti, ve okula doğru yürümeye başladı.

Okul zaten çok yakındı, bu yüzden okula varması çok sürmedi.

Kapının önünde çilli oğlanı gördü. Gülümsemesi genişledi, gözleri parlamaya başladı ve hızla onun yanına koştu.

"Hey!"

"Günaydın."

"İyi misin Guchi?"

"Şey... Bugün bir arkadaşımın ölüm yıldönümü."

(bu arkadaş bizim tsukishima'ya benzeyen arkadaş.)

Shigeru'nun yüzündeki gülümseme söndü, gözlerindeki pırıltı gitti.

"Oh... Özür dile-"

"Hayır, nerden bilebilirsin ki?"

Hiç gerçekçi olmayan bir gülümseme takındı çilli olan.

"Benim yanımda gerçek duygularını göster, olur mu Guchi?"

"Sende öyle, Shigeru."

İkisi de birbirine baktı bir süre. Sonra derslerine girdiler.